Dedikleri gibi tradutor Português
310 parallel translation
Filmlerde dedikleri gibi : "Suçlu şu yöne gitti."
Como dizem nos filmes : "Foram por ali."
Dedikleri gibi, asık suratlı azgın.
O que chamam desejo sexual reprimido.
Onları yakalamanı isterim dedikleri gibi bunu soğukkanlıkla yapabilirsin.
Eu só queria descobrir se pode ter tanto sangue frio como dizem por aí.
"Sevgili Baba, veya burada dedikleri gibi, Cher Papa."
"Querido pai, ou Cher Papa, como se diz aqui."
Paris'te dedikleri gibi, Tout de suite.
Tout de suite, como se diz em Paris.
Dedikleri gibi, süngülerimizi hazırlayalım.
Por isso, como se costuma dizer, baionetas em riste!
Onunla aylardır birlikteyiz. Ve şimdi tıpkı mahkemede dedikleri gibi o gemilerden biriyle geziye çıkacağız.
Estamos juntos há meses... e vamos sair num cruzeiro, como disseram no Tribunal.
Denizi, onu sevenlerin ona İspanyolcada "la mar" dedikleri gibi, bir sevgili olarak görüyordu.
Ele sempre pensava no mar | como "la mar"... que é como aqueles | que o amam o chamam em espanhol.
Televizyonda dedikleri gibi kötü biri olmak istiyorum.
Quero ser como dizem na televisão : "Uma criatura intratável".
Dedikleri gibi, Kendini toplamalı ve yeni şeylere ilgi göstermelisin. Evet, öyle yapmalıyım.
É como eles dizem, tem que atirar para trás das costas.
Dedikleri gibi " İşte!
Voila, como dizem eles.
Dedikleri gibi şeytanın avukatı olmak istemem ama.. ... elinizde kartlarla öylece çıkıp gidemezsiniz.
Não gosto de ser, como eles dizem, o advogado do diabo... mas não pode sair deste quarto com essas cartas na mão.
Dedikleri gibi, şova yolda devam edelim.
Que comece o espetáculo, como dizem.
Dedikleri gibi aksırdım.
Estão feitos ao bife! Espirrei!
Söyleyin bana, senyor, dedikleri gibi kötü müsünüz
Diga, senhor. É tão mau como dizem?
Ama dedikleri gibi, kanunun eli uzundur.
Mas como se acostuma dizer, o braço da lei é longo.
Eğer dedikleri gibi Tanrı bir tane ise, orada olacağım dostum.
Se disserer só uma palavra, então irei lá.
Ve inanın, dedikleri gibi, hiç kolay olmadı.
E, pode acreditar, não foi nada fácil.
- Açıkcası farketmedim, reklamda dedikleri gibi :
Apeteceu-me uma coisa emocionante.
Polonyalıların dedikleri gibi ıvır zıvır üretirler, bizi dolandırırlar ve işçileri sömürürler.
Para que os polacos possam dizer : São uns bárbaros, barganham conosco e exploram os trabalhadores.
- Dedikleri gibi zengin misiniz?
É tão rico como dizem?
Evet Danny dedikleri gibi, vakit geldi.
Bom, Danny chegou a altura, como se diz.
Mesleğimizde dedikleri gibi sona kalan dona kalır.
Como diz o ditado na nossa profissão, "quem cedo trabuca, é quem melhor manduca."
Hep dedikleri gibi, normal.
Normalmente, como se diz.
Aynen dedikleri gibi baskı altında ufalanıyorum.
Quebrei sob pressão, tal como disseram.
- Dedikleri gibi... beyaz bir limosu var. 20 senedir kendisini görmüşlüğüm yok..
Ele disse que vinha numa limusina branca Não o vejo há 20 anos.
- Tam dedikleri gibi.
- É exactamente como eles disseram que era.
Dedikleri gibi.
Conhece o velho ditado que diz :
Demek istediğim sizin yüzyılda da dedikleri gibi daha telefon numaranı bile alamadım.
Bem... Como eles dizem no seu século, nem tenho o seu número de telefone.
Dedikleri gibi, durum "bu" mudur?
Isto é, como dizem, "o fim"?
Dedikleri gibi hayatım
Como dizem :
Dedikleri gibi...
É como dizem...
Dedikleri gibi Bay Cobb çöl isteneni yapmayan insanların cesetleriyle dolu.
É como dizem, Sr. Cobb, o deserto está cheio de cadáveres de gente com más atitudes.
Amerika'da dedikleri gibi sen benim "elimdeki cevhersin".
Você é o meu "trunfo reserva", como se diz na América.
Dedikleri gibi, Parker Shawshank'ten mi kaçmis?
E não quero estar nesta cama! - Desculpe? - O que está mau, acaso não escuta bem?
Homer, belki de şan ve şöhret dedikleri gibi kötü değildir.
Homer, talvez fama e fortuna não sejam tão más como dizem.
Dedikleri gibi :
Estás a falar com o deus dos motores.
Dedikleri gibi Jojo'yla yürümezdiniz. Jojo'nun arasında yürürdünüz.
Como diziam, não caminhas com o JoJo, caminhas entre ele.
Parası dedikleri gibi iyi miydi?
Ganha-se tanto como dizem?
Yoksa dedikleri gibi seni sadece 20 altına kiraladıkları doğru mu?
É verdade que te contrataram só por 20 moedas de ouro? Sim.
Ama diğer taraftan dedikleri gibi :
Por outro lado... Como se costuma dizer, O tempora, O mores.
Dedikleri gibi, sen bunu hak ettin!
Como se costuma dizer, era de esperar.
Dedikleri gibi ne ekersen onu biçersin.
Vai morrer pelo que fez com a Lyla!
Ya da İngilizce'de dedikleri gibi, onlara bol şans.
Ou como se diz na Inglaterra, "Danada de sorte a deles."
Dedikleri gibi ;
Falemos com probidade ;
Vandallar gibi girecekler Roma'ya. Papalık düşmanı, deccal dedikleri kişiyi hatırlatacak her şeyi yakıp yıkacaklar.
Virão para Roma como os vândalos vieram, para queimar e destruir... tudo aquilo que os fizer lembrar daquele... a quem agora chamam "Anti-Papa" e "Anticristo".
Dedikleri gibi mutlu son.
Mas, na verdade foi assim?
Dedikleri gibi, onun için kötü olur muydu?
- Seria tão grave como dizem?
Teşkilatta dedikleri gibi, bu kadehin adresi belli.
Como a gente diz lá nos correios, aqui estamos nós a olhar para a tua morada.
Tüm bildiğim 1917'lerde beni savaşa gönderdikleri zaman, bazı New York'lu finansçılar buraya akın ettiler ve Birleşik Coke Şirketi dedikleri bir yerin hisselerine karşılık buraları olduğu gibi kazısınlar diye dedemin altından girip üstünden çıktılar.
Só sei que em 1917, quando fui para a guerra... um banqueiro veio aqui... enganou o meu avô e convenceu-o a minar toda a terra... em troca de ações e de um negócio chamado Companhia Unida do Carvão.
Benim gibi çalışma hastalarının, evet, adım Rebecca, hastayım, iyileşme işi dedikleri türden bir iş.
Depois de eu desistir da advocacia, tive que arranjar um trabalho menos fatigante a que chamamos, nós, os Esfalfados Anónimos - sou a Rebecca e sou Esfalfada -, um emprego de recuperação.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dedikodu 28
dedik 42
dediklerine göre 41
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dedikodu 28
dedik 42
dediklerine göre 41