Benim için tradutor Português
62,146 parallel translation
Clary de benim için aynı şekilde değerli.
A Clary significa o mesmo para mim.
Benim için imkansız.
Isto é impossível.
Son isteyeceğim şey bu dostluğa zarar vermektir. Çünkü benim için çok değerli.
E a última coisa que eu quero fazer é estragar isso, porque é muito importante para mim.
Benim için de öyle.
Também é muito importante para mim.
- Valentine benim için geliyor.
- O Valentine vai vir atrás de mim, não é?
Valentine onu kaçırdı çünkü benim için değerli biri.
O Valentine só o levou como prisioneiro porque eu gosto dele.
Kılıç'ı benim için aktive etmelisin.
Tens de ativar a Espada por mim.
Benim için onurdur.
É uma honra.
- Onun sözleri benim için değersiz.
- Não me importa nada do que diga.
Bu durum benim için de çok kolay değil.
Isto também não é bem um passeio pelo parque para mim.
- Bu söz seni veya benim için önemini anlatamaz.
Essa palavra nunca conseguiria descrever quem tu és ou o quanto significas para mim.
- Benim için ölmedi.
- Não para mim.
Benim için?
Por mim?
Benim için.
Por mim.
4 yıldan sonra iyi bir haberi kabullenmek benim için zor.
Depois destes últimos quatro anos, é difícil aceitar boas notícias.
Bağışıklığım var diyebiliriz ama şu an benim için endişelenme.
Diazepam, pode dizer-se que tenho uma tolerância. Mas não deves preocupar-te comigo agora.
Benim için iyi olmayan gotik bir görünümü vardı.
Tinha um visual gótico que não era muito bom.
Eğer işler benim için sarpa saracak olursa bu adamı çok sağlam indirmeni istiyorum.
Fica atento, se alguma coisa correr mal, quero que sejas duro com esse tipo.
Bunca yıldan sonra benim için bir mum yaktığını düşününce...
Ao pensar que ficaste a pensar em mim todos estes anos.
Belki benim için çok geç...
Talvez seja tarde demais para mim.
Bugünlerde alkışlamak benim için biraz daha zor da.
Aplaudir é um pouco mais difícil para mim agora.
Benim için savaşır mıydın?
Lutavas por mim?
- Benim için yapar mısınız?
- Farias isso por mim?
Bunu benim için yapabilirsin.
Podes fazê-lo por mim.
Benim için de uygun.
Eu aceito-o.
Evet, hakikat ve dürüstlük benim için çok önemlidir.
Sim, a verdade e a honestidade são cruciais para mim.
Artık benim için öyle değil.
Para mim, já não é.
- Benim için saat dokuzda diyelim.
- Digamos que às 21h00 para mim.
- Benim için büyük fırsat.
- Para mim, é uma grande oportunidade.
Benim için mutlu olmalısın.
Devias estar feliz por mim.
Kardeşlik'in nasıl işlediğini aynen biliyorum ve şu anda, benim için işliyor.
Sei exactamente como esta irmandade trabalha, e, no momento, trabalha para mim.
Bu iş benim için de kişisel.
- Felicity. Também é pessoal para mim.
Yaşama hakkımı tehdit etmedikçe silah taşıman benim için sorun değil tabii.
Não sou contra o direito de porte de armas desde que não vá contra com o meu direito de viver.
Taşındım çünkü benim için orada bir şey kalmamıştı.
Vim para cá, porque não havia nada para mim lá.
Benim için başka bir şey yapman gerekiyor.
Preciso que me trates de uma coisa.
- Bu gelişmedir işte. Neyse, Paul'un Mr. Terrific olmamla ilgili en büyük sorunu benim için endişelenmesiydi ama yanımda bu aslanlar oldukça endişelenmesine gerek kalmayacak.
O maior problema do Paul em eu ser o Sr. Incrível, era a preocupação, mas ele já não precisa de preocupar-se.
Benim için bitti.
Acabou-se.
Seni desteklediğim onca zamandan sonra sen benim için aynısını yapamadın.
Todas as vezes em que te apoiei, não pudeste fazer o mesmo.
Sana katılmasam bile güvendiğim ve senin benim için aynı şeyi yapmadığın meselesini.
O facto de que te apoio mesmo quando discordo, mas tu não tens a mesma consideração por mim.
Babamın yanlışlarını düzeltmek için kostüm giydim. Ama işin temelinde, esasında senin yaptıkların, Dig'in yaptıkları, ekibin benim için yaptıkları aslında hepsi bir yalana dayanıyordu.
Vesti o capuz para resolver os erros do meu pai, mas a base disso, a fundação disso, do que fizeste, do que o Dig fez, do que a equipa fez em meu nome, tudo se baseou numa mentira.
Jace Herondale'in taşıması gereken bir soyadı olabilir ama benim tanıdığım Jace sevdikleri için kuralları çiğnerdi.
O Jace Herondale pode ter de estar à altura do nome de família, mas o Jace que eu conheço quebraria qualquer regra por quem ele gosta.
Evet ama açmak için gereken kodu bilen tek kişi benim.
Sim, mas eu sou o único que sei o código para a abrir.
Atam benim varlığımı silmek için intihar etti.
Meu ancestral matou-se a si próprio no esforço de apagar a minha existência.
Tek ihtiyacım olan da, karanlığa gömülmen ve benim doğmam için Iris'in ölmesi.
Só preciso que a Iris morra para que tu mergulhes tão fundo na escuridão, para que eu possa nascer.
Benim hissime göre biz yeni adaylar bulmak için götümüzü yırtıyoruz ama sen sürekli onları geri çeviriyorsun.
Sinto que estamos a esforçar-nos para encontrar novas candidatas, e tu continuas a recusá-las.
Bana maskesizken güvendiğin için şimdi de benim sana güvenmem gerekiyor.
Estás sem máscara, porque confias em mim, por isso tenho de confiar em ti. Só pensei que, se não vais ouvir o Arqueiro Verde, talvez ouças o Oliver Queen. Não.
Kaçmak için benim uçağımı kullanarak değil mi?
Vão usar o meu avião para escapar, não é?
Çalışmak için buraya geldim çünkü herkes ofisime uğrayıp nasıl olduğumu soruyordu ve benim de ilgiye ihtiyacım yok ayrıca daha yeni Oliver'la görüştüm telefonda ve dediğine göre Rusya'ya gidiyormuş, o yüzden senin burada ne işin var?
Vim trabalhar aqui porque todos passam por lá e perguntam como estou, e não quero essa atenção. Acabei de falar com o Oliver, ele vai para a Rússia. O que é que fazes aqui?
Çünkü benim yaptığım şeyle senin şu an yaptığın şey aynı değil! Hayatta kalmak için gereken neyse onu yapıyoruz ve bu birkaç yasayı çiğnemek veya sana inanan insanlara ihanet etmekle olacaksa, olsun varsın! Birebir aynılar.
O que fiz e o que estás a fazer, não são a mesma coisa!
Benim istediğim şekilde denediğin için sağol.
Obrigada por tentares as coisas à minha maneira.
Benim yaptığımı yapabilmek için kimse yaşadığım şeyleri bilmemeli.
- Para fazer o que preciso, ninguém pode saber pelo que passei.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39