English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ U ] / Utanıyordum

Utanıyordum tradutor Francês

158 parallel translation
Ve ben utanıyordum.
J'étais très gêné.
Biliyor musun Blackie, Bir süre önce sana aşık olduğum için kendimden utanıyordum. Fakat artık gurur duyuyorum.
Tu sais, Blackie, un temps, j'ai presque eu honte de t'avoir aimé, mais plus maintenant.
Evet ve onun adına utanıyordum.
- Oui, et j'ai honte pour elle.
Oh, O kadar utanıyordum ki, Ölebilirdim.
Oh, j'ai si honte que je voudrais mourir.
Ama gözlerini indiren ciddi ve saf bir kıza rastlayınca... utanıyordum.
Quand je tombais sur une fille digne et pure qui baissait les yeux... j'avais honte.
Utanıyordum.
J'avais honte.
Sana çok aşıktım ama söylemeye utanıyordum.
Je n'osais pas t'avouer mon amour.
Frank belki seyrediyordur diye utanıyordum.
J'étais gìnée de savoir que Frank nous regardait.
Elbette gördüm. Ama çalamayacak kadar utanıyordum.
Bien sûr quej'ai vu la sonnette... mais je n'ai pas sonné parce queje suis timide.
Onların her birinden utanıyordum.
Avec chacun, je n'avais que de Ia honte.
Konuşmaya bile utanıyordum.
J'avais honte de parler.
Çok utanıyordum.
J'en pouvais vraiment plus.
Başka birini oynamaktan, başkasının duygularını taklit etmekten utanıyordum.
J'avais honte de jouer les émotions des autres.
Kendim istemeye çok utanıyordum.
J'étais trop gêné pour lui demander moi-même.
Çünkü ona karşı hissettiklerimden utanıyordum. Ama bana acı verecek bir şekilde de belli ediyordum.
Je parlais trop et trop vite parce que j'étais gêné de mes sentiments pour elle, que je croyais évidents aux yeux de tous.
Çevredeki evlerin hepsi çok güzeldi. Bu yüzden biraz utanıyordum.
Ça me gênait.
Utanıyordum.
J'avais honte, j'avais peur...
Anlarsın ya, utanıyordum.
Je... j'avais honte.
Zayıf olduğu için ondan utanıyordum.
J'avais honte de mon père parce qu'il était faible.
Bajoran olmaktan utanıyordum.
J'avais honte d'appartenir aux Bajorans.
Utanıyordum.
J'étais gênée.
Bu halimle görünmekten utanıyordum.
Je ne me trouvais pas présentable.
Ondan utanıyordum.
J'avais honte de lui.
Ne zamandır barışmak istiyordum ama utanıyordum.
Je voulais faire la paix depuis longtemps. J'avais honte...
Bundan utanıyordum!
Je suis humiliée!
Belki biraz utanıyordum.
Parce que j'étais un peu gêné!
Sanırım utanıyordum.
Je suppose que j'avais honte.
Kameraya çekilmek istemiyordum. Çünkü utanıyordum.
Je fuyais la télé parce que j'avais honte.
Quebec'ten geldiğimiz zaman aksanımdan utanıyordum. Bu yüzden düzeltmek için çok uğraştım.
Quand on est arrivés du Québec, j'avais honte de mon accent, alors j'ai essayé de le perdre.
Çünkü utanıyordum, tamam mı?
J'en ai honte.
... ve korkuyordum... ... ve de utanıyordum.
J'étais terrorisée... et j'avais honte.
Çok utanıyordum.
J'avais tellement honte.
Ailemi dinleyip... senden vazgeçtiğim için çok utanıyordum.
J'avais honte d'avoir écouté mes parents et de t'avoir abandonnée.
Senin yüzünden okula gitmeye utanıyordum!
J'avais honte d'aller à l'école.
Utanıyordum. Bu yüzden öldüklerini söyledim.
J'avais honte, c'est pour ça que j'ai dit qu'ils étaient morts.
- Sanırım utanıyordum. 12 yaşımdaydım!
J'étais timide et je n'avais que 12 ans.
Bu yüzden onu severdim. Ama ondan utanıyordum.
Je l'aimais bien pour ça, mais j'avais honte de lui.
- Utanıyordum.
J'avais honte.
Rahatlamış hissettiğim için kendimden utanıyordum.
J'avais tellement honte. Parce que je me sentais soulagée.
Hayatımdan utanıyordum.
Et ma vie me faisait honte.
Babamla Soğuk Dağ köyüne ilk geldiğimizde görünüşümden çok utanıyordum. Buraya hiç uygun değildim.
Quand nous sommes arrivés à Cold Mountain, j'étais si gênée par mon apparence, si peu à ma place.
çok utanıyordum. köşede durup ona bakardım.
Ils étaient tous gênés dans leur coin.
Çünkü utanıyordum. - Neden utanıyordun?
Mais pourquoi crois-tu que ça ferait une différence pour moi, Eddie?
Neden mi utanıyordum?
Je suis aussi pauvre, tu te souviens?
Bunu bilmiyorsun çünkü sana söylemedim. Utanıyordum.
C'est vrai, tu ne sais pas car je t'ai rien dit.
- Utanıyordum.
- J'avais honte.
Korkmuyordum, ama utanıyordum.
Pas par peur, mais par honte.
Öyle bir insan olduğum için utanıyordum.
J'avais honte de l'homme que j'étais.
Ben sadece... 60 senedir bu sebeple çok utanıyordum.
C'est juste que.. J'en ai honte depuis 60 ans.
Kendimden utanıyordum.
J'ai eu honte.
Böyle davrandığım için kendimden utanıyorum Charlie ama elimde değildi, çıldırıyordum.
Oh... pardon! J'ai honte de moi, Charlie, mais j'... j'ai cru devenir folle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]