English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ U ] / Umarız

Umarız tradutor Francês

4,196 parallel translation
Öyle umarız.
C'est ce qu'on espère.
Yüce Shogun Tokugawa Tsunayoshi umarız hazırladığımız eğlence aziz takdirinizi kazanacaktır.
Grand Shogun Tokugawa Tsunayoshi en espérant que les divertissements prévus agréent votre noble personne.
Umarım Başbakanımızı bekletmemiz sorun olmaz.
Les enfants ne sont pas encore en place. Vous pouvez attendre une minute?
Umarım söylemişlerdir. Dalgıçlarımız ellerinden geleni yapıyorlar.
Notre équipe au port fait vraiment tout ce qu'elle peut.
O zaman umarım doğru soruları sorarız.
Dans ce cas, on va devoir poser les bonnes questions.
Umarım hepinizin iştahı yerindedir çünkü, şükranlarınızın sayıldığını düşüneceğiniz yılın tek günü bugün...
Et je vous souhaite à tous d'amener votre appétit, car aujourd'hui c'est le jour où une fois par an vous êtes censés compter vos bénédictions...
Burada yaşıyorum ve umarım buradaki varlığın babandan özür dileyip düşmanlığınızı geride bırakmanız anlamına geliyordur.
Je vis ici, et j'espère que ta présence aujourd'hui signifie que tu vas t'exuser envers ton père et mettre cette querelle derrière toi.
Gelecek sefer, umarım önceden ayarlanmış planınız benimle olur.
J'espère que je serai votre prochain rendez-vous.
Colin yüzünden endişelenmenizde haklısınız ama umarım benim için endişe etmezsiniz.
C'est normal que vous soyez troublée à cause de Colin, mais j'espère que ce n'est pas à cause de moi.
- Umarım Summer denen kız buna değer.
J'espère que cette Summer en vaut la peine.
Umarım sağa sola saldıran biriyle karşılaşmayız.
Je prie pour ne pas assister à un déchainement.
Gerçek kurtuluşun yolu aftan geçer. İkinizin de kurtuluşa ulaşırsınız umarım.
Voilà le chemin de la vraie rédemption... pour vous deux, je l'espère.
- Bu da tutumlu olacağız demektir bu yüzden umarım şatafatlı yaşam tarzını dizginlemeyi istiyorsundur.
- Ça signifie vivre avec un budget, j'espère qu'on est prêt gérer sur notre style de vie prétentieux.
Umarım performans görüşmemde altın yıldız alırım efendim.
Oh, j'espère que j'aurais cette étoile en or dans mon examen du rendement, monsieur.
İkinize de iyi günler, ve sen genç adam, umarım bana dükkanından şeker çubukları getirmişsindir,... yoksa küçük kızımı bir daha asla göremezsin.
Amusez-vous bien. Et, jeune homme, si vous ne passez pas par votre magasin pour me ramener des Pixie Sticks, vous ne reverrez plus jamais ma petite fille.
Umarım, şunu yapmayı bilen bir suç ustasıyla karşılaşmazsınız.
J'espère que tu tomberas pas sur un génie du crime qui te fera ça.
"Gerçekmiş" den kastın kırmızı elbiseli, aşırı kilolu bir adam olabilir mi? Umarım kimliği üzerindedir. Evet
Si "le vrai" suppose un obèse dans un costume rouge, qui, je l'espère, a ses papiers.
Neyse, Noel Babamızın nereden düştüğünü bilmiyoruz, en azından kim olduğunu bulabildik mi? Kısa sürede buluruz umarım.
On ignore d'où il est tombé, mais sait-on au moins qui il est?
Gerçeği öğrendiğinizde umarım siz de benimle gurur duyarsınız.
Comme vous le serez, j'espère, quand vous connaîtrez la vérité.
Sizi seviyorum, umarım bunu izlemek zorunda kalmazsınız.
Je vous aime, et j'espère que vous ne verrez jamais ça.
- Umarım yalnız dönmezsin.
Avec un peu chance. pas seule.
Umarım erken geldiğimiz için bizi bağışlarsınız.
Désolée, nous sommes en avance.
O kız her kimse, umarım uykusuz kalmana değmiştir.
Qui qu'elle soit, j'espère qu'elle vaut que tu te prives de dormir.
Umarım rahatsız etmiyorum, hanımefendi.
Je ne veux pas forcer votre porte madame.
Umarım o kızıl kuyruklarla gelecek sefer de uçarız.
J'espère qu'on reverra ces queues rouges la prochaine fois.
umarım cehennemde onunla karşilarsınız.
Quand tu le croiseras en enfer, passe-lui le bonjour.
