Yalancısın tradutor Francês
1,564 parallel translation
Kesinlikle hayır. Oh, çok yalancısın.
- Tu sais si bien mentir.
Çünkü kötü bir yalancısın.
Tu sais comment je le sais? Parce que tu es une mauvaise menteuse!
Korkunç bir yalancısın Ella.
Tu es une mauvaise menteuse, Ella.
Tıpkı Jenniper Lopez gibiyim Ve Rochelle yalancısın derse aldırma çünkü kendi kardeşi 50 pound'a bir japon balığı yedi ve çok fit biriyim bir keresinde bir stüdyoya gitmiştik ve çok kısa bir şortum vardı
Je ressemble à J-Lo. Si Rochelle dit le contraire, l'écoutez pas, son frangin a gobé un poisson rouge pour 50 balles.
- Berbat bir yalancısın.
- Tu es un horrible menteur.
Sen bir yalancısın.
Tu es un menteur.
Sen çok yalancısın.Bu fazlasıyla görülüyor.
Si elle l'a déjà vu, menteuse! Elle l'a même déjà vu plein de fois.
- Yalancısın.
- T'es une menteuse!
Berbat bir yalancısınız.
Je n'ai rien fait. Vous êtes un terrible menteur.
Bir sürü şüpheliyi sorgulamış biri olarak söyleyebilirim ki, sen gördüğüm en berbat yalancısın.
J'ai interrogé des milliers de suspects, tu es le pire menteur que j'ai entendu.
- Sen bir yalancısın!
Tu es une menteuse!
Sen bir yalancısın!
Tu es un menteur!
- Yalancısın.
- Vous êtes une putain de menteuse!
İyi bir yalancısın.
Tu es une bonne menteuse.
Sen yalancısın.
T'es qu'un menteur.
Ne yalancısın ama.
T'es un sacré menteur.
Bot Kayışı Bill, sen yalancısın ve bu gemide sonsuza dek kalacaksın!
Bill le Bottier, vous mentez, et vous êtes ici pour l'éternité!
Profesyonel bir yalancısın.
Vous êtes un menteur professionnel.
"Sen lanet bir yalancısın!" dedim ona.
T'es qu'un putain de menteur, j'ai dit.
Sen daima yalancısın.Bugün dürüst ol
- Tu as toujours menti. Sois honnête pour une fois.
Sen bir yalancısın.
Tu mens.
Sen aşağılık bir yalancısın.
T'es qu'un sale menteur.
Yani yalancısın?
Tu n'es donc qu'un menteur?
Yalancısın sen. Dosyanı yırttırdılar.
Ils m'ont forcé à le détruire.
sen bir yalancısın.
Tu es un menteur.
Sen yalancısın Julius.
Tu es un menteur, Julius.
Sen hem bir hain, hem de yalancısın.
Tu es un traître et un menteur.
Sen bir yalancısın başçavuş.
As-tu peur que mon jugement soit compromis parce que Gary est mon ami?
Hepiniz yalancısınız. - Dur bakalım. Makalem yayınlandığında okuyabilirsin.
Essayerez-vous de... ou dois-je repartir à l'hôtel pour finir d'écrire cette histoire?
Sen alçak bir yalancısın Yankee.
T'es un ignoble menteur de Yankee.
Berbat bir yalancısın, canım.
Tu es vraiment une menteuse épouvantable, ma chère.
- Yalancısın ve kusmuk kokuyorsun.
- Tu mens et tu sens le vomi.
Koca bir yalancısın.
T'es qu'un menteur.
Yalancısın.
Tu es un menteur.
- Çünkü kötü bir yalancısın.
- Parce que tu sais pas mentir.
"Yalancı şahitlik yapmamalısın."
"Tu ne diras point de faux témoignage."
Ünlü bir yalancı mısın?
Es-tu un menteur célèbre?
- -Yalancısın.
- Peu importe!
Harika bir yalancı olduğum için müteşekkir olmalısın, Zira üzerimde en ufak bir şey bulsalardı, acısını senden çıkarırdım.
Tu peux me remercier que je sois un si bon menteur, parce que s'ils trouvaient quelque chose sur moi, je t'aurais tout mis dessus, tu comprends?
Yalancı çoban şarkısının sonunda kurt gerçekten geldi kuzuları, çobanı ve çobanın ailesini yedi.
A la fin de l'histoire du garçon qui criait au loup, le loup vient vraiment. Et il mange le mouton et le garçon et ses parents. - Pas les parents.
Kalkıp orada yalancı tanıklık yapmak, Tanrıya ve hakime yalan söylemek zorunda kalırsam Bunu yaparken senin kıçının ön sırada oturmasını istiyorum.
Parce que je veux que tu saches, que si je vais à la barre et que je fais un faux serment, et que je mens à Dieu et au Juge, alors je veux voir ton petit cul posé en face de moi et assister à tout ça.
Gerçekten de dünyadaki en kötü yalancısın.
- Vous ne savez vraiment pas mentir. - Je vous l'ai dit!
Müvekkiliniz sıradan bir yalancı değil Bay Baerwitz... kendisi, uydurma ve ürpertici bir yalan makinesi.
Votre cliente n'est pas seulement une menteuse, Mr. Baerwitz, c'est une fontaine d'horreur et d'inventions d'aliénée.
Yalan, sen bir yalancısın.
- Tu es une menteuse.
Çünkü çok iyi bir yalancısın.
Ca c'est parce que t'es une bonne menteuse.
Eşini bırakıp beni seçseydi beş sene sonra sen de onun gibi olacaktın. Kocanın bir yalancı olduğunu öğrenecektin.
Même s'il avait choisi de quitter sa femme, dans 5 ans, tu te serais retrouvée comme elle, à découvrir que ton mari est un menteur et un coureur.
Washburn işbirliği yapmadığım için peşimden gelmeye devam ediyor, yalancıymışım gibi.
Washburn n'arrête pas de me dire que je ne coopère pas, que je mens.
Yalancı bir uyuşturucu satıcısı... kıçını kurtarmak için suçu üzerime attı.
Un vendeur de drogue essaie de sauver sa peau en m'accusant.
- Bu insanlara senin yalancı olmadığını göstermeye çalışıyorum.
- Prouver que tu ne mens pas.
Sen bir yalancısın, Karl.
Tu sais bien que j'ai arrêté!
Domuzun parçalanmış kemikleriyle golf sahasındaki kemikleri karşılaştırarak kurbanın atıldığı öğütücü olup olmadığını anlayacağız. Yalancılar.
En comparant les restes du cochon aux fragments, on saura si c'est le broyeur utilisé.
yalancı 695
yalan 387
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan söylemiyorum 138
yalan 387
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan söylemiyorum 138