Çocuk öldü tradutor Francês
319 parallel translation
Çocuk öldü, ha?
Il y a laissé sa peau?
12 çocuk öldü ve ezildi.
Des dizaines d'enfants sont morts.
Napoli'de bir çocuk öldü.
Un enfant vient de mourir...
Bu gece bir genç, bir çocuk öldü!
un garçon a été tué cette nuit.
Evet, Olabilir, ama sonucunda çocuk öldü.
Oui, ça aurait pu être un accident mais le gosse s'est fait tuer.
Çocuk öldü.
La petite est morte.
Tom, geçen sene trafik kazalarında kaç çocuk öldü biliyor musun sen?
Combien d'enfants morts d'accidents de la route l'an dernier?
Bu çocuk öldü. Bunu anlıyor musun, din adamı?
Cette enfant est morte, vous comprenez?
Sana söylemeliyim ki Laios çocuğu tutturup ayaklarını bağlattı ve onu bir dağa attırdı ve sonuç olarak çocuk öldü.
Sache aussi que Laïus chargea quelqu'un d'emmener notre fils, de lui lier les pieds, de le jeter du haut d'une montagne. Où il mourut.
Çocuk öldü, Maab.
L'enfant est mort, Maab.
Başından beri karşılarına dikilmediğim için o çocuk öldü.
Ce garçon est mort parce que je n'ai pas réagi tout de suite.
Çocuk öldü.
L'enfant est mort.
Bir çocuk öldü ve oğlumla kocam hala oralarda bir yerde.
Un garçon est mort et mon fils et mon mari sont toujours en mer.
Bir kaç çocuk öldü.
Des enfants sont morts.
Bugün bir çocuk öldü.
Un gosse est mort.
İki hafta önce ofisimde bir çocuk öldü.
Il y a 2 semaines, un gamin est mort au bureau.
Bir çocuk öldü ve bir adam doğdu.
Le garçon est mort... et l'homme est né.
Papaz mahalline beyaz el çizildi. Sunaktaki çocuk öldü.
On a peint une main blanche au mur de l'église, ton enfant de choeur est mort...
Harlem'de açılan bir ateş sonucu 7 yaşında bir çocuk öldü.
La guerre des gangs a tué un enfant de sept ans.
Tavuklar gönderildi diğer ülkelerde şiddeti destekledi Birmingham'da dört çocuk öldü. Medgar Evers'da veya Afrika'da birçoğu öldü.
La violence qu'il a perpétrée ici et ailleurs,... contre les 4 de Birmingham Medgar Evers ou Lumumba en Afrique..
Çocuk öldü.
Votre patient est décédé.
Geçen yıl 35.000 erkek, kadın ve çocuk ülkedeki otomobil kazalarında öldü.
lci, les accidents de voiture... font 35 000 victimes par an.
Altında uyumakta olan bir çocuk vardı ve öldü.
Un enfant dormait dessous. Il a été tué.
Bir adam öldü ve buradaki çocuk suçlanıyor.
Il y a un mort et le gamin va payer.
Ricks öldü! Hiç konuşmadığım bir çocuk, gözümün önünde öldü!
Ricks est mort. un gars à qui j'avais jamais parlé est mort.
Ben Smith'in oğlu, çocuk öldü.
Il est mort.
Küçük çocuk çölde mi öldü baba?
Le petit garçon, est-il mort dans le désert, père?
İki kişi öldü, bir çocuk bacaklarını kaybetti ama senin umurunda değil.
Ni les morts, ni l'enfant qui perd ses jambes!
Pietro öldü.. ... belki çocuk da ölmüştür.
Pietro est mort... et peut-être que maintenant le pauvre enfant a été tué.
Bir adam öldü, ve bu çocuk yaralandı.
Un homme est mort et ce garçon est blessé.
Şimdiden tanıdığım iki çocuk Rusya'da öldü.
J'ai connu deux garçons qui ont péri en Russie.
Ama karısı da öldü, bir çocuk öksüz kaldı.
Mais sa femme est morte aussi. Ils laissent un orphelin.
Bak, bir çocuk fazla eroin almaktan öldü, bok gibi durum.
On est là à cause des drogués. Un gosse en est mort.
Küçük kızının ölümünün şoku üzerine hamile olan Bayan Armstrong ölü bir çocuk doğurdu ve doğum sırasında, kendisi de öldü.
Le choc dû à la découverte du cadavre fit que Mme Armstrong accoucha d'un enfant mort-né et plus tard mourut aussi.
Tien Goa köyünde,... yüzlerce kadın ve çocuk, ya öldü ya da napalm bombası nedeniyle kavruldu.
Dans le village de Tien Goa, des centaines de femmes et d'enfants ont été brûlés au napalm.
Babası 65 yaşında öldü. Çocuk o sıra 14 yaşındaydı.
Le père est mort à l'âge de 66 ans, lorsque le petit garçon avait près de 14 ans.
Çocuk da öldü mü?
Le garçon? Est-il mort aussi?
Erken doğacak çocuk da öldü. Bu kışı atlatabiliriz.
Et son souriceau étant mort,... on s'en tirera cet hiver.
O kişi izindeki bir erdi. Karınız kaçtı ama zavallı çocuk yol üstünde öldü.
Elle a pris la fuite, mais le pauvre garçon, lui, est mort sur la route.
Biliyorum, yapmadığını söylüyorsun ama onlar öldü. Çocuk öldürmekten nefret ediyorlar.
Tu dis que c'est pas toi.
Annem istemediği birçok çocuk doğurdu ve zehirlenmekten öldü.
Elle a eu des enfants qu'elle n'aimait pas et elle est morte alcoolique.
Babam altı yıl önce öldü, arkasında yedi çocuk bıraktı.
Mon pere est mort il y a six ans. Nous étions sept enfants.
Yaşadı mı, kesinlikle bir daha başka kimseyle evlenemezdim ama öldü ve bir çocuk bıraktı,
Mais... Elle est morte... en me laissant cet enfant.
Tam 34 çocuk yanarak öldü.
Trente-quatre enfants brûlés vifs.
"Emekli çocuk doktoru bölge hastanesinde komada öldü."
WILKES NOMMÉE INFIRMIÈRE EN CHEF DE LA MATERNITÉ DU COMTÉ
Bir çok kadın ve çocuk ve yaşlı insan öldü Cao Ben'de.
Beaucoup de femmes, d'enfants, et de vieillards sont morts à Cao Ben.
Ardından Barones'in düşüşünü gören çoban çocuk arsenik zehirlenmesinen niçin öldü?
Alors pourquoi le jeune berger qui a été témoin de sa chute est-il mort, empoisonné à l'arsenic?
Öldü o çocuk.
Il est mort.
Bir kez bile ifade edemedim kendimi. Başlamadan öldü şarkılarım. İçimdeki çocuk bile öyle.
Je n'ai jamais su m'exprimer, mes chansons ont avorté... et même l'enfant qui est en moi
Şifacı çocuk, öldü.
Le pasteur junior... Il est mort.
Çocuk öldü.
Le fils est mort, mais le père est un vieux lion.
öldür 344
öldürecek 16
olduğunu biliyorum 33
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
olduğunu biliyorum 33
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürecekler 16
öldün mü 25
öldürüldü 143
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürecekler 16
öldün mü 25
öldürüldü 143
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu bile 25