Bir şey yapma tradutor Português
1,212 parallel translation
Herhangi bir şeyi etkileyecek hiçbir şey yapma, bir şey yapman gerekiyorsa Tanrı aşkına, yine hiçbir şey yapma.
Não podes interferir com o passado. Não faças nada que afecte seja o que for. A não ser que descubras que tens de o fazer.
Benim yada Konseyin onayını almadan sakın bir şey yapma.
Anakin, não faças nada sem primeiro me consultar ou ao Conselho.
Lütfen ona bir şey yapma.
Por favor, não lhe faças mal.
Baba sakın, tekrarlıyorum, sakın böyle bir şey yapma.
Pai, não, repito, não faça isso.
Sakın, tekrarlıyorum, sakın böyle bir şey yapma!
Não.. repito, não faça isso.
Sakın içeride aptalca bir şey yapma.
Não faças nenhuma estupidez aqui.
Meg, lütfen aptalca bir şey yapma.
Meg, por favor, não faças nada estúpido.
Performans korkusu, kötü bir şey, pis bir şey yapma korkusu.
Medo do desempenho. Medo de fazer algo mau, algo sujo.
Performans korkusu, kötü bir şey yapma korkusu,
"Medo do desempenho. " Medo de fazer algo mau. "
devam et, kafanı salla. fakat beni üzecek aptalca bir şey yapma.
Podes recusar, mas não o Faças só porque estás zangada comigo.
Eğer tamamen ahlak dışı bir şey yapma şansın olsaydı kültürel olarak kabul edilemez bir şey ve ertesi gün hiçbirşey hatırlamayacak olsaydın..... ne yapmak isterdin?
Se te fosse permitido cometer um pecado culturalmente inaceitável e totalmente imoral, e no dia seguinte ninguém se lembraria, o que farias?
Ama salakça bir şey yapma.
Mas não faças nenhum disparate.
Bak, ben orayı arayıp neler olduğunu öğrenene kadar bir şey yapma.
Não faças nada até eu telefonar para lá e descobrir o que está a acontecer.
Benim için sakın bir şey yapma!
Não faças nada por mim!
Benimle konuşmadan bu konuda bir şey yapma.
Não vais fazer nada quanto a isto sem mim.
Orada otur ve bir şey yapma.
Fica onde estás e não faças nada.
- Hiç bir şey yapma!
- Não faças nada!
Pişman olacağın bir şey yapma.
Não te precipites.
Bir kaç gün boyunca sakın bir şey yapma.
Não vás aos bairros sociais, nos próximos dias.
- Çılgınca bir şey yapma tamam mı?
- Não se passe comigo, está bem?
Bir şey yapma sakın.
Não tente nada, meu.
Huh... Aptalca bir şey yapma.
Não faças nada estúpido.
Eller yukarı, aptalca bir şey yapma.
Mãos ao alto, não façam nada estúpido
Aptalca bir şey yapma.
Não faças nenhuma parvoice...
- Aptalca bir şey yapma, Julianne.
Não faças uma estupidez, Julianne!
Yanlış bir şey yapma.
Não vás pelo mau caminho.
Scott, sana söyleyene kadar bir şey yapma.
Scott, não faça nada sem eu dizer.
Bir şey yapma. Ben hallederim.
Não te preocupes, eu trato disso.
Aptalca bir şey yapma. Skarra erki bana iyi para ödedi.
Os chefões Scarianos pagaram muito por mim.
- Hey, aptalca bir şey yapma.
- Não faças nenhuma parvoíce.
İşine konsantre ol. Adamlarını kontrol altında tut ve beni utandıracak bir şey yapma.
Voltas ao activo, controlas os teus rapazes e não fazes nada que me embarace.
Bir şey yapma, Her şey yolunda.
Não faças nada. Está tudo bem.
Aptalca bir şey yapma.
Nao façam nenhuma estupidez.
Hayır sakın bir şey yapma!
- Não, não lhe toques!
Çılgınca ya da aptalca bir şey yapma.
Não faças nenhuma loucura ou burrice, está bem?
Dikkat çekecek bir şey yapma.
Não atraias as atenções.
Stanley yapma ama. Bunda büyütülecek bir şey yok ki.
Mas... para quê ligar a pormenores?
Birisi, ah, önceden söylemişti canının istediğini yapman güzel bir şey taki yapman gereken işleri yapma zamanı gelene kadar.
Alguém me disse que não faz mal pensar no que queres fazer até que chegue a hora de fazer o que tem que ser feito.
- Sakın çılgınca bir şey yapma. - Tamam.
- E não faças loucuras.
Okula gittiğimde öğretmenler bu testi ve şu kâğıtları verdiler ve "şunu yap, şunu yapma" dediler sonra eve geldiğimde ise her zaman yapmadığım bir şey vardı ve hiçbir zaman yeterli olamadım.
Na escola, professores dão provas, notas, faça isto, não faça aquilo. Volto para casa e sempre deixo de fazer algo e não sou bom o suficiente.
Spekülasyon yapma, bir şey söyleme.
Não especule, nem diga nada.
Will yapma, niye biri, hele sen, böyle bir şey uydursun?
Will, vá lá. Porque é que alguém, especialmente tu, inventaria uma história como essa?
Onun sihir yapma şekli bir şey ölüyse ölüdür.
A forma como ele faz magia está morta como... um morto.
Aptalca bir şey yapma konusunda sizi uyarmıştı.
Ele avisou-vos contra medidas disparatadas.
Yapma, bu senin anneme anne demen gibi bir şey değil.
Não é como tu chamares "mãe" à minha mãe. Pois.
- Yapma, dostum. Sana harika bir şey buldum.
Estou a dar-te ouro!
Yapma. Fisk'e karşı bir şey yok elinde.
Vá lá, não tem nada que incrimine o Fisk.
Aptalca bir şey yapma.
Não vamos fazer nenhuma estupidez.
- Yapma Joe, bir tek şey istedim. Bu nasıl olur?
Peço-te para fazer uma coisa e acontece isto?
Yapma bana kötü şey falan deme. Sana hiç bir şey olmadı.
Não me venhas com essa merda, tu saíste-te até muito bem.
- Şey, Arjantin'de eski bir gelenek vardır... - Hadi, lütfen, yapma...
- Há uma velha tradição na Argentina que...
bir şey yapmadım 49
bir şey yapmalısın 18
bir şey yapmayacağım 29
bir şey yapmalıyız 45
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şey yapmalısın 18
bir şey yapmayacağım 29
bir şey yapmalıyız 45
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şey söyle 257
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17