Belki o tradutor Português
40,642 parallel translation
Belki o da zayıf olduğunuzu biliyordur.
Talvez ele saiba que também és fraco.
Vahşi bir kabile kocanızı parçalamaya çalışıyor hatta belki onu kesip yemeye.
Uma tribo de selvagens quer despedaçar o seu marido e talvez cortá-lo e comê-lo.
O hayırı, belki olarak kabul ediyorum.
Vou encarar esse não como um talvez.
Ma, sanki böyle bir şey var, Belki o adam iyi olabilir mi?
Mãe, achas que é possível que aquele gajo esteja bem?
Belki de değmezdi.
Talvez fosse um erro nos envolvermos desde o inicio.
Belki de bir tanesi özellikle onun bireyselliğini ve mükemmelliğini nedensiz yere görmezden geldiğimi ondan rahatsız olduğumu ve kendim gibi olmasını istediğimi söyleyebilir.
Talvez um diga que eu nego constantemente a sua individualidade e grandiosidade só porque o acho muito irritante e eu gostava que ele fosse mais parecido comigo.
Ve evet belki küçük, bir kerelik bir şeydi, ama bizi bir araya getiren ya da uzaklaştıran şey bir içkiydi.
Pode ter sido uma coisa pequena, mas... acredito que tudo o que fazemos leva-nos mais perto ou mais longe de uma bebida.
Belki de şansımıza hepsi ölmüştür hani tren istasyonunda sinyali kaybettikleri gibi.
Talvez tenhamos sorte e tenham partido quando perderam o sinal, como na estação dos comboios.
Belki de akım büyük organik bir ağdan birbirlerine geçiyor gibi bir şeydir.
Talvez o pulso flua através deles como se fossem essa grande rede orgânica.
Belki de Blackhand sizi alandan bilerek uzaklaştırmıştır...
Talvez o Blackhand vos tenha mantido em segurança e longe do campo de batalha?
Belki çocuk yardım edebilir.
Talvez o rapaz possa ajudar.
O yüzden belki de ben, Kraliçe'nin sana verdiği görevleri yerine getiririm ve sen de burada kalıp hindistancevizleri hakkında hipotez kurup ping pong oynayabilirsin.
Talvez execute as tuas tarefas para a Rainha e tu podes ficar aqui a filosofar sobre cocos e a jogar pingue-pongue.
- Belki de o haklı, Dico?
Talvez ele esteja certo, Dico.
Belki de 4. Grupta Sovyetleri takip edebilirler..
Esperar o grupo 4 para ir à União Soviética, seguindo-se
Oysa şimdi belki de sadece o kişi için çalıştığını düşünüyorum.
Mas agora talvez ache que és apenas um empregado do sistema.
Belki soyguna Dawkins de bulaşmıştır.
Talvez o Dawkins tenha estado envolvido no assalto.
Ayrıca orada yeterince uzun süre kalabilirsem belki Martha'nın akşam yemeğinden yırtarım.
E ainda, se lá ficar muito tempo, posso evitar o jantar da Martha.
Evet, belki de bunları Ed'in parasını almadan önce düşünmeliydin.
Devias ter pensado nisso antes de roubares o dinheiro do Ed.
Aman Tanrım Chris! Belki de amına koyduğumun bankasından yarım kilometre ötede bizi aşırı hız yüzünden kenara çeken polislerdir.
Bolas, Chris, talvez tenham sido os polícias que nos mandaram encostar por irmos em excesso de velocidade desde o banco.
Ama önce Chris'i öldüreceksin, belki de Dawkins'i. Ama muhtemelen önce Chris'i, sonra Dawkins'i.
Mas antes vais matar o Chris, talvez o Dawkins, mas deve ser o Chris e depois o Dawkins.
Roger amcam öğrenirse belki şartlı tahliye memuruma söyler onlar da beni hapse yollar ya da mahkum pansiyonundaki süremi uzatırlar.
Se o Tio Roger descobre, pode dizer ao meu agente de liberdade condicional e então mandam-me de volta para a prisão ou aumentam o tempo no abrigo.
Bilmem ki, Roger amcam kapıdan burayı gözetlemiyorsa, belki...
Não sei, a não ser que o Tio Roger esteja a espreitar de fora da porta...
Belki Ronnie ölür.
Talvez o Ronnie.
Belki de Thorpe senin hakkında yanılıyordur.
