Başkaları tradutor Português
9,302 parallel translation
Başkalarına yardımda başarılı olmadan önce, kendi başarımızı elde etmeliyiz.
Temos de encontrar o nosso próprio sucesso antes que consigamos ajudar mais alguém.
Yanımda başkaları varken benimle öyle konuştuğunda geriliyorum.
Fico nervoso quando falas comigo com outras pessoas por perto.
Başkalarıyla dışarı çıkmanın iyi bir fikir olacağını düşünüyor.
E ela mencionou que seria bom sair com outras pessoas.
Şimdi git şekerlerini başkalarına sat aptal.
Vai vender doces a outras pessoa, estúpido.
Sanırım bunlar başkalarınındı.
Tenho de imaginar que pertencem a outra pessoa qualquer.
Ona, eğer bu başkalarının idrarını içmek anlamına geliyorsa susuzluktan ölmeyi tercih edeceğimi söyledim.
Disse-lhe que se isso significar que tenho que beber a urina de alguém, prefiro morrer de desidratação.
Dışarıda, gerçek hayatta insanlar başkalarıyla bu şekilde konuşmazlar.
Sabes, lá fora no mundo real as pessoas não falam dessa maneira com as outras pessoas.
Başkalarıyla seks yapmamıştım ta ki porno film çekene kadar.
Não faço sexo, além do que faço na pornografia.
Orada çalışarak annesi için yapamadığını başkaları için yapabildi. İmdat isteyen sadece Karen değilmiş.
Trabalhar lá permitiu-lhe fazer por outras mulheres, o que não pode fazer pela mãe.
Birisi kendi hayatı için başkalarının hayatını riske atarsa hiç unutulmaz.
Quando alguém está disposto a sacrificar vidas por seus caprichos... Essa é uma dessas coisas.
Başkaları aslında burada çalışmıyor. Ne demek istiyorsun?
Não é que trabalhe cá mais alguém.
Listede, daha yüklü borcu olan ve yakınlarda oturan başkaları da vardı ama Steven, Owen'a odaklandı.
Há outras pessoas no "Filão" que deviam muito dinheiro e viviam perto. O Steven focou-se no Owen.
Başkalarının acılarını görmezden geldim. Bunu hak etmesem de senden affını istiyorum, bağışlayıcı Tanrım ve...
Embora não seja digna, peço o teu perdão, Deus misericordioso e...
Başkalarından besleniyor ve onların zihinlerini bulandırıyor.
Ela corrompe as mentes.
O yüzden hayatta kalmak için başkalarından çalıyorlar, yoksa donarak ölüyorlar.
Para sobreviverem, têm de o tirar de outras pessoas. Senão congelam.
Virüsü başkalarına bulaştırmaya çalıştılar.
Para tentar expor o vírus a toda a gente.
Beni kurtardığınız için size teşekkür etme şansı bulamamıştım. Etrafta hep başkaları oluyordu.
- Ainda não tive oportunidade de vos agradecer por me terem salvado, porque houve sempre outras pessoas à volta.
Hislerine önem ver elbette canım fakat hassasiyetin asla, başkalarının işine karışmalarına müsaade etmesin.
Os seus sentimentos são muito nobres, mas nunca deixe a delicadeza impedi-la de bisbilhotar um pouco.
Bu, Jobs için, teknik çalışmaları başkalarına bıraktığında bile önemli bir satış noktası olacaktı.
Este também seria um ponto importante na estratégia de venda de Jobs, embora deixasse o trabalho técnico para outros.
Başkalarını kendi planına dahil etmek için çok sayıda rahatsız edici araç kullanırdı.
Ele usava várias ferramentas irritantes para envolver as pessoas nos seus planos.
Tüm hatalarını başkalarına mı atacaksın, Keith?
Vais atirar a culpa de todos os teus erros nos outros, Keith?
O, başkalarına göre daha rekabetçidir bu yüzden de herkesten fazla Twitter takipçisi olsun isteyecek.
Ela é mais competitiva do que as outras pessoas. Ela vai querer ter mais seguidores no Twitter - do que todos.
O da başkalarıyla çıkabilir, ben de çıkabilirim.
Posso namorar, e ela também.
Başkalarıyla görüşebiliriz.
Podemos sair com outras pessoas.
Arizona ikiniz hala evliyken bile başkalarıyla ilişki yaşamıştı.
A Arizona saiu com outra enquanto estavam casadas.
Arizona, başkalarıyla görüşüyorum. Onları tabii ki öpeceğim.
