Caro tradutor Português
6,913 parallel translation
Sevgili, Sayın Başkan.
" Caro Sr. Presidente.
Müstakbel eşim çok para harcıyor. Ve maliyetli bir boşanma geçiriyorum.
A minha futura esposa gasta rios de dinheiro, e estou a em fase de um divorcio muito caro.
Şimdi bunu fena ödeyecekler!
Agora, vão pagar caro.
Macera talebini kabul ediyorum saygıdeğer bayım. Biliyor musun? Haydi, Rick.
Aceito a aventura que propõe, caro e gentil senhor.
Böyle kelimler ortaya çıktıysa gitme vaktim gelmiş demektir.
Quando começam a falar caro é a minha deixa.
Yaradı işte arkadaşım.
Sim, funcionou, meu caro.
- O kadarı fazla tutar.
- Isso é muito caro.
Dr. Pryce, onun Roman'e upirlikten sonsuza dek kurtulması için yardım etmeyi kabul ettiğini bildiğimi bilmiyor.
O que o caro Dr. Pryce não sabe é que eu sei que ele aceitou ajudar o Roman a livrar-se do upirismo para sempre.
Maalesef ki böyle bir yeteneği ucuza getiremiyoruz.
Infelizmente, este tipo de talento sai caro.
Bence de öyle ama sana söyledim. Kuzey tarafı çok pahalı.
Eu também, mas já te disse, aquele a norte é demasiado caro.
Çalışıyor ama tamiri çok fazla para tutacak.
Ainda funciona, mas o conserto talvez seja muito caro.
"Duyacaksınız efendim. " Asilerin Harlem'den yola çıktığı ve York Island'taki hanelerin çıkacak sıkıntılara koruma altına alındığı bilgisinin size ulaşması uzun sürmeyecektir. "
" Já terá ouvido, caro senhor, não muito depois de isto lhe chegar que os rebeldes foram desviados de Harlem e toda a casa em York Island foi tornada segura de mais assédios.
Böyle bir mahalle için fazla lüks.
Um carrito caro para esta zona.
Tüm tanrılar huzurunda yemin ederim ki bunu kim yaptıysa bedelini ağır ödeyecek.
Juro por todos os Deuses, que quem fez isto irá pagar caro.
Amsterdam'a gidiyoruz.
- Sim, é muito caro. - Vamos para Amsterdão.
Hayatımda ondan daha değerli hiçbir şeyim yok.
Tenho nada neste mundo... mais caro do que ela.
Teşekkürler tatlım.
Obrigado, meu caro.
Ama bu çok pahalı.
E é muito caro.
Çünkü biz o çeşit mutlu-şanslı şırfıntılarız adamım.
Sabes porquê? Porque somos esse tipo de badalhocas felizes, meu caro.
Ama sana biraz pahalıya patlar.
Mas, vai-te custar caro.
- Çalışma lisansı almak ne kadar pahalı, biliyor musun?
Sabes o quanto é caro arranjar uma licença?
Çok basitti, sevgili Gibbs.
Elementar, meu caro Gibbs.
Sen de bunun için büyük bir bedel ödeyeceksin.
Vais pagar caro por isto.
Pekala, yapılmış en pahalı ananaslı burgeri düşünelim.
- Vamos imaginar o hambúrguer de ananás mais caro alguma vez feito.
Bunu lavabo giderinde buldum biraz saç teline takılmış haldeydi.
Encontrei isto no caro, preso em cabelos.
İşin önemli bir kısmı da budur adamım.
Esta é uma grande parte do negócio, meu caro.
Daha fazla gücü her zaman arzularız, sevgili oğlum.
Sempre haverá o desejo por mais poder, caro rapaz.
Müsriflik, gereksiz ve pahalı.
É tão esbanjador, desnecessário e caro.
Yani senden daha fazla prim tokatlamalarını kabul ediyorsun.
Então, têm razão em cobrar-te um prémio mais caro?
Sağ olun.
- Ele foi caro.
Yine görüşeceğiz, tatlım.
Voltaremos ver-nos... meu caro.
Gardiyanları Henry'le korkutmasından sonra arttı bu seferki gelişim baya pahalıya patladı bu yatırımına değecek emin olabilirsin.
Desta vez, foi extremamente caro comprar a minha entrada aqui. - O investimento valerá a pena, prometo. - Tendes a certeza?
Evlat, sana şunu söyleyebilirim ki zor zamanlar yaşıyoruz.
Meu caro, posso dizer que estes são tempos difíceis.
Şimdiyse peynirler hakkında her şeyi bildiğini ve o çok pahalı tatil yerine gittiğini öğrendim. Bundan daha fazla kafam karışamazdı.
Agora eu descubro que ele sabe tudo sobre queijo e esteve num resort extraordinariamente caro, logo eu estou ainda mais confusa.
Saygıdeğer Schoenbein...
" Caro Schoenbein...
Canım kocam, mesele nedir?
Meu caro esposo, o que se passa?
Sevgili dostum, bilimsel bir mektubu cevaplamakta hatta anlamakta bile zorlanıyorum çünkü bu aralar bir şeyleri aklımda tutmakta zorlanıyorum.
"Meu caro amigo, " sinto dificuldade em responder ou reconhecer uma carta científica, " pois não consigo reter tudo na minha mente ao mesmo tempo.
Ona göz kulak olması için birini tutmamız gerekiyor. Bu da oldukça pahalı.
Teríamos de contratar alguém para tomar conta dela, seria... muito caro.
Biraz fazla gibi.
Parece-me um pouco caro.
Bulsan bile çok pahalı.
É isso. Mas mesmo que consiga, é muito caro.
- Meiloorun mu? - Lothal'da Meiloorun yetişmez. - Yetişmez mi?
Talvez encontres com um importador, mas vai ser caro.
Daha fazlaya mal olacaktır.
Sair-lhe-ia mais caro.
" Sayın Şerif Bellefleur istifa ediyorum.
"Caro xerife Bellefleur," "Eu demito-me"
- İstemiyorum. - Çok pahalı.
é tão caro.
Betty görüşleri yüzünden en ağır bedeli ödedi.
A Betty pagou o preço mais caro pelas suas convicções.
Sevgili dostum Ryan Hardy'i takdim edebilir miyim? Kamera.
Apresento-vos o meu caro amigo Ryan Hardy.
Beni yanlış anlamayın ama bu bazen pahalıdır.
Mas não me interpretem mal, pessoal. Às vezes, é caro.
- Çok pahalı.
E caro.
- Hayır, pahalıya mal olur.
Não, mas é caro.
Bunu biliyorduk.
O futuro é caro, já sabíamos disso.
Saygıdeğer Schoenbein...
"Caro Schoenbein, ficar-lhe-ia muito grato se me desse a sua opinião..."