English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ö ] / Ögrenmelisin

Ögrenmelisin tradutor Francês

937 parallel translation
- Yumuşatmayı öğrenmelisin.
Apprenez à retenir vos coups.
Önce yürümeyi öğrenmelisin.
On apprend d'abord à marcher.
Benim gibi sen de öğrenmelisin.
Tu vas apprendre, comme je le fais.
Kadınlara bakım yapmayı öğrenmelisin.
Si tu coiffais les femmes...
- Doğruyla yanlışı ayırt etmeyi öğrenmelisin.
- Il te faudra choisir - entre le bien et le mal.
Lizzie, benim gibi hayal etmeyi öğrenmelisin!
Tu dois apprendre à rêver comme moi.
- Bazı bilgileri öğrenmelisin.
Tu dois savoir.
Üzgün olmamayı öğrenmelisin.
Il ne faut pas t'inquiéter.
Ve dersini hızla öğrenmelisin.
Il faut que tu apprennes et que tu apprennes vite!
Ne olduğunu öğrenmelisin.
Tu devrais te renseigner.
Büyüklerinle oturmanın tadını çıkararak onların konuşmalarından... ve bir şeyler öğrenmelisin.
Tu t'amuses avec tes aînés et te cultives en les écoutant.
Rahibe Briony'mi? Ayah, gerçek adlarımızı öğrenmelisin.
Sœur Briony, apprenez à dire nos noms correctement.
Bir şey yaparken derinlemesine ilgilenmeyi öğrenmelisin.
Vous devez apprendre à aimer profondément quelque chose.
Dünyadan korkmamayı, hiçbir şeyi umursamamayı öğrenmelisin.
Vous devez apprendre à ne plus avoir peur du monde.
Bir an önce öğrenmelisin diye düşündüm.
J'ai voulu te prévenir...
Doll, sigara içeceksen, kibrit taşımayı öğrenmelisin.
Doll, si tu dois fumer, aie des allumettes!
Bir polis memurunun ne yapıp, ne yapmaması gerektiğini öğrenmelisin.
Vous allez devoir apprendre ce qu'on attend d'un policier.
Fiyatını düşünmemeyi öğrenmelisin.
Ne t'occupe pas de ça.
Sesini yükseltmeyi ve ara sıra seyirciye bakmayı öğrenmelisin.
Vous devez apprendre à élever la voix un peu, et se tourner vers le public à l'occasion...
Öğrenmelisin ve ağzında lokumlar varmış gibi konuşuyorsun dedi.
Il me reprochait de parler avec une patate chaude dans la bouche.
Acılarla yaşayabilmeyi öğrenmelisin.
On ne peut pas l'éviter.
Yemek pişirmesini öğrenmelisin, değil mi?
Si tu admires tant Ranu, pourquoi tu ne prends pas exemple?
Ama insanları etkilemeden önce, kendi işini öğrenmelisin.
Mais avant d'émouvoir les gens, tu dois d'abord apprendre ton affaire.
Boksu biraz öğrenmelisin.
Apprendre à boxer un peu.
Koca çeneni kapalı tutmayı öğrenmelisin.
T'as intérêt de fermer grande ta gueule.
Etrafındaki diğer aptallardan önce daha iyi çekmeyi öğrenmelisin.
Tu devrais déjà apprendre à dégainer celui-là.
Eyerde uyumayı öğrenmelisin.
Faut apprendre à dormir en selle.
Sen usulüyle yemeyi öğrenmelisin.
Tu dois savoir comment les manger.
Puro seçmeyi öğrenmelisin.
Tu vas choisir des cigares.
Yeni haberleri öğrenmelisin. Yurtdışına gideceğini duydum.
Reçois tous mes vœux de succès pour ton départ à l'étranger.
Esnek olmayı öğrenmelisin yoksa kırılırsın.
Apprends à accepter les choses, sinon tu craqueras,
Uykuyu def etmeyi öğrenmelisin.
Il faut vaincre le sommeil.
Her zaman böyle derli toplu olmayı öğrenmelisin.
Tu dois apprendre à toujours t'habiller comme ça.
Hayır, hiç de değil. Al onu. Ölülere saygı göstermeyi öğrenmelisin.
Déterre-la et apprends à respecter les morts.
Bir kral gibi düşünmeyi öğrenmelisin.
Pensez en roi.
İnsanlara güvenmeyi öğrenmelisin. Herkes beni sever, gerçekten.
Vous devez apprendre à faire confiance aux gens comme moi, vraiment.
Hera, hile yapmadan kazanmayı öğrenmelisin.
Héra ma chère, vous devez apprendre à gagner sans tricher.
- Sevmeyi öğrenmelisin.
Vous devez apprendre à aimer.
Demek istediğim normal bir ev kadını gibi davranmayı öğrenmelisin.
Tu vas devoir apprendre à devenir une femme au foyer.
Doktor ona demiş ki, "Sevmeyi öğrenmelisin."
Le médecin a dit : "Vous devez apprendre à aimer."
" Murray, başına gelenlerden kendini kontrol etmeyi öğrenmelisin.
"Murray, quoi qu'il t'arrive, " tu dois apprendre à te maîtriser.
Su üzerinde yürümeyi öğrenmelisin.
Apprendre à marcher sur l'eau.
Tanrı'nın sevgini nasıl harcamanı istediğini öğrenmelisin.
Trouvez comment Dieu veut que vous aimiez.
Öğrenmelisin.
Il vous faut le découvrir.
Sen artık bir hayal değilsin Jessie. Konuşmayı öğrenmelisin.
Maintenant, tu n'es plus un rêve, tu dois apprendre à parler.
Sen gerçekten insanlara güvenmeyi öğrenmelisin, Hilary.
Allons, Hilary, apprends à faire davantage confiance.
Önce kendini korumayı öğrenmelisin.
Il faut d'abord apprendre à se protéger.
Sert olacaksan, kendini korumayı öğrenmelisin. Gerçekten.
Quand on veut jouer les durs, on apprend d'abord à se battre.
Biliyorum, hep yetim olduğunu söylerdim. Artık, gerçeği öğrenmelisin.
Je t'ai dit que tu etais orpheline.
İnsanlara inanmayı öğrenmelisin.
Vous devriez écouter.
Bu arada, cüzdan işini de öğrenmelisin.
Mais d'abord, il faut tout savoir du portefeuille.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]