Bayan, umarım sizi rahatsız etmiyorumdur, ama, acaba saatiniz var mıydı?
- Désolé de vous aborder de la sorte, mais... pourriez-vous m'indiquer l'heure?
Umarım yanlış anlamazsınız ama alışılmış evli bir çift gibi görünüyorsunuz.
J'espère que vous ne le prendrez pas mal, mais vous avez l'air d'un couple tout ce qu'il y a de plus normal.
Umarım top yemeyi seviyorsunuzdur... çünkü toplarınızı kesip ağzınıza tıkacağım.
J'espère que vous aimez le goût des couilles, car je vais vous les arracher et vous les mettre dans la gueule.
- Umarım rahatsız etmiyorumdur.
- J'espère que je ne vous dérange pas.
Umarım başınıza nasıl bir iş aldığınızı biliyorsunuz.
J'espère que vous savez où vous mettez les pieds.
Umarım aradığınızı bulursunuz, Ekselansları.
Bonne chance, Votre Majesté.
Ta ki... Umarım, en kötü durumda, 20 ya da daha fazla mıknatısı çıkartmak zorunda kalmayız.
J'espère qu'on n'aura pas à enlever plus de vingt aimants.
Kızının cesedini oraya attığımda hayatta olmanı umarım.
Espoir encore en vie quand son corps prendre votre fille là-bas.
- Phango'yla yalnız yüzleşecek kadar deli değildir değil mi? - Umarım Khumba iyidir.
J'espère que Khumba va bieen.
Umarım kızına elveda demişsindir pavlovcu yavşak!
Dites au revoir à votre fille, imbécile de merde.
Umarım bir gün şu adamla karşılaşırız da yerçekimi aletimle ruhunu, bedeninden alabileyim.
J'espère simplement que j'aurai la chance de saluer ce mec un jour, afin que je puisse extirper son âme de son corps
Emerson gelene kadar birkaç saat dayanmak zorundayız ve sonra umarım...
Le tout, c'est de tenir encore deux heures en attendant qu'Emerson arrive, et alors...
Umarım seni rahatsız etmiyorumdur.
J'espère que je ne dérange pas ta charmante soirée.
Umarım birbirinize eşlik etmekten mutluluk duyarsınız.
Vous gênez pas pour sympathiser.
Umarım Süvarileri yakalarız da, o zaman bana birazcık inancın olur. Çünkü başka türlü hiçbir şeyi hak etmiyor olurum.
Si nous voulons arriver à capturer les Cavaliers il faut que vous ayez un peu foi en moi... parce que je n'ai rien fait pour mériter le contraire.
Özgüvenli göz kamaştırıcı kız. Umarım seni öldürmüşlerdir.
Comment être une fille glamour et sûre d'elle.
Umarım o kadar uzun süre hayatta kalmak zorunda olmayız.
J'espère ne pas avoir besoin de survire aussi longtemps.
Çünkü umarım bir daha böyle insanlarla karşılaşmaz ve asla böyle bir durumda bulunmazsınız.
Car j'espère que vous n'aurez plus jamais à faire de telles rencontres ou à vous retrouver dans de telles situations.
Gelerek rahatsız etmedik umarım?
Ça vous dérange si on reste?
Umarım kız arkadaşın ne kadar şanslı olduğunun farkındadır.
J'espère que votre copine connaît sa chance.
Beyefendilerden biriyle romantik bir ilişki yaşadınız umarım.
Je suis sûre que vous avez connu une aventure avec un jeune homme?
Eğer herhangi bir miras bırakacaksak... Umarım bu miras, bizden sonra gelenlerin ; keşfetmeleri, sorular sormaları sınırları zorlamaları, gerçekten zor soruların cevaplarını aramaları için ilham kaynağı olmamız olur.
Et donc si nous avons un quelconque héritage, je souhaiterais que ce soit le fait que nous aurons inspiré ceux qui viennent après nous, à continuer à explorer, à continuer à se questionner, à continuer à repousser les frontières,
İsa'ya teslim olmak istediğiniz başka bir alan keşfettiyseniz, ya da sorununuz nüksettiyse ve yeniden geliyorsanız umarım bugünün Teslimiyet Günü olduğunu hatırlayıp buraya çıkarsınız.
Le 1er jeton est le plus important. On ne doit s'en remettre qu'à Dieu.
Umarım bu ateşli tartışmanız bilimin ilerlemisi adınadır.
Mirdin. J'espère que vos échanges animés sont au nom du progrès scientifique.
Umarım aptalca davranmazlar.
Z'ont pas intérêt à me faire chier

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]