English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ç ] / Çıkmadı

Çıkmadı tradutor Francês

6,496 parallel translation
Aklımdan çıkmadı.
Mais ça me colle à la peau, tu vois?
Kimse sahip çıkmadı.
Personne ne l'a réclamée, donc j'ai pensé...
Uzaklardayken bile aklımdan çıkmadın. Yani...
Je t'ai sous la peau, je veux dire- -
Henüz tanıyan çıkmadı. Ama birçok evsizin temizlenmek için kütüphaneleri kullandığını söylediler.
Personne ne l'a encore reconnue, mais ils disent que beaucoup de SDF utilisent leurs toilettes pour se laver.
Parmak izinden de bir şey çıkmadı.
Aucune correspondance sur ses empreintes non plus.
Randevumda neler söyleyeceğimi bulmakta bana yardım ediyorlar daha önce biriyle çıkmadığım için ne denir bilmiyorum.
Ils m'aident à trouver quoi dire pendant le rendez-vous parce-que c'est ma première fois, et je ne sais pas quoi dire.
Döndüğüm zaman odasından dışarı çıkmadı. Ben de odasına girdiğimde onu böyle buldum.
Il n'était pas sorti quand je suis revenu, alors je suis rentré et l'ai trouvé.
Teşekkürler. Bütün gün evden dışarı çıkmadım, değil mi Clive?
- Je suis pas sortie de la journée.
Kendisini yatak odasına kilitledi. - Bir saat önceye kadar dışarı çıkmadı.
Elle est restée dans la chambre pour en sortir il y a 1 h.
Bir an bile aklımdan çıkmadı.
Je n'ai pas cessé d'y penser.
Adına hiçbir kayıt çıkmadı.
Il n'y a rien sur lui.
Ayrıca Nicole Kidman'la da çıkmadım hiç.
Je n'ai jamais été avec Nicole Kidman.
Bir haftadır gündüz dışarı çıkmadım.
Je ne suis pas sorti de jour depuis plus d'une semaine.
Aklımdan çıkmadı bir türlü.
Ca me prend la tête.
Hiçbir şey çıkmadı.
Et ça n'a mené à rien.
Kurbanın tırnak arasından çıkan deri parçalarının veritabanında kimseyle DNA eşleşmesi çıkmadı.
La peau trouvée sous les ongles de notre victime ne correspond à aucun ADN de notre base de donnée.
Kurbanın parmak izinden bir şey çıkmadı.
Les empreintes de Vic n'ont rien donné.
Dairenden hiç çıkmadın mı?
Vous n'avez pas quitté votre appartement?
- Herhangi bir şey çıkmadı mı?
Et vous n'avez pas pu obtenir la moindre chose de lui? Rien.
- Çıkmadı. Takipten bir haber var mı?
Aucunes nouvelles du détective?
Hiç uzaya çıkmadı o, hiç başka bir gezegene gitmedi.
Elle n'a pas été dans l'espace, elle n'a pas été sur une autre planète.
Bayanlar ve baylar verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür diliyoruz. Fakat ufak da olsa bir hırgürün çıkmadığı Mikaelson partisi hiç olur mu?
Mesdames et messieurs, je m'excuse pour le dérangement, mais que serait une fête de famille Mikaelson sans une petite guéguerre?
Kardeşimin atı ve okçuyu rehin alıp neden orduma destek çıkmadığını bilmek istiyorum.
Je veux savoir pourquoi mon frère m'a promis son aide, mais qu'il n'a pas soutenu mon armée.
- Bütün gün evden çıkmadı.
Il n'a pas quitté sa maison de la journée.
Artık niye dışarı çıkmadığımızı biliyorsun.
Tu sais pourquoi on sort pas.
- Partiden bir şey çıkmadı.
La fête n'a rien donné.
Bir müddettir dışarıya çıkmadın değil mi?
Tu n'es pas sorti depuis un moment, non?
Hiç Abbudin'den çıkmadın mı?
Tu n'as jamais quitté Abbudin?
Gemilerinizin daha ortaya çıkmadığı zamanları hatırlıyorum İmparatorluğun Lothal'ı da galaksinin kalan kısmı gibi harap etmeden öncesini.
Je me souviens comment c'était avant que vos vaisseaux ne viennent, avant que vous Impériaux ne ruiniez Lothal, comme le reste de la galaxie.
Lyle... Geri kalanımızla sudan çıkmadı.
Lyle... n'est pas remonté à la surface comme nous.
- Veri tabanında eşleşen DNA çıkmadı.
Il n'y a pas de correspondance d'ADN dans la base de données.
Otopsi sonuçları henüz çıkmadı.
Je n'ai reçu aucun résultat d'autopsie.
- Şimdilik büyük bir sıkıntı çıkmadı.
- Eh bien, tout ça pour éviter de péter un câble. - Ça devait être fait.
- Çıkmadım.
Plus pour longtemps.
Daha liseden dışarıya bile çıkmadım ama kotamı çoktan doldurmuş gibi hissediyorum.
Je veux dire, Je ne suis pas encore sortie du Lycée, et je me sens déjà comme si j'avais eu ma dose.
Yıllardır sahneye çıkmadım.
Je n'ai pas été sur scène depuis des années.
Amber'ı içeri tıkmak için buluşamaya gitti. - Ekipse kimsenin ortaya çıkmadığını söyledi.
Elle est allée voir Amber pour l'arrêter, et l'équipe vient juste de dire qu'aucune des deux ne s'est montrée.
- Daha kimseden ses seda çıkmadı.
Personne s'est montré encore. Putain.
Ben çıkmadım.
Je ne suis pas en dehors de tout ça.
-... sen hiçbir zaman ortaya çıkmadın.
-... tu ne te dévoiles jamais.
Mali kayıtlardan bir şey çıkmadı.
Ces comptes ne nous disent rien.
- Yaptım, eşleşme çıkmadı.
Il n'y a pas de correspondance.
Neden Aiwei halen yola çıkmadı?
Pourquoi Aiwei ne sort pas?
Ayrıca, GC-MS taramasında uyuşturucu kalıntısı çıkmadı.
Aussi, le scan GC-MS n'a montré aucun signe de résidus de médicaments,
Yine sonuç çıkmadı.
Une autre impasse.
Ama çıkmadım, değil mi?
Mais ce n'est pas le cas.
Senin rahminden çıkmadığım müddetçe, sakın bana böyle seslenme.
À moins d'être sorti de ton utérus, ne m'appelle jamais comme ça.
Hayır çıkmadın.
Non.
Hiç çıkmadım ki.
Je ne suis jamais parti.
O çıkmadı.
Il n'est jamais parti.
Cennete yapılmış olanla eşleşiyor gibi, tabii sekiz topların eski günlerdeki gibi bilardo masalarında can sıkmadığı zamanlardan bahsediyorum.
C'est une affinité créée au paradis durant ces jours où une boule noir était juste quelque chose à éviter sur la table de billard.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]