Ve seni seviyorum tradutor Francês
1,799 parallel translation
Ve seni seviyorum çünkü benim gibi birisiyle olabilirken Blair gibi birisiyle de hala en iyi arkadaş olabiliyorsun.
Et je t'aime parce que tu peux être avec quelqu'un comme moi et rester la meilleure amie de quelqu'un comme Blair.
Ve seni seviyorum... Ama gitmem gerek.
Et je t'aime... mais il faut que j'y aille.
Çünkü benim kardeşimsin. Ve seni seviyorum.
Parce que tu es mon frère, et que je t'aime.
Ve seni seviyorum.
Mais je t'aime.
- Her şeyi ve seni seviyorum.
- Tout, et je t'aime.
Biz kardeşiz ve seni seviyorum ve senin de beni sevdiğini biliyorum ve...
Nous sommes frères et je t'aime. Et je sais que tu m'aimes et...
Ve seni seviyorum, ve senin de beni sevdiğini biliyorum, ve...
Et je vous aime, et je sais que vous m'aimez et...
Bende partnerini unuttun sandım.. ... ışıklar ve seni seviyorum kelimesi seni biraz korkutmuş olmalı?
Je pensai que vous aviez oublié votre partenaire Les lumières et les'je vous aime', doivent vous avoir un peu effrayés?
Ve seni seviyorum.
Et je t'aime.
Peyton seni seviyorum ve sonsuza dek beraber olmamızı istiyorum.
Peyton, je t'aime, et je veux qu'on soit ensemble pour l'éternité.
Ve her ne olursa olsun, şunu söylemek istiyorum ki... Seni seviyorum ve sana minnettarım.
Et quoi qu'il arrive, je voulais te dire que je t'aime, que je t'apprécie
Ve her ne olursa olsun, sana şunu söylemek istiyorum ki... Seni seviyorum ve sana minnettarım.
Et quoi qu'il arrive, je voulais te dire que je t'aime, que je t'apprécie
Ben de seni seviyorum, Chuck Ve sana ne kadar sevdiğimi göstermek istiyorum.
Je t'aime, Chuck, je voulais te le prouver.
- Seni seviyorum. Ve bu hamile olduğunu sandığım için değil. Kâğıdını yakalayan bir adamı sevdiğin gibi ya da saçını seven bir kız gibi de değil.
Je t'aime, et pas juste parce que je te croyais enceinte et pas de la manière dont tu aimes un type qui ramasse ton devoir ou une fille qui aime tes cheveux.
Ve ben seni seviyorum.
- Et je vous aime.
Seni çok seviyorum ve seninle gurur duyuyorum.
Je t'aime et je suis fier de toi.
Ve sen... seni seviyorum ama şununla yüzleş, itici birisin.
Et toi... Je t'aime, mais disons-le, tu es un peu crétin.
Seni seviyorum ve benimle kuzeyde yaşamanı istiyorum.
et je voudrais que tu viennes vivre avec moi dans le Nord Pas-de-Calais.
Seni seviyorum ve buna inanamıyorum.
Je t'aime comme... pas possible.
Ve bende seni seviyorum, annecik.
Et je t'aime aussi, maman.
İstersen beni sevmiyor numarası yapabilirsin. Ben de buna inanıyor gibi yaparım. Fakat seni seviyorum ve her gün her dakika seni düşünüyorum.
Tu peux prétendre, ne pas m'aimer, et je peux faire semblant d'y croire, but I love you, and I think about you every minute of every day.
Dostum, bu anlamlı günde senin yanında olabilmek benim için bir zevk ve bir onur. Seni seviyorum, ve bence turnayı gözünden vurdun.
Mon ami, c'est un plaisir et un honneur d'être à tes côtés en cette grande occasion.
Seni ve Patrick'i çok seviyorum. - oradan hemen çıkmalısın.
Je t'aime, et j'aime Patrick, mais il faut que vous partiez.
Ama seni iyi tanıyorum ve böyle daha da çok seviyorum.
Mais je te connais, c'est pour ça que je t'aime.
Ve eğer sizin gibi büyük şirketler bir şans verirse... neler yapbileceğimi göstermek istiyorum oğlum seni seviyorum güveniyorum da cevap vermek zorunda olduğum başkalarıda var hissedarlar, yatırımcılar.
Et si les grandes entreprises comme la vôtre ne donnent pas une chance aux nouveaux arrivants alors qui profitera de notre talent et de notre travail? Mon fils, j'aime ce que vous dites. Mais j'ai une grande responsabilité.
Yalnızım ve sen benim kızımsın. Seni seviyorum.
