Yapacaksin tradutor Francês
143 parallel translation
Arkadasini ne yapacaksin?
Qu'est-ce que t'en ferais?
Ne yapacaksin
Qu'est ce que tu veux faire?
Owen, ºimdi ne yapacaksin?
Que vas-tu faire maintenant?
NasiI yapacagini bilmiyorum ama bir ºekilde yapacaksin.
J'ignore comment, mais tu vas le faire.
Payina düºenle sen ne yapacaksin Mungo?
Que feras-tu avec ta part, Mungo?
- Dedigimi yapacaksin!
- Fais ce que je te dis!
Aynisini tekrar yapacaksin.
- Tu vas faire la même chose...
Magarada beni bekle, ne yapacaksin?
- Attends-moi à la grotte. - Que vas-tu faire?
Doktor "diyet ve spor yapacaksin" dedi.
Le médecin a dit : "régime et sport".
Peki bunu ne yapacaksin ha?
Qu'est-ce qu'on en fait?
HARİKALAR DİYARINDA BU ATEŞLİ GECEDE NE YAPACAKSIN?
QUE FAIT-ON, EN CES CHAUDES SOIRÉES, AU PAYS DES MERVEILLES?
HARİKALAR DİYARINDA BU ATEŞLİ ŞÖVALYE İLE NE YAPACAKSIN?
EN COMPAGNIE D'UN CHEVALIER BIEN MONTÉ?
Bu kizi ne zaman serefli bir kadin yapacaksin?
Quand vas-tu faire une honnête femme de cette fille?
- Peki olayin "üstünde" ne yapacaksin?
- "Sur le pont", qu'est-ce que vous allez foutre?
Sen ne yapacaksin?
Qu'envisages-tu de faire?
Komünyonu ne yapacaksin bakalim?
Tu vas faire ta communion?
Daha iyi oynamalisin Ne zaman hata yapsan 40 kere çök-kalk yapacaksin.
Je vais pleurer. À chaque blocage avec ta hanche, c'est 40 tractions.
Bir gün sende yapacaksin.
Ton tour viendra.
Ne yapacaksin peki?
Et qu'est-ce que tu vas faire?
Ne istersem onu yapacaksin Bay Java.
Vous ferez ce que je vous dis, Mr. Java.
Ne yapacaksin?
Qu'est-ce que tu vas faire?
Bu sabah baska neler yapacaksin?
Qu'est-ce que tu fais ce matin?
Benim için kopya yapacaksin.
Vous ferez des copies pour moi.
Sen ne yapacaksin?
Et toi, que vas-tu faire?
Ne yapacaksin?
Que vas-tu faire?
Hadi olum yapacaksin.
Vous en êtes capables.
Hadi bakalim buna ne yapacaksin, Cougars.
Vous allez voir, les Cougars!
Sen ne yapacaksin?
Que vas-tu faire?
Ne yapacaksin?
Que comptes-tu faire?
Ne yapacaksin, kesicek misin?
Vous allez lui faire porter le chapeau?
PEKi... NE YAPACAKSIN?
Qu'est-ce que tu vas faire?
BERGDE NE YAPACAKSIN?
Qu'est-ce que tu vas y faire?
AMA YAPMAN GEREKENi YAPACAKSIN.
Mais faites votre boulot.
Ne yapacaksin?
Qu'as tu prévu?
Bunu burda nasil yapacaksin ve hangi dille?
Mais qu'est-ce qu'on dit ici?
Vajinana dikkatle bakan on tane yabancinin önünde osuracak, iseyecek, kusacak ve kakani yapacaksin. burada, % 80 yirtilma ihtimali var
Vous allez péter, faire pipi, vomir et faire caca devant dix étrangers en train de scruter votre vagin, qui a 80 % de chances de se déchirer.
Peki bunu nasil yapacaksin?
Et comment ça?
Peki ne yapacaksin?
Et que vas-tu faire?
- Ne yapacaksin?
Comment?
- Oglumun küçükler ligindeki baslangiç atisini yapacaksin degil mi?
Oublie pas le coup d'envoi du match de mes gosses.
- Ne yapacaksin? Ona da bakarim ama su anda Aquaman'le ilgileniyorum.
- Je vais voir ça, mais je poursuis "Aquaman".
Peki ne yapacaksin?
Et alors, qu'est-ce que tu vas faire?
- Ne yapacaksin?
- Que comptes-tu faire?
Hımm, peki taşla ne yapacaksin?
Qu'allez-vous faire du bijou?
Ne yapacaksïn yag tulumu? Yaslï kötü Gus'ï üzerime mi saldïrtacaksïn?
Tu vas demander à Gus de me casser la gueule?
Ne yapacaksïn, ceza mï keseceksin?
Alors, tu vas me donner un P.V.?
- Sen ne yapacaksin?
- Et toi?
- Ne yapacaksïn?
- Qu'est-ce que tu vas faire?
Saçîma ne yapacaksîn?
Qu'est-ce que tu vas faire?
Hadi Stu, yapacaksîn!
Stu, allez, tu peux y arriver!
- Simdi, onunla ne yapacaksin?
Et avec quoi?