Tüm bunlar ne için tradutor Francês
203 parallel translation
- Tüm bunlar ne için?
- Pourquoi?
Tüm bunlar ne için?
Que me voulez-vous?
- Uzun hikaye. Tüm bunlar ne için?
- Longue histoire.
Aksi halde tüm bunlar ne için olurdu ki?
Quel aurait été le but de tout cela, sinon?
Peki tüm bunlar ne için Arkadaş ziyareti mi?
Pourquoi ici? Vous rendez visite à vos amis?
Peki, tüm bunlar ne için?
Alors... Qu'est-ce que tout cela signifie?
Tüm bunlar ne için olabilir?
A quoi ça sert?
Tüm bunlar ne için?
Pour quelle raison agis-tu ainsi?
Neden bu kadar üzülüyor ki? Tüm bunlar ne için?
Pourquoi est elle déprimée?
Tüm bunlar ne için?
Qu'est ce que c'est que cette histoire?
Kendine bak, Tüm bunlar ne için?
Regardez-vous.
Sormamda mahsur yoksa, tüm bunlar ne için?
Pourquoi toutes ces questions?
Yani, tüm bunlar ne için? Bu mum ışığında yemek?
ce dîner aux chandelles en amoureux?
Tüm bunlar ne için?
Il s`agit de quoi?
Tüm bunlar ne için? Ona birşey mi oldu?
Il lui est arrivé quelque chose?
- Hadi adamım, tüm bunlar ne için?
C'est quoi toutes ces histoires?
Ama tüm bunlar ne için?
C'est donc de ça qu'il s'agit...
Tüm bunlar için ödülünüz ne?
Quelle récompense en tirez-vous?
Geceleri sık sık uyanır ve şöyle derim : "Seth, seni şanslı köpek, tüm bunları hak etmek için ne yaptın?"
Souvent, je me demande... ce que j ´ ai fait pour la mériter.
Craig, tüm bunların senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum.
Craig, je sais à quel point tout ceci a dû être dur pour toi.
Düşünebiliyor musun polis, sirenler, tüm bunlar, sadece arka farlarımdan biri sönük olduğu için.
Tu imagines? Un flic avec les sirènes, la totale! Et tout ça pour un feu arrière qui ne fonctionne pas.
Orada neler olduğunu ve tüm bunların Henry ile bağlantısının ne olduğunu sormak için içim içimi yiyordu ama cesaret edemedim.
je mourais de lui demander ce qui s'était passé. et quel rapport il avait avec Henry, mais je n'ai pas osé.
Tüm bunlar tam olarak ne için?
- A quoi servent ces expériences?
Ed, tüm bunları düşünmek için zamanın oldu.
Tu as eu le temps d'y réfléchir, Ed. Je ne l'ai pas eu, moi.
Tüm bunlar için ne kadar vaktim var?
Combien de temps ai-je pour cela?
Üstelik tüm bunlar, göremediği bir tanrı için.
Tout ça pour un dieu qu " il ne voit même pas.
Ben tüm bunları size daha önce anlatacaktım ama Efendi Blifil ona bir şans daha vermemiz için bana yalvardı.
J'aurais tout révélé depuis longtemps, si maître Blifil ne m'avait pas supplié de lui donner une autre chance.
Hiç kimse kaç tane kızılderilinin kaçmaya çalıştığını sormuyordu. Tüm bunlar için Cheyenne kelimesi yeterliydi.
On ne se souciait guère du nombre d'Indiens, le mot "Cheyenne" suffisait.
Benim gibi cahil bir çiftçinin hatırı için, tüm bunlar ne demek oluyor?
Pour la gouverne d'un ignorant, que signifie ce jargon?
Adamlar adına vali yardımcısına ve size ifade etmek istediğim şey, müdür bey, ve öğretmene, ve diğer seçkin konuklara... ve oradaki tüm yasalara sadık insanlara... bütün bunların biz buradkiler için ne çok şey ifade ettiği.
Au nom de tous, j'aimerais dire au gouverneur, et au directeur, ainsi qu'au professeur et aux autres invites, et a tous les citoyens respectueux de la loi, ce que tout cela signifie pour nous, en prison.
Afedersin Başkan, tüm bunlar için sebep ne bilmiyorum ama umarım yeterince iyidir.
