English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Biliyormusunuz

Biliyormusunuz tradutor Português

237 parallel translation
Nerede yediğini biliyormusunuz?
Sabe onde ele vai comer?
Yüzbaşı Lewis'in raporunu okuyup okumadığını biliyormusunuz efendim?
Sabe se ele já leu o relatório do Capitão Lewis?
Endicott çevresindeki yeri biliyormusunuz?
- Falaram-lhe sobre o Endicott?
Biliyormusunuz?
Sabe mesmo?
Biliyormusunuz bu çok önemli bir şey.
Sabe, isto é capaz de ser interessante.
- Gemiye ne zaman binebilirim biliyormusunuz?
Sabe quando posso embarcar?
Beyazlara ne dediklerini biliyormusunuz?
Sabe o que eles chamam aos brancos?
Biliyormusunuz? Şüphesiz diğerleride keyiflidir.
Não posso desfrutar de uma refeição de outra maneira.
Bunun ne olduğunu biliyormusunuz?
O que acha?
Bu ne anlama geliyor biliyormusunuz?
Entendes o que isto significa?
Bunu biliyormusunuz... Cok nadir bulunan, ancak...
Sabiam, que... é uma coisa rara, mas...
Özür dilerim efendim, ama, onun neden bahsettiğini biliyormusunuz?
Perdão, Sr, mas sabe do que ele está a falar?
Pardon, acaba Manyoca adında bir köy biliyormusunuz?
Por favor... Sabe onde fica uma aldeia de nome Manioca?
- Saatin kaç olduğunu biliyormusunuz?
- Sabe que horas são?
Size ne oldu biliyormusunuz, Ryan?
Sabes o que aconteceu, Ryan?
Hammett, size tavsiyem - - Bırak konuşsun. Biliyormusunuz, iyi bir çift oluyorsunuz.
Fazem um belo par.
Güç satın alıyorsunuz, ticaretini yapıyorsunuz, satıyorsunuz. Ama biliyormusunuz?
Vocês compram, trocam e vendem o poder.
3 milyon nakit paranın ne kadar çok olduğunu biliyormusunuz?
Sabe quanto é $ 3 milhões em dinheiro? Não se anda por aí com isso.
Biliyormusunuz doktor olabilirmişiniz.
Sabe, podia ter sido médico.
Biliyormusunuz, Alf zihinlerimizi okuyabiliyor.
Sabe de uma coisa? Alf sabe ler nossas mentes.
Bunlardan bir tane nerede bulabilirim, biliyormusunuz?
Sabe onde posso encontra uma como ela?
Biliyormusunuz, Bay Bundy... 44 sene bu kütüphanede çalıştım,
Sabe, Sr. Bundy, trabalhei nesta biblioteca durante 44 anos.
Neden kaldım biliyormusunuz?
Sabe por que motivo fiquei?
Biliyormusunuz, eskiden, adamlar dışarı çıkardı, ayılarla dövüşürler, bir kilim ve akşam yemeği ile geri dönerlerdi.
Sabem, nos velhos tempos esses homens teriam ido lá fora, lutado com o urso, e regressado com um belo tapete.
Biliyormusunuz, bu inanılmaz.
Sabem, é incrível.
Nerede olabilceğini biliyormusunuz?
Sabe onde ele poderá estar? Na cadeia.
Biliyormusunuz, şimdi farkına vardım.. 20 yıldır bu işteyim ve tek bir müşterim bile.. .. yüzümü görmedi.
Sabem, só reparei nisso após mais de 20 anos de serviço... nunca nenhum dos meus clientes viu a minha cara.
Yargıça anlatmadığı babasıyla olan şu kavgası hakkında bir şeyler biliyormusunuz?
A discussão que ele teve com o pai, da qual não falou ao Magistrado... Sabe alguma coisa disso?
Biliyormusunuz olay gününe, günden güne, günden güne kafamda gidiyorum.
Sabe, eu percorro essa cena mentalmente, dia após dia.
Dünyadaki yaşamımızın süresini bilemeyiz Ve bütün güzelliği Ve kırlardaki çiçekler gibi Ama vadidekilerle aynı Ölümün gölgesi Sen bizimlesin babamız günlerinizin sayısını biliyormusunuz?
Oh senhor, deixai-nos saber o nosso fim e o número dos nossos dias para que possamos saber o quão rápida a vida é.
Neden ben burdayım ve onlar orda biliyormusunuz, bayan Stone?
Sabe porque estou aqui e eles lá em baixo, Miss Stone?
- Will'in nerede olduğunu biliyormusunuz?
- Sabe onde o Will está?
Biliyormusunuz, bütün hayatım boyunca o isimden kaçtım.
Sabem que tenho fugido desse nome toda a vida?
Nasıl yaptıklarını biliyormusunuz?
Sabem como o fazem? O lntegra.
Ve nedenini biliyormusunuz?
E sabem por quê?
Biliyormusunuz hayvanlara sahip olabilirsiniz?
Não sabias que não podes ter animais?
Ne gördüğümü biliyormusunuz?
Sabes o que vejo?
- Ve biliyormusunuz, Doktor
- E sabe, Doutor... - Por favor.
Biliyormusunuz Dr. Solomon çok fazla şey yaşamış gibi duruyorsunuz.
Dr. Solomon, parece que está a carregar um fardo pesado.
Biliyormusunuz, kayıp eşya kutusu iyi bir fikir olabilir.
Olhe que os perdidos e achados podem ser uma boa ideia.
Bu yoldaki hız limitini biliyormusunuz?
Sabe qual é o limite de velocidade nesta estrada?
- Ne kadar hız yaptığınızı biliyormusunuz?
- Sabe a que velocidade ia?
Üzgünüm, başka ne yapabiliriz bilmiyorum, siz biliyormusunuz?
Lamento, não sei que mais fazer.
Presedürü biliyormusunuz?
Conhecem o processo?
Fakat biliyormusunuz, okyanus hemen dibinde.
Mas, sabem, o oceano é já ali.
Biliyormusunuz, son sevgilimde, gerçek bir kron anlayışsızlığı sorunu vardı.
Sabe que o meu último namorado tinha um problema sério com as coroas.
Biliyormusunuz, Bende tekrardan davul çalmayı düşünüyordum.
Sabes, pensei em voltar a tocar bateria.
Suraya bakin hic bu kadar seyirci olmaisti Neden oldugunu biliyormusunuz?
Dê uma olhada na multidão nunca esteve tão grande. Você sabe porque?
Biliyormusunuz ben bilgisayardan hiç anlamam.
Não percebo de computadores.
Biliyormusunuz Bayan Stone,
Há semanas que assino estas coisas.
Biliyormusunuz?
Sabe?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]