Benim için sorun olmaz tradutor Português
118 parallel translation
- Benim için sorun olmaz.
- Não me incomoda.
Benim için sorun olmaz fakat bir işe yaramaz.
Não me importo. Mas não vai servir de nada.
Çünkü sahnede hiçbir sey benim için sorun olmaz.
Em palco, nada é um problema para mim.
Eğer böyle bir hikaye yazarsanız benim için sorun olmaz.
Eu não teria problemas se escrevessem um artigo desses.
Cidden, benim için sorun olmaz...
De certeza? Não me custava nada.
Benim için sorun olmaz.
Eu não me importava.
Benim için sorun olmaz.
Não me importava nada.
- Benim için sorun olmaz.
- Não tenho nenhum problema com isso.
- Benim için sorun olmaz.
- Não tem problema nenhum.
Bu benim için sorun olmaz.
Bem, eu não tenho problemas com isso.
Rehber, yol gösterici, ruh eşi... hangi terimi kullanmak istersen, benim için sorun olmaz.
Guia, conselheira, companhia espiritual... seja qual for o termo que você prefira está bom para mim.
- Gerçekten benim için sorun olmaz.
- A sério, não tem problema.
Hayır, benim için sorun olmaz.
Não, para mim não é.
Eğer senin gibi Orilyan ciğer kurdunun temizlenmesine faydası olacaksa, benim için sorun olmaz.
Não há nenhum problema se isso significa se livrar de uma larva de insecto pulmonar Orilliana como você.
Sizi kraliyet şatosuna bile sokabilirim. Benim için sorun olmaz!
Comigo, putos, entrais no palácio real, cum caralho
Benim için sorun olmaz " der gibiydi.
Por mim está bom. "
- Benim için sorun olmaz.
Para mim não é problema.
Hayır, benim için sorun olmaz.
Não, não há problema para mim.
Benim için sorun olmaz.
Nào teria problemas com isso.
Tabii dansçı olursan başka ; ki benim için sorun olmaz.
A não ser que te tornes bailarina, o que não me importa nada.
- Bu benim için sorun olmaz.
- Não há problema.
Sanırım benim için sorun olmaz.
Acho que... não teria problema.
Baba, eğer bir daha biriyle çıkmak istersen, bu benim için sorun olmaz.
Pai, se quiseres sair com outras pessoas, eu não me importo.
Bak, gerçekten Dan Foxworthy'e dönmek istersen, bu benim için sorun olmaz.
Ouve, se queres voltar ao Dan Foxworthy, por mim tudo bem.
Tabi, baba. - Kalmak benim için sorun olmaz.
- Eu não me importo de ficar.
Oh... benim için sorun olmaz.
Não quero ser a depressiva.
Benim için sorun olmaz.
Não para mim.
Eğer bunu daha sonra yapmak istersen... benim için sorun olmaz.
Se desejar lutar noutra altura, eu estarei de acordo.
- Dinle hayatım. Benim için sorun olmaz eğer istemiyorsan.
Ouve, querido, não me importo se não quiseres...
Benim için sorun olmaz.
Não é trabalho nenhum.
- Benim için sorun olmaz sanırım.
- Pode ser.
Bu yüzden koridorun hemen karşısında olduğunuzdan dolayı benim için sorun olmaz.
Por isso, se fosse só atravessar o corredor, seria menos uma dor de cabeça para mim.
Sanırım benim için sorun olmaz.
Eu... eu acho que não me importaría.
Çünkü benim için sorun olmaz.
Por mim tudo bem.
- Ben de değilim. Sevişmek istemezsen benim için sorun olmaz.
Se não queres fazer sexo, por mim, na boa.
Eğer Caterina gelip Marty ve benimle yaşamak isterse benim için hiç sorun olmaz.
Mas já posso dizer que se Catarina quiser vir morar com Marty e comigo, por mim, tudo bem.
Benim için sorun olmaz.
Fala sério?
- Benim için sorun olmaz.
Por mim está bem.
- Benim için, kız kör topal değilse sorun olmaz.
Valem a pena se tiverem uma bengala branca e um púcaro de lata.
Bu, benim için hiç sorun olmaz!
Não terei o mínimo de preocupação.
Benim için sorun olmaz.
A mim é-me igual.
Benim için sorun olmaz.
Está bem.
İsmini oraya eklemek benim için büyük bir sorun olmaz.
Eu posso adicionar o seu nome a ela sem demasiados problemas.
Evet. Ve onu aramam senin için sorun olmaz çünkü benim için güzel şeyler istiyorsun.
E não te importas que eu ligue, porque só queres coisas boas para mim.
Benim için sorun olmaz.
Não me importo.
Bo'nun alemine ışınlanmak benim için sorun sorun olmaz, onu buraya getiririm böylece sende onu iyileştirebilirsin.
Não deve ser difícil Tremeluzir até ao plano do Bo, trazê-lo até aqui para que o possas Curar.
Ben söylerim. Benim için bir sorun olmaz.
Digo-lhe eu, para mim não constitui dilema.
- Benim için sorun olmaz.
Posso bem ir para uma escola pública.
Demek istediğim benim için bu sorun olmaz tabi eğer endişelendiğin bu ise.
Só estou a tentar dizer que não me importaria. Está bem? Se é isso que te preocupa.
Onları bırakmak sorun olmaz benim için.
Não me incomoda deixá-las aqui.
- Evet, benim için bir sorun olmaz.
Eu não tenho nada contra a comida da fartazana.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için 458
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için 458