Gibi mi tradutor Português
20,349 parallel translation
Yasak meyve gibi mi?
É aquilo do fruto proibido?
Onu yolun kenarına bırakmak gibi mi yani?
Como tu a deixaste à beira da estrada?
Bu savaş için işe aldığın suçlular gibi mi?
Referes-te aos criminosos que contrataste para travar esta guerra?
- Oh, beni öldürmeye çalıştığın gibi mi?
- Como tu tentaste matar-me?
Dirty Dozen * gibi mi yapıyoruz?
Vamos fazer isto à Doze Indomáveis Patifes?
Her zaman cenazeci gibi mi giyinirler.
Vestem-se sempre como cangalheiros?
Ne istersen. Ellerinden tutmak gibi mi?
- O quê, agarrá-las pela mão?
Biraz- - Huysuz gibi mi?
Pareces um pouco...
- Vahşi kedi gibi mi?
- Ela é uma fera?
Bu sana şaka gibi mi görünüyor?
Parece-te uma piada?
Mike Ross ve Harvey Specter'ın yanlış bir şey yapmaması gibi mi?
Tal como o Mike Ross e o Harvey Specter nunca fizeram nada de errado?
- Olivia'nın suikastçısı avukatı gibi mi davranmış?
A assassina da Olivia estava a fingir ser advogada?
- SAT 6 takımı gibi mi?
- Como o "Seal Team Six"?
Bir yıl boyunca geride durup bizi izleyip bilgi paylaşmamak gibi mi?
Como nos observou e não nos deu informações?
- "Çok vücut çalışıyor" gibi mi? Sylvie, seninle yalnız konuşabilir miyiz?
Existem certas condições que teriam de ser cumpridas se entrarmos em qualquer acordo.
Lost'taki gibi mi?
Como na série Lost?
- Michael Jackson gibi mi?
- Aquela doença do Michael Jackson?
Uçan fil gibi mi?
Como o elefante que voava?
Ne yani, bu olmuyormuş gibi mi davranacağız?
Vamos fingir que isto não está a acontecer?
Star Trek'teki gibi mi?
Como em O Caminho das Estrelas?
Ne yaptın, kitap gibi mi giyindin?
O que fizeste? Vestiste-te como um livro?
Genelev gibi mi?
- Tipo um bordel?
Geçen gece bir şey olmamış gibi mi davranacağız?
Vamos fingir que não aconteceu nada a noite passada?
CIA'yi Carter'ı güvende tuttuğu gibi mi?
Como a CIA manteve a segurança do Carter?
2 Şubat 2015'te ne gördüğünüzü bildiğiniz gibi mi?
Assim como sabia o que viu a 2 de Fevereiro de 2015?
Güvenlik yazılımını güncellemek gibi mi?
Actualizar o software do sistema?
Cosima'ya anlattığın, içinde kardeşler olan rüyadaki gibi mi?
É como no sonho que contaste à Cosima? - O das irmãs?
Koruyucu gözaltı gibi mi?
- Protecção Policial?
Telefonla konuşuyor gibi mi görünüyorum?
Parece que estou a falar ao telemóvel? Parece?
Öldürmek gibi birşey mi?
Que não inclua matá-la?
- Düşündüğüm gibi değil mi?
- Não.
O şekilde yürüyor pek gibi gözükmüyor, değil mi?
Bem, parece que não é o que está a acontecer, pois não?
Fark ettin mi bilmiyorum ama şuan zaten yalancı gibi gözüküyorsun.
Não sei se reparaste, mas já pareces um mentiroso agora.
- Bunu umursuyor gibi mi görünüyorum oradan?
Parece-te que me importo?
Reddington. Her zaman olduğu gibi son moda değil mi?
Reddington, atrasado como sempre.
- Amy Dowd gibi biriyle mi?
Alguém como Amy Dowd?
Şimdi yemeği bitiremedik ya hobbitler gibi ikinci akşam yemeğini mi yiyeceğiz yoksa...
Não pudemos terminar o jantar, será que temos um segundo jantar, como hobbits ou...
Dediği gibi, buraya sadece tenis raketini ödünç almak için mi geldi?
Então é como ele disse?
Sanırım, katil hareketini yapmadan önce Ellen Jacobs bir anlığına sanki arkasındaki tehdit değilmiş gibi rahatladı. Tamam, ilk evinden mi yoksa iş yerinde mi başlamak istersin?
Creio que, por um breve momento, antes de o assassino agir, a Ellen Jacobs descontraiu como se achasse que quem estava atrás dela não era uma ameaça.
Hiç gizlenen birisini ya da aldığınız cevapsız telefonlar ya da onun gibi şeyler fark ettiniz mi?
Viram alguém estranho, alguém vos ligou e desligou ou algo assim?
Sanki bir meritokraside yaşıyormuşuz gibi "Hayallerinizin peşinden gidin" demem mi gerekiyor?
Depois devo dizer : "Sigam os vossos sonhos", como se isto fosse uma meritocracia? Não é, percebem?
Meydanı tahliye etmezlerse plastik mermi ve tazyikli su gibi şeyler kullanacaksınız, değil mi?
Se não saírem, suponho que usará balas de borracha, e canhões de água?
O burada. Senin burada olman gibi, değil mi?
Tal como tu, certo?
Rüya gibi, değil mi?
Parece um sonho, não é?
Ana dili olmayan birisi hızlıca yazmış gibi, değil mi?
Parece que um nativo não-falante escreveu-a à pressa, certo?
- Bizim gibi kavga ediyorlar. - Öyle mi?
Fico feliz por ti.
Öyle mi? Dediğim gibi oldu ama.
Bem, foi o que aconteceu.
Amcığını da bir hanımefendi gibi sevdin mi?
Acariciaste a crica dela como a de uma senhora?
"Siktir, işsiz mi kaldım şimdi?" gibi.
Do género : "Merda, faço automóveis e agora estou sem emprego?"
Hepimiz gibi değil mi?
Como todas nós, certo?
Postacı gibi görünen beyaz herif mi?
O tipo branco que parece um carteiro?