Se calhar, o Thorpe enganou-se em relação a ti, afinal.
Belki bu suskunluğun onu beni korkuttuğu kadar korkutmuyordur.
Talvez o teu silêncio não a assustasse como me assusta a mim.
Belki sükûnetin münasip bir hediyedir.
Talvez... o teu silêncio seja uma homenagem apropriada.
Belki sizi çalışırken görmek Jakob'a yardım eder.
Talvez vê-lo trabalhar ajudasse o Jakob.
Şu anda. Belki de sonsuza kadar.
Para o presente e talvez até para o infinito.
"Belki gelecek seneye ama yüksek ihtimal olmaz."
"Talvez para o ano, mas não é provável."
Belki de bir kuş sürüsü bir fırtınaya sebep oldu ve vuku bulan hiçbir şey geri döndürülemez.
Talvez um bando de pássaros possa provocar uma tempestade e tudo o que foi feito possa ser desfeito.
Belki ölmüştüm ve cehennemdeydim.
Se calhar, tinha morrido e ido para o inferno.
"Belki gelecek sene ama yüksek ihtimal olmaz".
"Talvez para o ano, mas não é provável."
Şu anda. Ve belki sonsuza kadar.
Para o presente e talvez até para o infinito.
- Belki de Smokey'dir.
- Se calhar viste o Smokey?
Belki de buradaki amaç, maksat aramamaktı.
Talvez o objectivo fosse não procurar um objectivo.
Belki kanını kaynatan şey çevrende hoyrat insanlar olmasıdır.
Talvez o teu sangue aqueça por teres pessoas selvagens ao teu redor.
Belki de belki de o kamyon şoförüyle iş birliği içindeydi.
Talvez... Talvez ele seja colega do motorista do camião.
- Belki de sonlara doğru kamyon şoförü, hikâyeye tekrar dâhil olmalı.
Talvez o camionista devesse voltar para a história.
Belki ben de deliyimdir, çünkü seni buradan ilk gün siktir etmeyişim canımı sıkıyor.
Talvez, eu também esteja louco. Porque, não o ter enxotado daqui no primeiro dia, é desconcertante para mim!
Ama belki de biz Tanrı'nın hatasıyızdır.
Talvez... Talvez sejamos o erro de Deus.
Lütfen beyefendi, hastaneye gitmek istemiyorsanız belki ben yardım edebilirim.
Por favor, senhor, se não quer ir a um hospital talvez o possa ajudar.
Seni ayağından süpüren adam olmayı çok isterim Ve kahramanınız ve annenizi kurtarabilirsiniz Ve sana bakmak ve belki de takılmaktır.
Eu adoraria ser o teu tipo e ser o teu herói e salvar a tua mãe e cuidar de ti e talvez termos relações sexuais.
Bu sebze şapkası bize Güçlü'nün güçlü olduğunu söyleyebiliyorsa belki bana da "Ne" nin anlamını söyleyebilir.
Se este chapéu vegetal pode dizer-nos que o Valentão é forte, talvez possa dizer-me o que é uma "Ina".
Belki de tüm bunları önceden planlamıştın.
Mas, claro, foi sempre esse o vosso plano, não foi?
Belki de bu başınıza gelenler adaletin bir tecellisidir. Nihayetinde, doğaya sizin türünüzden çok kim zarar verdi ki?
Talvez as acções dele sejam uma justiça para quem destrói mais de O Verde do que da sua espécie.
Belki de durumdaki kötü adam değildi.
Talvez ele não fosse o mau da fita da situação.
Bilmiyorum, Belki aracılığıyla Benim nüfuzum, o... Kalbinde bir değişiklik vardı.
Não sei, talvez pela minha influência, ele mudou.
Belki baban değilim.
Talvez eu não seja o teu pai.
Belki doğru adamla karşılaşmamışsındır.
Talvez não tenha conhecido o homem certo.
Ama eğer büyüyü bozabilecek olan bu kızsa o zaman belki akşam yemeğini kullanıp onu etkilemeye başlayabilirsin.
Mas se for ela quem vai quebrar o feitiço... o jantar poderia ser usado para agradá-Ia.
Belki de artık o olmadan birlikte yürümeye başlayabiliriz.
Talvez possamos iniciar a crescer juntos sem isso.
belki öyle 101
belki öyledir 51
belki öyleyim 16
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552
belki öyledir 51
belki öyleyim 16
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552