Saio com outras pessoas e vou beijá-las, Arizona.
Başkalarının bunu görmesini zorlaştırıyorsun ama ben görüyorum.
Mas dificultas que os outros vejam isso.
Oyunu kurallara göre oynuyorsun diye başkaları da kurallara uyacak değil.
E lá porque segue as regras, nada implica que outros o façam.
Wow. Onlarca yıl başkalarına hizmet ettikten sonra Sonunda istediğimi alacağım.
Ena, depois de passar a minha vida a servir os outros, finalmente vou conseguir o que quero.
Amerika'nın birinin ağzına sıçıp daha sonra oradan uzaklaşıp sonra tekrardan oraya dönüp başkalarına nasıl yaşayacaklarını söylemesinden keyif aldığı kadar başka bir şeyden keyif almaması gibi.
Não há nada que os EUA gostem mais do que alguém que estraga tudo, afasta-se por um tempo, e depois volta e diz a toda a gente como devem viver as suas vidas.
Kendi problemlerini görmezden gelmek için başkalarının problemlerini kullanacaksan, durma.
Se queres usar problemas dos outros para evitares os teus, tudo bem.
Kendime ve başkalarına yalan söylemek alışkanlık haline geldi.
Habituei-me tanto a mentir a mim próprio que mentir aos outros se tornou um hábito.
Bu son parçayı da kurmanızı ve artık o göleti kurutmanızı istiyorum. Bitirin şu işi yoksa bu adamlar iş için başkalarını aramaya başlayacak.
Coloquem esta última secção, drenem o lago e terminem o trabalho, ou eles vão procurar outra equipa.
Bu başkalarının kötü davranışları yüzünden etkilendiklerini gösteriyor.
Parece que estão a sofrer o mau comportamento de outros.
Ama onu hiç yakalayamamışlar çünkü bütün kirli işlerini başkaları yapıyormuş.
Mas nunca foram capazes de apanhá-lo principalmente porque ele tem outros tipos para fazer o trabalho sujo.
İnan bana, Beckett'ın başkalarının yaptığı aptalca şeyler için kurşunun önüne atlama konusunda epey tecrübesi vardır.
Acredite em mim, a Beckett tem muita experiência a assumir a culpa por coisas estúpidas feitas por outras pessoas.
Başkalarının gözden kaçırdığı bağlantıları ben bulurum diye umuyordum.
Esperava encontrar ligações que outros tinham perdido.
Bu konuyu, sadece başkalarının duymadığına emin olduğumuz zamanlarda konuşacağız, tamam mı?
Nós só vamos falar sobre isso quando soubermos que mais ninguém pode ouvir, está bem?
Kendine ve başkalarına bir tehdit olmadığını bir şekilde kanıtlayamaz mısın?
Podes provar que já não és uma ameaça para ti e para os outros?
Zorba olmayı ve başkalarınında öyle olmasına izin vermeyi istemiyorum.
Recuso-me a aceitar extorsão ou deixar que outros aceitem.
Ama bunu yaparkende başkalarının hayatını harcayamazsın ve böyle olursa Amerikan seçmeni seni ciddiye almayacaktır.
Mas quanto mais ficar no mundo televisivo, menos os eleitores americanos a vão levar a sério.
Başkalarına yönelik de casusluk yaptın mı?
Tens espiado outros?
"Başkalarına yan gözle bakmayın."
"Não cobiçarás."
Lucas sana yaptıklarının daha beterini başkalarına yapacak.
O que o Lucas te fez a ti, ele irá fazer a outro qualquer e será muito pior.
Eğer bunun neden olduğunu anlarsam başkalarını öldürmelerini engelleyebilirim.
Se conseguir entender porque está isto a acontecer, posso impedi-los de matar alguém. Posso salvar-te.
Sanırım evdeki tüm mobilyalar başkalarından ödünç alınmıştı.
Acho que todos os móveis que lá estavam tinham-lhe sido emprestados por outras pessoas.
İstesen de istemesen de başkalarının yapamadığı şeyleri yapabiliyorsun.
Quer a queiras ou não, fazes coisas que mais ninguém consegue.
Bir de başkalarının seks hayatını mı hatırlamam gerekiyor?
E tenho de me lembrar da vida sexual dos outros?
Bunlar yalnızca başkalarından çektikleri gücü kullanabilen cadılar.
Estas bruxas têm magia só quando tiram o poder a outra fonte.
- Hans'ın peşinde başkaları mı var?
- Há mais gente atrás do Hans?
Başkaları da var.
E há mais.
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138