Var tradutor Francês
879,112 parallel translation
Burada ne işin var?
Qu'est-ce que tu fais ici?
Evde kimse var mı?
Y a quelqu'un?
"Süper yaşlanmanın", çapraz bulmaca çözmekten nasıl bir farkı var?
En quoi le super-vieillissement est différent de faire des mots croisés?
Dürüst olmam gerekirse, eski sevgilin ile akşam yemeği yemek biraz tuhaf ve konuşacak fazla bir şeyimiz var gibi gözükmüyor.
Honnêtement? C'est un peu bizarre de dîner avec ton ex, et c'est pas comme si on avait des choses en commun.
Casusları uzak tutmak için bir koruman var mı?
T'as un garde du corps qui éloigne les espions?
Sheldon var, çoğu insanı uzak tutuyor.
J'ai Sheldon, il effraie la plupart des gens.
Daha çok "menü" ile ilgili şakam var ama bu favorimdir.
J'ai plein d'autres blagues sur les menus, mais c'est ma préférée.
Çünkü bir sancı var gibi.
Car je sens un pincement.
Satış deneyimim var ve garsonluk yaptım, o yüzden restoran deneyimim var diyebiriilz ve eğer Noel ikramiyemi hesaplamaya çalışırsa bir tekne alabiliriz.
J'ai de l'expérience dans la vente, et j'ai été serveuse, donc je connais les restaurants, et si c'est lui qui calcule ma prime de Noël, on pourrait s'acheter un bateau.
Hayır, sadece alnımda ufak bir şişlik var.
Non, juste une bosse sur mon front.
Ve bu küçük bayanın bir ismi var.
Et cette demoiselle a un nom.
Ona baksana, iyi hissetmek için ne sebebi var ki?
Regarde-le, quelles raisons il a de se sentir heureux?
Yol üzerinde bir sürü engel var.
Il y a plein d'obstacles à franchir.
Burada... Net Terminal Geni olan insan var mı?
Existe-t-il des humains porteurs du terminal génétique?
Ama şimdiyse sadece 150 kadar var.
Nous ne sommes plus qu'environ 150.
Ve yanlarında tuhaf biri var.
Il y a quelqu'un d'étrange avec eux.
Yani gerçekten de dışarıda başka insanlar var.
C'est donc vrai, il existe bien d'autres humains.
Büyükannem orada tüm Muhafızlardan daha korkunç bir hayalet var, demişti.
Grand-mère dit qu'on y trouve un fantôme plus effrayant que la Sauvegarde.
Orada biri mi var?
Il y a quelqu'un?
İrislerinde salgının kalıntıları var.
Il reste des traces de contamination dans vos iris.
Ama iyi haberlerim var.
Mais il y a de l'espoir.
Altında bir bağlantı portu var.
Il y a une borne pour se connecter en dessous.
- Başka yedek batarya var mı?
- Il reste des batteries?
- Yeterli sayıda metal başlık var mı?
- On a assez de Casquétals?
Bu otomatik fabrikalardan şehrin her tarafında var.
Ces usines automatisées sont disséminées dans toute la ville.
Yaralanan var mı?
Il y a des blessés?
Bende bir tane daha var.
Il m'en reste une.
Bende iki tane var.
J'en ai deux.
Ama şimdi gıdamız var.
Mais à présent, on a de quoi manger.
Yardımını istediğim bir nokta var.
J'ai besoin de votre aide pour une chose.
Geri dönmeye niyetin var mı?
Comptes-tu revenir?
Ama yine de vaktin var.
Mais vous avez le temps.
Bu ve bunun altındaki arasında terk edilmiş bir seviye var.
Il existe un niveau abandonné entre celui-ci et celui d'en dessous.
Buranın kuzeyinde, oraya giden bir yol var.
Un chemin y conduit, au nord d'ici.
Bilmiyorum ama öğrenmeye niyetim var.
Est-ce vrai? Je ne sais pas, mais j'ai l'intention de tirer cette affaire au clair!
Toprağınızda petrol var.
Votre terre regorge de pétrole.
Burada kanun var.
Il y a des lois.
Başka kızlar da var.
Ce n'est pas une question de chevaux.
Burda sana yardım edebilecek kişiler var.
Il y a des gens capables de t'aider.
Pedro'nun toprağında petrol var.
La terre de Pedro regorge de pétrole.
Tabii ki var.
Bien sûr que c'est important.
Bekleyin. Ne var ne o şey?
C'est sûrement une pousse d'arbre.
Hareket ediyor! Görünüşe göre şirketimiz var.
Et cette compagnie... c'est un Yoda.
Bekle. Hayır, troller yok. Ama bak, ayrıca bir de var.
Mais il y a aussi une chance que ça soit un docteur certifié en médecine.
Bir zaman ve bir yer var. Tamam?
Pour l'instant j'ai besoin de ton aide.
Ve şu anda yardımınıza ihtiyacım var.
Le pénis du Père Noël.
Pekala, herhangi bir ipucu var mı? Olabilecek herhangi bir pislik Hafif ışık tutmama yardım et
Quelque chose qui pourrait nous éclairer sur la nature de cette possible bête sauvage?
Elektrik prizlerinde çatal var,
Il y a des fourchettes dans les prises, et ce costume est tout petit.
Bir çeşit var Devam eden kahraman anlaşması.
Il me voit comme un héros. Je ne suis qu'un homme.
Bak, her neyse, Ister bir yürümeye başlayan Ya da Benji, bize ihtiyacı var.
Qui qu'il soit, un gamin ou un Benji, il a besoin de nous.
Onu saklamaktan kurtarmamız lazım. Ve sadece bir şey var.
Et j'ai juste ce qu'il faut.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19