Değil mi canım tradutor Português
284 parallel translation
"Bütün mesele bundan sonra ne olacağı değil mi canım?"
"Só importa o que acontecer daqui para frente, não é, meu bem?"
Çok çekici, değil mi canım.
Ele é atraente, não é, querida?
Değil mi canım?
Pois não, querida?
Bunu benim için yapacaksın değil mi canım?
Vais fazer isso por mim, não vais, querida?
Gergin değilsin, değil mi canım? Gergin değil.
Porque não fazemos um ensaio de verdade?
Sahne aşkın yüzünden her şeyi bir oyun gibi görüyorsun öyle değil mi canım?
Tudo parece um bom papel, quando se é louco pelo teatro, não é, querida?
Bana gülümsemeye bile çalıştı. Öyle değil mi canım?
Até tentou sorrir para mim, não foi, meu lindo?
Babanla birlikte güzel günler geçiriyor olmalısın, değil mi canım?
Perderam as tesouras na viagem?
Aldırmazsın değil mi canım, bu hafta işe yürüyerek gideriz.
Importas-te se esta semana formos a pé para o trabalho.
Değil mi canım?
Não são, minha querida?
Bir şeyin yok cidden, değil mi canım?
Querida, você está bem mesmo?
Harika! Harika değil mi canım?
Não é óptimo?
Öyle değil mi canım?
- Uma vocação familiar, não é?
Tuluma girmeye demek istedin, değil mi canım?
Não querias dizer "ir para o saco"?
Küçük küstahın tekisin, değil mi canım?
E um arrogantezinho, não é querido?
Yine de uzun süre işsiz kalmadın, değil mi canım?
Mas não esteve sem trabalho muito tempo, de verdade, querida?
Bunu şimdi uydurdun, öyle değil mi canım?
Inventaste isso agora, não foi, querido?
Doğru söyle, ilgi duyulmasını istiyorsun, değil mi canım?
Diz a verdade. Queres é compaixão, não é?
Kimse Melanie'yi samimiyetsizlikle suçlayamaz. Değil mi, canım?
Ninguém pode acusar a Melanie de ser falsa, não é, minha querida?
Bunu anlıyorsun değil mi, canım?
Ele tinha razão. Compreendes isso, não é, querida?
Bunu daha önce söylemiştin değil mi, canım?
Acabaste de dizer isso, não foi?
Kötü haber değil, değil mi, canım?
Não são más notícias, é, querido?
Damat o kadar da önemli değil, değil mi, canım?
Esplêndido, esplêndido. Vejo-os amanhã.
- Canını yakmadım, değil mi?
- Não te magoei, pois não?
O kadar kör olduğumu sanmıyorsun değil mi? Canını neyin sıktığını bilmiyorum? - Canımı ne sıkıyormuş?
Julie, Julie, acha que sou tão cego a ponto de não ver o que há com você.
Bu "kadının" benim karım olduğunu sana söylediler. Hiç canının sıkılmadı değil mi?
Suponho que não se incomodou em dizer-lhe que essa "mulher" era minha esposa.
Değil mi canım!
- Não é, filho?
Canım benim, uğraşıyor bir de, değil mi?
Ele tenta, näo é?
Öyle değil mi? Canım teşekkürler, çok iyi.
Obrigado por tudo Professor Beratelli.
Hayır canım, fakat bu mümkün değil mi?
Não, mas é uma hipótese, não é?
Ama canımı sıkan, geri geldiğim için mutlu olması. Bir teneke soğuk, güzel bir biraya hayır demezdin, değil mi?
O que me aborrece... é que ela tinha certeza de que eu voltaria.
Benim için içki almaya gidersin, değil mi? Çok susadım ve canım bira istiyor.
Importa-se de ir à mercearia para mim, buscar uma cerveja?
Oradaki Frank Machin değil mi? Evet o canım.
Aquele não é o Frank Machin?
Canını sıkan bir şey yok değil mi? Hayır, sıkılmadım.
Nada aconteceu que o perturbasse, pois não?
Çan hikayesi doğrudur umarım, başka gemi almak için uydurmadın, değil mi?
Disseste mesmo a verdade sobre o sino ou é só para arranjares um barco?
Pekala, şimdi bir canlı sıçanımız oldu, değil mi?
Muito bem, tenho um rato vivo, não é?
Canım, çok zarif bir çiftiz değil mi?
Não somos um par gracioso, minha querida?
Sen- - benim canımı yakmazsın, değil mi?
Não serias capaz de me fazer mal, pois não
Oh, canını yakmadım, değil mi?
Oh, eu não te magoei?
Selam canım. Şimdi sakinsin, değil mi?
- Olá.
Öyle demek istemedin değil mi canım?
Não fala a sério, querida.
Canımı yakmayacaksın, değil mi?
Não me vai fazer mal, pois não?
Canım, konserve somon kullanmadın, değil mi?
Não usaste salmão de lata, pois não?
Canımı yakmayacaksınız, değil mi Walt?
Não vai me fazer mal, pois não, Walt?
Aptal bir engelin canımızı sıkması hakaret değil mi?
Não é insultuoso deixar que uma barreirazinha parva nos chateie?
Hayır canım, yine mi? O değil. Her şey yolunda şimdi.
Ao fim de anos a dormir com beldades e a gozar a vida decidi voltar ás trincheiras, dizer obrigado e voltar para a praia.
Canımı acıtıyosun. Beni kandırmıyacaksın, değil mi?
Tás-me a aleijar pois não?
- Yok canım. Blöf yapıyor, değil mi?
Ele está a fazer bluff, não é?
Canım kocam biliyorsun, eğer eve gerçekten hediyesiz geldiysen... Umursamayız, değil mi çocuklar?
Fofura, se realmente tivesses vindo para casa sem presentes, nós não nos importaríamos, pois não, crianças?
Öyle değil mi, canım?
Não és, querida?
Canım Tango! Güzel bir delikanlısın, değil mi?
És um menino bonito, não és Tango?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34