Ağlamayın tradutor Português
165 parallel translation
Lütfen artık ağlamayın.
Por favor, não chore mais.
Lütfen ağlamayın.
Por favor, não chore.
Ağlamayın.
Não chore.
Ağlamayın Marge ve Myrt Bir korse al Gert
Não chorem, Marge e Myrt Precisas de uma cinta, Gert
Lütfen, ağlamayın.
Por favor, não chore.
- Ağlamayın.
Não chore, minha senhora.
Benim için ağlamayın.
Não choreis por mim.
Ağlamayın, ağlamayın.
Não chore, não chore.
- Ağlamayın.
Pronto, pronto...
Eserinizin keyfini çıkarın, ama gelip bana ağlamayın!
Aprecia aquilo em que a transformaram! Mas não venhas chorar junto a mim.
Ama sizi uyarıyorum, sonra bana gelip ağlamayın.
Mas aviso-o, não venha queixar-se mais tarde.
Ağlamayın.
Não deve chorar.
- Lütfen ağlamayın.
- Näo chore.
Ağlamayın.
Näo chore.
Daha fazla ağlamayın.
Não devem chorar.
- Ağlamayın, daireyi alacağız.
- Não chore, aceitamos o apartamento.
Ne olur ağlamayın.
Não chores.
Sakın ağlamayın.
Não vertam lágrimas.
Mathias, ağlamayın.
Mathias, não chore.
Muspel Aşireti etlerimizi parça parça ayırsa bile Ateş Devleri her birimizi yaksa bile Kuzey Denizi Ejderhası bizi yutsa bile dünyanın ucundan aşağı düşsek bile, ağlamayın.
Mesmo que as Hordas de Muspel arranquem os nossos membros, um a um ou... os Gigantes do Fogo queimem cada um de nós até as cinzas, mesmo que sejamos engolidos pelo Dragão do Mar do Norte ou caiamos pela Borda do Mundo, não chorem.
Ağlamayın...
Não chorem...
Bayan Molly, Allah aşkına böyle ağlamayın.
Miss Molly, por amor de Deus, não chore tanto!
Evet, Doktor! Ağlamayın artık. Görüyorsunuz ki sağ.
Não chores, já vês que não morreu.
Hayır, hayır. Ağlamayın.
Não... não chore.
Ağlamayın lütfen!
Está chovendo!
Ağlamayın!
Não choreis!
Ağlamayın.
Não choreis.
Gidin, ama ağlamayın.
Entrai e não choreis.
Ağlamayın, buradan kurtulacağız.
Não chores. Vai correr tudo bem. - Mrs. Li!
Ağlamayın, Bayan Chi Chi.
Não chore, menina Chi Chi.
Lütfen ağlamayın.
Por favor não chore.
Benim için ağlamayın.
Não chorem por mim.
Sonra arkamdan ağlamayın ama.
Agora não te quero a ladrar nas minhas costas.
Hadi hanımefendi, ağlamayın.
Venha, minha senhora, não chore.
Lütfen ağlamayın efendim
Vai ser você, quem vai chorar!
- Lütfen ağlamayın.
Chorem... Por favor, não chorem.
Lütfen ağlamayın Leydi Lesseps.
Não lamente.
Bizle alay edildiğinde umursadığın gibi. "Ağlamayın, bize bakıyorlar."
- Como quando implicavam connosco? " Parem de chorar!
- Haydi, ağlamayın.
Não chore, vá lá.
- Ağlamayın, artık.
- Pronto...
Ve sen bu sahte ağlamayı hemen kesiyorsun. Sakın o timsah gözyaşlarınla yeni aldığım takımlarımı... kirleteyim deme.
E você pare já com essa falsa choradeira... e não derrame mais lágrimas de crocodilo... sobre meus móveis novos.
Ağlamayı kes, makyajın akıyor.
Não chores. Estás a borrar tudo.
Bir ağlamayı bile duyamazsınız.
Nem sequer ouvimos o choro.
Eğer Bayan Lowe ağlamayı duyduysa bunun Azaria'nın son ağlaması olduğunu düşünebilirsiniz.
Coisas do género. Se a Sra. Lowe ouviu o choro só se pode concluir que foi o último choro da Azaria.
Karı gibi ağlamayı bırak da, silahını al.
Pára com as lamúrias e pega na arma.
Soğan doğrarken ağlamak bazen... soğanla ilgili değildir. Öyle ki bazen ağlamayı durduramazsınız.
O mal do chorar quando se picam cebolas não está no chorar em si, mas em às vezes depois não se conseguir parar.
Ve pastanın içine ağlamayı bırak... yoksa onu mahvedeceksin.
E pára de chorar em cima da massa, ou ainda a deslacas.
Böylece ağlamayı bırakırsın.
Vai-te fazer deixar de chorar.
Ağlamayın, Senyorita!
Não chores, Senorita.
- Şey... başlangıç için... ağlamayı bırakın.
Bem, para começar, pára de chorar.
Yeter artık, ağlamayın.
Olha para estes gêmeos.
ağlama 668
ağlamak 20
ağlamak istiyorum 20
ağlamayacağım 22
ağlama artık 44
ağlamayı kes 61
ağlamayı bırak 20
ağlamaya başladı 16
ağlamıyorum 59
ağlamak 20
ağlamak istiyorum 20
ağlamayacağım 22
ağlama artık 44
ağlamayı kes 61
ağlamayı bırak 20
ağlamaya başladı 16
ağlamıyorum 59