J'étais seul, et tu es ma fille et je t'aime.
Seni seviyorum ve özür diliyorum.
Je t'aime, et je suis désolé.
Ama ben seni kardeşim gibi seviyorum James. Ve öpüştüğümüz zaman, kardeşimle öpüşmüşüm gibi hissettim.
Et quand on s'est embrassé, j'ai ressenti comme si j'embrassai mon frère.
Yoko seni tanrıdan ve başka herkesten çok seviyorum!
J'aime Yoko plus que Dieu encore.
Ve eğer sana seni sevdiğimi söylemediysem bil ki seviyorum.
Et si je ne t'ai pas dit... que je t'aimais, je te le dis.
Sen iyi niyetli palavracının tekisin ve ben seni seviyorum.
Tu es le véritable homme bon et aventureux, et je t'aime.
Bak, ben... Seni seviyorum, ve...
Écoute, je... je t'aime et...
Çünkü seni seviyorum, ve...
Parce que je t'aime et...
Sen benim en iyi arkadaşımsın ve ben seni seviyorum.
Hum... tu es mon meilleur ami et je t'aime.
Ben seni seviyorum, ve sende beni seviyorsun.
Je t'aime, tu m'aimes.
Ve seviliyorsun, seni seviyorum ve gelecekte yetişkin biri olduğun zamanki hâlini önemsiyorum.
Et tu es aimé et je t'aime et il m'importe de savoir la personne que tu deviendras.
İlkinde kalkıp bana sarılıyordun... ve diyordun ki, "seni seviyorum"
Dans le premier, vous me prenez dans vos bras... et vous dites : " Je t'aime.
Ama seni seviyorum ve senin beni halen sevdiğini umuyorum.
Mais je t'aime et j'espère que tu m'aimes encore.
ve sen beni aşağıladın, hor gördün, önem verdiğim insanları öldürdün, buna rağmen, bir şekilde, seni hala seviyorum!
Et tu m'as traitée avec mépris, tué ceux dont je me préoccupais, et malgré tout ça, je t'aime toujours!
Seni seviyorum ve sonsuza dek de seveceğim.
Je t'aime maintenant et pour toujours.
Çünkü sadece sen üstünde çalıştığım şeyi bitirmekte yardımcı olabilirsin ve çünkü seni seviyorum.
tu es la seule à pouvoir m'aider à finir mon travail, - et je t'aime.
Ve senin gitmene hazır değilim, çünkü seni çok fazla seviyorum.
Et je suis pas prêt à te laisser partir. Je t'aime trop pour ça.
Ben sadece sana bir iyilik yapmadım Taani, Seni seviyorum ve aşk asla geri ödenmez
Je ne te fais pas une faveur Taani, je t'aime tout simplement. Et l'amour ne peut jamais être remboursé.
P. Sawyer, seni seviyorum ama bugün senin için çok önemli ve en azından ikimizden biri beklemekten daha iyi bir şey yaparsa, kendimi daha iyi hissedeceğim.
- Brooke, je... - P. Sawyer, je t'aime beaucoup, Mais je sais que tu as une journée de folie et...
Seni seviyorum, küçük kız ve her zaman da seveceğim, tamam mı?
Je t'aime, petite fille, et je t'aimerai toujours, OK?
Ve seni seviyorum amına koyayım.
Et je t'aime, putain.
Seni gerçekten seviyorum. Ve senin ölmeni istemiyorum.
Je t'aime vraiment et je veux pas que tu meures.
Ve bu sadece seni korumak istediğimdendi. Çünkü seni seviyorum ve başına kötü bir şeyin gelmediğinden emin olmak istiyorum.
Parce que je voulais te protéger parce que je t'aime et je voulais être sûre que rien de mal ne t'arrive jamais...
Biliyorum ve bunun için seni seviyorum Hales, ama benim yorumum da şu :
Je sais, et je t'aime pour ça, Hales, mais comme je le vois,
Evet, Lindsey'le arkadaş olabilirim ama benim en iyi arkadaşım sensin. Seni seviyorum ve ihtiyacın varsa, beni de işin içine ya da... başka bir yere dahil etmen, senin hayrına olur!
Oui, je suis amie avec Lindsey, mais tu es mon meilleur ami, et je t'aime, alors si tu as besoin de moi, mets-moi au milieu... ou ailleurs.
Kasabadan gitmemi söylemiştin ve gittim de. Seni o kadar çok seviyorum ki çevrende olmalıyım.
Vous m'avez dit de quitter le village, mais je vous aime trop pour ne plus vous voir.