200 dolar tradutor Português
1,666 parallel translation
Dylan, 200 doların üstündeyiz ve daha ordövrlerimiz bile gelmedi.
Dylan, já vamos em 200 dólares e ainda não saímos das entradas.
Hey, o yarıştan 200 dolar kazanmıştık.
Ei, tínhamos apostado 200 pratas naquela corrida?
April Teyze'ye 200 dolar.
200 € para a tia April.
200 doların tamamını. Emekli olmama yetecek kadar kazandırmasa da, bir kızın bir yerlerden başlaması gerekli.
Tudo... os 200 €, o que não vai dar para me aposentar, mas a tia aqui tem que começar por algum lado.
İdrar kaçırmaya 200 Dolar bahse girerim, Alex.
Vou escolher a incontinência por $ 200, Alex.
Size tazminat olarak, altı aylık maaşınızın yanında... Chicago'ya gidiş dönüş, yol paranızı karşılayacak... 200 dolar ödemeyi teklif ediyorum.
Proponho pagar-lhe seis meses como indemnização, e mais $ 200... pelas despesas da viagem até cá e de volta para Chicago.
Kimse bilmeyecekse niye pijamaya 1.200 dolar vereyim ki?
Para quê gastar 1200 num pijama se ninguém souber?
Ben yine haftada 200 dolar mı kazanacağım?
E continuo a ganhar $ 200 por semana?
John Edward ile Karşıya Geçmek filminin biletine 200 dolar verdikten sonra neredeyse ülsere yakalanıyordum.
Eu quase tive um ataque quando gastaste 200 dólares em bilhetes para o Crossanova, como o John Edwards.
Bu nedenle 200 dolar için bebiş kameraya bakacak ve şunu diyecek.
Por isso, por mais 200 dólares, a bebé vai olhar para câmara e dizer isto...
35'e bir, dönüş başına 3200 dolar eder?
A 35 para 1, isso dá $ 3,200 por rodada?
Alyansı veren adam. ATM çalışmaya başlarsa sana 200 dolarını geri getireceğim.
- Quando o meu cartão multibanco funcionar outra vez, eu devolvo os seus $ 200.
Bu 200 dolar ediyor.
São 200 Dollars.
Tamam. Bir gün için 1200 dolar.
Ok. $ 1,200 pelo dia.
İşte senin payın, 200 dolar.
E aqui está a tua parte, 150 €.
200 doların vardı.
Tênia 200 dólares.
Sadece 200 dolar kaybettim.
- Boa. Só perdi $ 200.
Hesabında 200 dolar bile yok.
Não, ele tem menos de 200 dólares na conta
Bu yatağa bakıyorum da,... üçümüzün lanet eşyalar için dükkandaki kötü peruklu adamla bütün gün... 200 dolar için pazarlık ettiğini hatırlıyorum.
Sabes, olho para a cama dele... e lembro-me de passarmos o dia inteiro... naquela maldita loja de mobiliário a regatear $ 200, lembras-te? Com o vendedor... - que tinha um mau capachinho.
Ne diş, ne de göz tedavisi var, 1200 dolar düşülebilir...
Não cobre assistência dentária, não cobre a visão, tem 1.200 dólares de dedução.
- Sana iki yüz dolar verdim.
Acabei de te dar 200 dólares.
200 dolar.
200 €.
Her başvuruda 200 bin dolar. Hepsi de reddedilmiş.
$ 200000 cada. ( 167000 Eur ) Todos recusados.
200 bin dolar vermemi yoksa...
Queriam $ 200000 ou...
" 4976 nolu posta kutusuna 200,000 dolar gönder.
Envia $ 200000 para a caixa postal 4976 em
2 hafta önce Ray 200.000 dolar gönderilmemesi halinde ısırma fantezisini karısına söyleyeceğini bildiren bir şantaj mektubu aldı.
Há duas semanas, o Ray recebeu uma carta de extorsão que exigia $ 200000 ou a esposa descobriria tudo sobre a "menina mordidelas".
Bir ons'u şu sıralar neresi olursa olsun 200 ile 400 Dolar arasında.
O preço de uma onça ( 28,3 gramas ) hoje em dia custa entre $ 200 e $ 400 ( 167 e 335 Eur ).
Hepsi yılda 200 bin doları cebe indiriyor.
Todos ganham 200 mil dólares por ano.
İki yüz dolar?
200?
Haklarınızın tek bir elde toplanması için 200.000 dolar önerebiliriz.
Oferecemos $ 200.000 pela posse do total da vossa concessão.
200.000 dolar mıydı?
$ 200.000?
- 200.000 dolar mı?
- $ 200.000?
200.000 dolar.
$ 200.000.
1,200 dolarlık için 2000 dolar.
2000 por 1200.
Aquaman'den 200 bin dolar kazandın.
Ganhaste 200 mil com o "Aquaman".
200 bin dolar kazanırsa, 300 bin dolar kaybedecek.
Ele ganha $ 200,000, vai perder $ 300,000.
Laughlin ve Tahoe Gölündeki çeşitli kumarhanelerde de 200 bin dolar. Hepsi son iki hafta içinde.
E outros $ 200,000 em vários casinos... em Laughlin e Lake Tahoe.
Ve öğretmenimiz 200,000 dolar bahisle oyuna asılıyor.
E a professora chega-se à frente com uma aposta de $ 200,000.
275 dolar.
200 €.
Sormama izin ver, bikini bölgesi ağdası için 275 dolar çok mu?
Diz-me uma coisa, 200 € é muito por uma depilação às virilhas?
Karısından fazla ücret aldığımızı düşündüğünü söyledi. 275 dolar.
Ele diz que a mulher dele afirma que lhe cobrámos a mais. 200 €?
275 dolar olduğunu söylüyor ve bana biraz pahallı gibi geldi, o yüzden...
- Avizan. Ela diz que lhe cobraste 200 €,... e isso pareceu-me um pouco caro também, por isso...
Sam'in balinalarından biri, Bert Belinsky... Santa Anita'da sekizinci yarışta, kendi atı hariç tüm atlara iki yüz bin dolar saçmış. Ne yapmış?
Uma das baleias da Sam, o Bert Belinsky... acabou de gastar $ 200,000 pelo campo... apostando em todos os cavalos na oitava corrida em Santa Anita... excepto no seu próprio cavalo.
Az önce kendi atı hariç diğer atların hepsine 200 bin dolar yatırdığını duydum.
Acabei de descobrir que ele gastou $ 200,000 em apostas em todos os cavalos excepto no dele.
On birinci yarış için altıncı ata 200 bin dolar.
$ 200,000 no cavalo seis para ganhar a corrida número sete.
Bert Belinsky az önce kendi atına 200 bin dolar yatırdı.
O Bert Belinsky acabou de apostar $ 200,000 no seu cavalo.
Hey, Bert az önce kendi atına 200 bin dolar yatırdı.
O Bert acabou de apostar $ 200,000 no seu cavalo.
O zaman, neden 200 bin dolar oynasın ki?
Então porque é que ele apostou $ 200,000 nele?
Vay be. 30 saniyeden kısa süre içinde 200 doları geçtik.
Por cima 200 dólares em 30 segundos.
- Bir kaç bin dolar edebilir.
- Pode valer 200 dólares.
Tamir ettirdim. Şimdi 3000 dolar ediyor.
Comprei-o por 1.200 dólares, arranjei-o e agora vale 3.000.