Bir fikir tradutor Português
14,714 parallel translation
Tamam. Müthiş bir fikir.
A ideia é fantástica.
Bak, bence bu iyi bir fikir değil.
Acho que isso não é boa ideia.
Hobie Doyle oldukça parlak bir fikir.
O Hobie Doyle é uma ideia bastante promissora.
Şimdi düşününce, kötü bir fikir gibi duruyor.
Bem, em retrospectiva parece uma má ideia.
Harika bir fikir, elbette.
Sim, claro, é uma óptima ideia.
Bu iyi bir fikir değil.
- Isso não é uma boa ideia.
- İyi bir fikir değil.
- Não é boa ideia.
İyi bir fikir bu!
- Estás a pensar bem.
Dostum, bu çok iyi özgün ve kalıpların dışında bir fikir!
Isso, meu amigo, é um verdadeiro pensamento de génio.
Akıllıca bir fikir olduğuna emin misin?
Tens a certeza que isso é sensato?
Bu aslında çok iyi bir fikir.
Isto é uma ótima ideia.
Ufak bir kuşun dediğine göre aklında bir fikir varmış.
Um pequeno pássaro idiota diz-me que tens uma ideia a flutuar nesse velho bonsai.
Melly'yi fişlemenin yanlış bir fikir olduğunu düşünmeye başladım.
Começo a pensar que incriminar o Melly foi uma péssima ideia.
Berbat bir fikir.
Parece-me uma ideia horrível.
Ürkütücü müziğe gitmek iyi bir fikir değil.
Seguir a música sinistra é uma má ideia.
Bu yüzden Creel'ın orada olması o kadar da kötü bir fikir olmayabilir.
É por isso que ter o Creel lá talvez não seja tão má ideia.
Hâlâ asil ve faydalı bir fikir.
Não deixa de ser uma ideia nobre e útil.
Ancak yine de bence mükemmel bir fikir, eski askerleri işe almak.
Mas é uma ótima ideia contratar veteranos.
Harika bir fikir bu Joe, gerçekten.
Essa é uma ideia brilhante, Joe, a sério.
- Kötü bir fikir...
- Isto é uma má ideia.
Anlaşmalar'ı ihlal etmenin iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
Não sei se quebrar os Acordos terá sido uma boa ideia.
Güney Carolina'da yaşanan onca şeyin ardından Beyaz Saray duvarlarında müttefik bayrağının asılı durması hiç iyi bir fikir değil. Batıyor olsa bile.
Suponho que não é boa ideia ter a bandeira confederada em exibição na Casa Branca depois do que aconteceu na Carolina do Sul, ainda que esteja a afundar-se.
Nazik Alaylar'ın harika bir fikir olduğunu düşünmüştüm.
Pensava que o Delicado Jollies era uma óptima ideia.
İyi bir fikir olabilir... Eğer ilgini çekerse dünyayı değiştriebilir!
Pode ser uma boa ideia... se estiveres interessado em mudar o mundo!
- Biz bir fikir yayıyoruz.
- Andamos a espalhar uma ideia.
Bu iyi bir fikir değil.
- Não, isso não é uma boa ideia.
Bu kötü bir fikir.
Isto é uma má ideia.
Kötü bir fikir bence o.
- Má ideia.
Eskiden geçmişiniz hakkında yalan söyleyebilirdiniz. Fakat bu iyi bir fikir değil.
Antigamente, podiam mentir sobre o vosso passado, não que isso fosse uma boa ideia.
Bence iyi bir fikir değil.
Só não acho que seja boa ideia.
İyi bir fikir duymak ister misin?
Sabe o que eu acho que é boa ideia?
Podcast gecesi için Emma'ya Röportaj teklifinde bulunmak kötü bir fikir mi?
Será má ideia pedir à Emma uma entrevista para o Podcast de hoje? A festa de boas vindas faria o som ideal para isso.
Noah, bu berbat bir fikir. Podcast'in ve olayla ilgili tek kelime etmek yok.
Nada de falar sobre o teu Podcast ou sobre o incidente.
Hey, işte sana iyi bir fikir.
É uma boa ideia.
Sence bana böyle kelimeler kullanman iyi bir fikir mi?
Acha que é uma boa ideia dizer esse tipo de coisas para mim?
İlkinin aklına bir fikir gelmiş.
Então o primeiro tipo teve uma ideia.
KRYSTAL : Sence bu iyi bir fikir mi?
Tens a certeza de que é uma boa ideia?
Bu hiç de kötü bir fikir değil.
Essa não é uma má ideia.
Bunun iyi bir fikir olduğunu düşündün çünkü...
E acharam uma boa ideia porque...
Üçüncü bir fikir iyi olurdu doğrusu.
Uma terceira opinião seria bem-vinda.
Bunun iyi bir fikir olduğuna emin miyiz?
Temos mesmo a certeza de que esta é uma boa ideia?
Kimse bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor.
Ninguém acha que esta é uma boa ideia.
- Peki, gerçekten de... uçla savaşırken birini randevuya getirmenin iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?
- Mas pensas que é uma boa ideia teres um encontro enquanto lutas contra o crime?
Bu kötü bir fikir mi?
É uma má ideia?
Bunun iyi bir fikir olmadığını düşünmeye başlamıştım.
Estou a começar a achar que esta não foi uma boa ideia.
Evet, bence bir şey olmaz ama bu fikir, inanması güç olsa da, aslında Gus'a ait.
É provável que ficássemos bem, mas a ideia, por incrível que pareça, é do Gus.
Aslında şimdi düşününce o fikir epey bir sorun yaratmıştı.
Agora que penso nisso, aquela ideia tinha vários problemas.
Bir de en sonuncu mükemmel fikir var.
E qual foi a última e grande ideia?
Buradaki ana fikir, Dan tekniklerimizi kullanarak, iyi maaşlı bir iş sahibi olabildi.
A questão é, ao usarmos as nossas técnicas, o Dan foi capaz de conseguir um emprego bem pago.
Evet, neyse, cadde boyunca bir kaç evin kapısına vurarak,... semtle ilgili fikir edinmek istedim.
Então, eu estava à procura de um lugar aqui perto, a bater em algumas portas, vendo o que acham do bairro.
Aklıma küçük bir fikir geldi.
E um pensamento veio-me à mente.
fikir 30
fikirler 18
bir fahişe 36
bir fare 26
bir fincan kahve 36
bir fikrim var 616
bir fincan çay 24
bir felaket 20
bir fikrim yok 77
bir film 23
fikirler 18
bir fahişe 36
bir fare 26
bir fincan kahve 36
bir fikrim var 616
bir fincan çay 24
bir felaket 20
bir fikrim yok 77
bir film 23