English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Y ] / Yazık sana

Yazık sana tradutor Francês

342 parallel translation
Yazık sana!
Pauvre vieux.
Çok yazık sana.
Dommage pour toi.
Yazık sana.
C'est bien triste pour toi.
Yazık sana be!
L'exemple de ton frère te sert à rien?
Yazık sana!
T'as pas honte?
- Yazık sana be!
- Honte à vous.
Burada kaldın, yazık sana.
Seule ici, pauvrette!
Böyle yalanlar için yazık sana.
- Quelle honte d'avoir menti ainsi.
Eğer bu yalansa yazık sana.
Malheur à toi si c'est faux!
Yazık sana, kendini kandırmış zavallı.
Tu t'es bercé d'illusions, mon pauvre Silanus.
- Yazık sana, çünkü onları gördüm. - Ne olmuş yani?
- n'empêches je les ai vu.
Yazık sana, yastıklar berbat mıydı?
Oh, mon amour! L'oreiller est trop dur?
Yazık sana, Christine.
Désolé, Christine.
Yazık sana...
Tu devrais avoir honte.
Yazık sana.
Tu es bien à plaindre, Taeko.
Sevgili Martha, yazık sana.
Chère Martha, je te plains.
Buraya seni soymaya gelmiştim... ama ne yazık ki sana aşık oldum...
Je suis venu te cambrioler, mais je suis tombé amoureux de toi.
Yazık, çünkü sana yeni mal getirdik. - İki şişede bir litre.
On a un nouvel arrivage pour vous.
Neye girişmişsem, okunmaz ne yazı varsa çatık kaşlarımda, açıklayacağım hepsini sana.
Tu comprendras mes engagements et la raison des plis sur mon front.
Ne yazık ki sana bazı korkunç haberlerim var.
J'ai, j'en ai peur, de mauvaises nouvelles pour vous.
Çiftliği sattık, yazısı sana gönderilmek üzere masamın üzerinde duruyordu.
La succession est réglée. J'allais vous envoyer le montant.
Bu gece sana arkadaşlık edecek kadının adı kağıda yazılı.
- Il faut mélanger.
Sabahleyin makale yazısı şehrin her yerinde seni ünlendirecek ve insanlar beni bile tanımadan sana aşık olacak.
Demain, toute la ville pensera... qu'il a écrit votre rôle, vous a dirigée personnellement... et était votre amant avant que vous me rencontriez.
Ne yazık ki, kimse sana inanmıyacaktır. Bana inanmadıkları gibi.
On ne vous croit malheureusement pas... et moi non plus.
- Sana verdiğim bunca emeğe yazık.
- Après tout ce que j'ai fait pour toi!
Ne yazık ki, Helen, ardından sıra sana gelecekti.
Plus tard, j'ai appris que vous aviez oublié qui était venu dans la chambre.
Çok yazık. Sana alışmaya başlamıştım ve zavallı babam sana çok düşkündü.
- Je m'étais habituée à vous, et mon père vous aimait.
Ne yazıkki sana aşık oldum.
J'ai bien peur d'être tombé amoureux de toi.
Ne yazık ki çiçek satmıyorum. Tüm çiçeklerimi sana verirdim.
Dommage que je ne vende pas des fleurs, parce que toutes mes fleurs, toutes, je te les offrirais.
- Kâfirlere cömertlik etmen yazık olmuş Sana para veremem.
Dommage que tu aies été si généreux avec un infidèle.
Ama unutma? Benim yazılı emrim sana ulaşmadan yıkıma başlamayacaksın.
J'insiste : aucune destruction sans un ordre signé de ma main.
Ne yazık ki, sana katılıyorum.
Je suis d'accord avec toi.
Ne yazık ki önümüzde bir kaç hafta sana çok zaman ayıramayacağım.Belki bir kaç dakikacık.
Hélas, je ne pourrais passer que quelques minutes avec vous durant les prochaines semaines.
Ama şimdi başkasını sevdiğime göre, ne yazık ki, sana acıma olasılığım var.
J'en aime un autre. Je ne voudrais pas avoir pitié de toi.
Bir dakikalık boş vaktim kaldığı için sana bir kez daha yazıyorum benim biricik Katerina Matveyevnam.
Maintenant je reprends ma lettre, ma tr  s ch  re Katerina Matveyevna, ˆ la faveur d'une minute de repos.
Çok yazık. O kadar emek ve masraf sana uyduruk bir kahramanlık anı yaşatmak içindi.
Ce temps et cet argent dépensé pour votre heure de gloire factice.
Sana yazık ettim.
C'est ma faute ce qui t'arrive.
Sana yazık, bana daha da yazık.
Mauvais pour toi, pire pour moi.
Doğru, Yen Nan-fei'i bulmuştum ne yazık ki, sana yenildi
J'avais trouvé Yan Nan-Fei. Malheureusement, tu l'as vaincu l'an dernier.
Sana okul başkanımız adına hoşgeldin diyorum. Kendisi ne yazık ki şu anda burada değil.
Eh bien, je vous souhaite la bienvenue ici au nom de notre directrice, qui n'est malheureusement pas la pour le moment.
Sana göre bu zavallı kız, 4.000 yıl önce yazılmış olan bir kitap yüzünden öldü.
Selon votre vous, cette pauvre fille est morte à cause d'un livre écrit il y a 4000 ans.
Kıskançlık için bir iğne olmaması ne yazık. Sana at dozu bir iğne yapardım.
S'il y avait des piqûres contre la jalousie je t'en donnerais une double.
Ne yazık ki Bay Truman sana yardımcı olamaz.
Truman ne pourra rien pour toi Ce n'est pas possible
Ne yazık ki benim sana vereceğim şeyden daha hoş bir hediye.
Mon cadeau, lui, est moins sympa, désolée.
İkimizde sana aynı şeyi yazıyoruz, ve her ikimizde sessizleşiyoruz... aynı dünyaya bakarken... ışık... ve karanlık... ve sen.
Nous t'écrivons chacun les mêmes choses, et chacun garde le silence devant l'autre, en regardant le même monde... la lumière, l'obscurité... et toi...
Sana yardımcı olmak isterdim ama ne yazık ki dişçi değilim.
Je voudrais bien vous aider avec votre castor, mais je ne suis pas dentiste.
Yazık ve günah ama sana tam olarak uymuyor.
Elle est fantasque et bizarre Un fossé nous sépare
yazık, ben senin çocukların için sana merhamet gösterdim.
Je t'ai offert ce boulot par pitié pour tes enfants,... et tu m'as ruiné?
Ne yazık ki sana yeterli saygıyı gösteremediler. Gazeteler çok pis, kese kağıdı olarak kullanma onları.
Ils ne lisent même pas une pancarte, alors un journal...
Ne yazık ki kalan zamanımız bu sorununu çözmeye yetmez. Sana bir uzman terapistin telefon no.sunu verecekler. Hatta kal.
Leonard, votre problème semble bien trop critique pour qu'on puisse y remédier avec le peu de temps qui reste.
Doğru, seve seve bir tanesini para karşılığı sana söylerdim ama ne yazık ki, hiçbirisinin Yıldız Filosu subayı ölümüne karıştığını sanmıyorum.
Vrai et je vous en vendrais volontiers un, mais aucun n'a revendiqué la mort de l'officier de Starfleet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]