Demir alın tradutor Português
63 parallel translation
Demir alın.
Vamos partir.
Sancak, demir alın.
Cobertas a estibordo, levantar ferros.
— Demir alın!
- Subam a âncora!
Hey, demir alın.
Subam a âncora.
Lady Agatha'nın Holloway'den son salıverilişini... kutlamak amacıyla Whitehall ve West End üzerinde bildiri yağdırılması için gizli planlar yapılmıştı.. Demir alın.
Lady Agatha ia festejar a sua última libertação de Holloway com uma chuva de panfletos sobre Whltehall e o West End.
Demir alın.
Levantem âncoras.
Gidiyoruz, derhal demir alın.
Zarpar agora! Soltar amarras!
Evet, demir alın ve iyi yolculuklar.
Levanta âncora e bon voyage.
Demir alın!
Levantar ferros!
Demir alın. Mısır'a gidiyoruz!
Partimos para o Egipto!
- Demir alın artık, ve çantaları gönderin.
Recolham a âncora. Façam subir os sacos.
Demir alın!
Içar a âncora!
Demir alın!
Içar a âncora, companheiros!
Demir alın, gidelim.
- Levanta a âncora, vamos embora.
Hemen demir alın!
Recolham a âncora, já!
Destekleri çıkarın, demir alın.
Largar umbilicais, libertar cordões.
- Demir alın!
- Subir âncora!
- Demir alın!
- Deixar o ancoradouro!
Demir alın.
Levantar âncoras.
Demir alın!
- Levanta a âncora.
Demir alın.
Atirar.
Halatları çözün. Demir alın ve yelkenlerin başına geçin!
Corta-me esses cabos, levanta a âncora e iça-me essas velas!
Demir alın! Mahkumları eve götürüyoruz!
Vamos levar os prisioneiros para casa.
Demir alın!
Levantar âncoras!
Demir alın.
Levantar âncoras!
Demir alın.
lçar ferro.
Demir alın!
Levantem a âncora!
Demir alın!
Levantar âncora!
Demir alın!
Mexam-se, marinheiros de água doce!
Demir parçasını alıp yerlerde sürünüyorsun.
Coloco isso na tua cabeça e gravo a fogo?
Yarın akşam Bay Harrison'un izniyle demir alıyorum.
Levanto ancora amanhã á noite, graças ao Secretário Harrison.
Yarın demir alıyor muyuz?
Içamos a ancôra amanhã, capitão?
Ben de sana Demir Haçın nasıl alındığını göstereceğim.
E eu vou mostrar-lhe onde nasce a Cruz de Ferro.
Bay Başkan yarın demir alıyoruz.
Bom sr Presidente, entramos na doca amanhã.
Demir alın!
- Tudo a estibordo.
Demir Ayak, sen çatıyı ve kapı tarafını al.
Pé de Ferro, cuidas do telhado e do portão lateral.
Demir mi istiyorsunuz? Alın bakalım!
Querem o nosso ferro?
Onların hayatları demir borularla alındı.
Eles tiveram o que mereceram com um tubo de chumbo e eu ainda estou aqui a sobreviver.
Yelkenler fora, demir al! Ne yapacaksanız yapın işte. Gitmeliyiz!
Ice a vela grande e a âncora, vamos ter de partir.
Yarın saat 16,00 da demir alıyoruz.
Partiremos amanhã ás 16 : 00.
Çantadan 5'lik demir sopayı alıp... Tannen'ın kafasını parçalıyor.
... pega num taco deste saco e esmaga o crânio ao Tannen.
Yarın sabah New York'a demir alıyor. Üst güverte barında henüz kendisine bildirilmemiş bir şarkıcıyla çalıyorum.
Vou tocar no Cocktail Bar com uma cantora ainda por anunciar.
postacı kadının evine paketi getiriyor, kocası, eve geliyor, en yakın küt cismi alıyor, bu cisim demir kızartma tavası.
O carteiro está a entregar a sua encomenda à senhora da casa, se estás a perceber a ideia, o marido chega, apanha o objecto sem gume mais próximo, que é uma frigideira de ferro.
Sen ve Demir Adam sonra Modoc'u alın.
Tu e o Homem de Ferro apanhem o MODOK!
-... onlara onurla... - Hakkınmış gibi evlerini aldın. Biz demir doğanlarız, ihtiyacımız olanı alırız.
Tomaste a casa deles, o que é o teu direito, somos homens de ferro, tomamos o que precisamos.
"... bugün Westeros'un Demir Tahtı'nı alıyorum. "
" reclamo neste dia o Trono de Ferro de Westeros.
Tüm mürettebatın dikkatine, 10 dakika içinde demir alıyoruz.
Atenção, preparem-se para içar a âncora daqui a dez minutos.
El Kaide'nin Avrupa'daki demir yolu hatlarını hedef aldığı söylentileri var.
Há boatos que a Al Qaeda está a apontar às vias férreas na Europa.
Alıcıların denizinde parlayan bir kaptan, limanıma demir attın, üstelik yağmur bile yağmazken.
Como um brilhante capitão, neste mar de abusadores, ancoraste no meu porto quando nem sequer estava a chover.
Sikkeleri alırken kaydedilen görüntümün varlığından Peter'a söz ederse eğer bu, hepimizi demir parmaklıkların ardına gönderecek zincirleme bir tepkimeye neden olur.
Se ele conta ao Peter sobre o vídeo de mim a roubar as moedas, vai iniciar uma reacção em cadeia que nos coloca atrás das grades.
Kardeşin demir alır almaz serbest bırakılacaksın.
Sereis solta mal o vosso irmão parta.
alın 440
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın onu 55
alın şunu 54
alın bakalım 97
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
alın bunu 23
alın onu 55
alın şunu 54
alın bakalım 97