Uyku tradutor Francês
5,790 parallel translation
7 yaşındayken uyku bozuklukları için bir psikoloğa göründün mü?
Tu as vu un psychologue pour des problèmes liés au sommeil quand tu avais 7 ans?
Uyurgezerlik yapıyordun, uyku bozuklukları yaşıyordun.
Tu étais somnambule, souffrais de terreurs nocturnes.
İlk uyku evresi kontrol amaçlı.
Cette première période de sommeil est un contrôle.
- Remy tehlikede değil sadece derin bir uyku evresinde.
- Remy n'est pas en détresse, elle est simplement dans une étape plus profonde du sommeil.
Ama hiç değilse Remy bir geceliğine de olsa güzel bir uyku çekebilecek.
Mais peut-être qu'au moins Remy peut passer une bonne nuit de sommeil.
O uyku için oldukça üzgün.
Elle est énervée pour ta sieste.
- Tüh, bu uzun bir uyku.
- Zut, c'est une longue sieste.
2 : 00'de olursa uyku düzeni bozulacak.
14 h, c'est pendant sa sieste.
Sıcak, buharlı, sexpot,'n'roll, dördüncü yıl psikolojik ikamet kaya Ben düzenli olarak uyku ki...
Le brûlant, torride, canon, rock and roll, interne de quatrième année en psychiatrie avec lequel je dors de façon régulière
- Elveda uyku.
- Au revoir, dors.
Uyku tulumlarını arıyordum.
Je cherchais des sacs de couchage.
Bir koluna, seni uyutması için bir uyku hapı ve diğerine de uçman için amfetamin verdim.
Le barbiturique est une des armes qui vous fera perdre connaissance, et l'amphétamine fait partie des autres... une sorte de grand huit.
Sana yeniden uyku ilacı vermemi mi istiyorsun?
Tu me demandes de te remettre sous somnifères?
Sorun uyku değil, sorun rüyalarım.
Ce n'est pas le sommeil, ce sont les rêves.
Sadece sen ve güzel bir uyku.
Seulement toi et une bonne nuit de sommeil.
Nerede, ha gece uyku gerekiyor? - Evet!
Où suis-je censé dormir ce soir, hin?
Uyku mu tutmadı?
Tu n'arrives pas à dormir?
Virüsün seninle birlikte öldüğünü öğrendiklerinde gemideki insanlar daha iyi bir uyku çekecek.
Les gens sur ce navire vont mieux dormir ce soir, en sachant que c'est mort avec vous.
Bir takım uyku sorunum mevcuttur. Nokturnal terörü duymuş muydun?
J'ai des troubles du sommeil.
- Evet... uyku sersemiyim.
Je suis dans le cirage.
Günde 20 saat çalışıyorsun. Gözüne uyku girmiyor.
Tu travailles 20 heures par jour, tu ne dors pas.
Kusura bakma uyku tutmadı, tekrar uyumakta itemedim.
J'arrivais pas à dormir, et je voulais pas encore te réveiller.
Dün gece gözümü uyku tutmadığı için Üç fincan expresso içip geldim.
J'ai bu trois tasses d'espresso parce que je n'arrivais pas à dormir.
Sanırım şimdi güzel bir uyku uyuyacağım.
Je sens que je vais bien dormir.
Onun yüzünden uyku uyuyamaz oldum.
Impossible de dormir à cause de lui.
Tamam çocuklar, uyku vakti.
Ok les enfants, c'est l'heure de la sieste.
Uyku zamanı.
C'est l'heure de la sieste.
Biraz uyku çekin tamam mı bayanlar?
Dormez un peu. D'accord, mesdemoiselles? Bonne nuit, K.
Gözüne uyku girmeyip gizlice odasına girmeyi falan aklından geçirmeyecek misin yani?
Tu ne vas pas rester éveillée à penser que tu pourrais juste te faufiler dans sa chambre?
- Uyku tutmadı. Sen?
- J'arrive pas à dormir.
Gözüme kaç gece uyku girmediğini biliyor musun sen?
Tu sais combien de nuit je suis restée réveillée.
Şimdi uyku vakti geldi.
C'est l'heure de se coucher. Maintenant.
Ronnie, uyku devriyesi de artık sende.
Ronnie, tu es avec les veilleurs maintenant.
- Uyanmazlar. Yanımda oturan yaşlı hanımdan uyku hapları aldım.
J'ai emprunté des somnifères à ma voisine sympathique.
Bazı insanlar uyku hapı alırlar sonra gece yarısı uyanıp normalda yapmadıkları bir çok şey yaparlar.
Des gens prennent des somnifères, se lèvent au milieu de la nuit, font toute sorte de choses qu'ils ne feraient normalement pas.
Eve gitmelisin. Güzel bir uyku çek.
Tu devrais rentrer, te reposer.
Uyku ortasındaki duaları mı değiştirdiler?
Les prières du milieu de la nuit ont changé?
- Birileri güzel uzunca bir uyku çekmiş
J'en connais un qui a bien dormi. Oh, mon dieu.
Arkadaşım aşırı dozda uyku ilacı almış.
Mon amie, elle a pris des somnifères - - une overdose. D'accord, madame.
Bir avuç dolusu uyku hapı içti.
Elle a pris une poignée de somnifères.
Mezarın içinde sadece uyku yuvaları var.
"A l'intérieur de la tombe... règne un sommeil profond"
Uyku düzenin nasıl?
Tu dors bien?
Pudingin içine uyku ilacı koydun, değil mi?
T'as mis des somnifères dans le kheer?
100 saatlik uyku haplarından alırdım, anca 4'üyle uyurdum.
Je voulais juste pirater dans les environs de 100heures, je dormais que 4.
Olay buysa, 10 yıl uyku hâlinde kalabilecek kadar kontrollü.
Si c'est le cas, le suspect se contrôle suffisamment pour rester inactif pendant 10 ans.
Dennis Rader, "Bağlı İşkence Katili" 16 yıl boyunca uyku hâlinde kaldı ama medyaya suçları için güvence isteyen mektuplar yolladı.
Dennis Rader, "the BTK killer", est resté inactif pendant 16 ans mais a par la suite envoyé des lettres aux médias pour revendiquer ses crimes.
Tüm zaman boyunca uyku hâlindeki veya kopyacı katilin hangi profilinin doğru olduğunu çözmeye çalıştık Ama ikisi de doğruydu.
Tout ce temps nous avons essayer de comprendre le bon profil, le tueur en sommeil ou l'imitateur. Mais la réponse est les deux.
Küçük hanım. Uyku saatiniz geçmedi mi?
Mademoiselle, vous devriez être au lit.
Üniversitede de uyku saatin yok mu?
Vous faites des siestes, non?
Sizin güvende olduğunuzu bilince gözüme uyku giriyor ancak.
Votre bien-être est la seule chose qui me permette de dormir.
"Uyku halinde olma" yı cinsel uyarılmaların bir evresi olarak listeleme saygısızlığını gösteren biri tarafından.
comme étape de l'excitation sexuelle.
uykum var 51
uykum yok 33
uykum geldi 23
uyku vakti 34
uykuya dal 20
uykucu 22
uyku tutmadı 33
uyku zamanı 45
uykuya daldı 18
uykum yok 33
uykum geldi 23
uyku vakti 34
uykuya dal 20
uykucu 22
uyku tutmadı 33
uyku zamanı 45
uykuya daldı 18