Excusez-moi Major, j'ignore les raisons qui vous ont fait changer d'avis, mais j'espère qu'elles sont bonnes.
Tüm bunlar ne için peki?
Il faut vivre.
Tüm bu yolu bunun için gelmenize üzüldüm ama Bay Escalante, bunları konuşabilme yetkimiz yok.
Je suis désolé que vous ayez fait tout ce chemin jusqu'ici Nous ne sommes pas autorisés à discuter cette controverse avec vous.
Niko tüm bunlar için ne diyecek?
Qu'est-ce que Niko va dire de ça?
Tüm bunlar onu tutuklamanız için yeterli değil mi?
ça ne suffit pas pour le faire arrêter?
Tüm bunları ödeyebilmek için ne yapıyorsun
Et comment tu payes?
Ama en önemli kısmı tüm bunların bizim için ne kadar önemli olduğunu anlayabilecek mükemmel bir erkekle olmasıdır.
Mais ce qui comptait le plus... c'était de trouver le mec idéal... qui comprendrait combien tout le reste compte.
Aeryn, sen bunun için doğdun. Yani, bu bilim, her zaman senin hayatında vardı. Tüm bunların benim için ne derece gelişmiş olduğunu bilemezsin.
Aeryn, cette technologie te parait normale, cette science t'a accompagnée toute ta vie, mais à moi, elle semble à peine imaginable.
Ve tüm bunlar için hazır olmayabiliriz ama elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.
Nous ne sommes peut-être pas tout à fait prêts mais nous faisons notre possible.
Tüm bunlar için biraz teşekkür etmeye ne dersin?
Vous pourriez me remercier.
Senin için ne anlama geliyor tüm bunlar?
Ça n'est rien de plus pour toi?
Tüm bunların ne için olduğunu bana anlatacak mısın?
Tu vas me dire ce qui se passe, oui?
Tüm bunların parlak bir sonu yoksa, yaptıklarımızın önemi yoksa o zaman bunlar için biz ne yaparız.
S'il n'y a pas de fin glorieuse... si nos actes sont insignifiants... alors ce qui compte, c'est ce qu'on fait.
Bazen, tüm bunların olmadığından korkuyordum zira uyanıp ve sarımsaklı ekmeğime tereyağı sürerken hayatın benim için yeniden başlamasını bekliyor olmaktan çok korkuyordum
J'ai parfois peur que ce ne soit pas arrivé. Que je sois encore en train de faire des tartines de beurre à l'ail à attendre que ma vie commence.
ve bana teşekkür et. Tüm bunları çocuklar için yapıyor... ve annelerin yarısının bile bunu kendi çocukları için yapacağına inanmıyorum.
La moitié des mères ne feraient pas pour leurs propres fils ce qu'elle fait.
Tüm bunları seni sahnede rezil edip Isabella'nın şarkı söyleyemediğini göstermek için yaptı.
Tout ceci etait un arrangement pour qu'ils reviennent ensemble. bon regarde Comme Isabella ne peut pas chanter.
Ve ben halatta olan ağırlığımı kesmezsem aşağı inebilmek için kendi halatını gevşetemezdi. Tüm bunları bildiğim için beni indirmemesi için tekrar bağırdım.
Si je ne me délestais pas, il ne pourrait pas faire passer la corde dans le descendeur.
Yani tüm bunları benimle yatmak için mi yapıyor?
Alors tout ne serait qu'un plan pour coucher avec moi?
Tüm bunların ne için olduğunu sorabilir miyim?
Je peux vous demander de quoi il s'agit?
Tüm konuştukları ; özel tasarım kıyafetler ve 300 dolara meç yaptırmak ile pahalı deri ceketler. Bunlar için kan akıtmaya hazırlar.
Et ils ne parlent que de vêtements à la mode, de mèches blondes à 300 $ et de vestes en cuir pour lesquelles ils sont prêts à verser leur sang.
Bunu sana söylememiş olmamı aleyhimde nasıl kullanacağını biliyorum, ama hiç, tüm bunları seni korumak için yapmış olabileceğimi düşündün mü?
Je sais que tu vas me tenir responsable pour ne pas t'avoir tout dit, mais... tu ne t'es jamais dit que peut-être j'avais fait ça... pour te protéger de tout ça?