English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Değil mi ya

Değil mi ya tradutor Português

1,892 parallel translation
Siz işinize, keyfinize bakın artık, herkesin bir işi, bir keyfi var, değil mi ya? Bana gelince, ben gidip dua edeceğim.
Vós, para onde vos chamam vossas ocupações e vontades, pois todos têm ocupações e vontades seja quais forem, e eu, de minha parte, vede, irei rezar.
- bu benim için iyi - evet, değil mi ya?
- Isto é bom para mim. - Sim. Certo?
Değil mi ya?
É, não é?
- Değil mi? Evde kalıp Becca'ya göz kulak olmamı istemediğine emin misin?
De certeza que não queres que fique em casa com a Becca?
Büyük aptal bir köpek halıya sıçtı diye kızmazsın, değil mi?
Ficarias zangado se um cão grande e idiota cagasse no tapete?
Sonsuza dek süremez ya, değil mi?
Não podem continuar para sempre, não é?
Kokain ya da metanfetamin kullanmıyorsun değil mi?
Não toma cocaína ou metanfetaminas, certo?
Evet, değil mi ya!
Sim,
Diane, Alicia'ya brifing veriyorsun, değil mi?
- Diane? Vais informar a Alicia?
Er ya da geç bu lige sezonluk bilet isteyecek bir kız bulacaksın, senin ligine. Ve... Tamam, şu anda zekiyim, ancak mantıklı değilim, değil mi?
E mais cedo ou mais tarde, encontrarás uma rapariga que queira bilhetes da temporada dessa equipa, da tua equipa, e sei que sou esperta agora, mas não estou a fazer sentido nenhum, não é?
- Sen, beni... Pekâlâ. Şimdiye kadar birçok övgü almış ve FBI sicili temiz olan eski bir komando onlar ya da senin için yeterli değil mi?
Tu... eu, está bem, um ex-Ranger do exército com múltiplas recomendações e com registos antigos no FBI não é suficiente para ti ou para eles?
Yattığında iki ya da üç saatten fazla uyuyamıyorsun değil mi?
Não consegue dormir mais que 2 ou 3 horas seguidas, pois não?
Çünkü bilsen, bana ya da müdireye söylerdin, değil mi?
Claro que não, porque se o soubesse tê-lo-ia dito a mim ou à directora.
O zaman şüpheliyi savcıya göndermek benim kararım, değil mi?
Então sou eu que decido quando um suspeito será entregue ao MP, certo?
Demek istediğim, oluşan gezegen sapmaları ya da benzeri şeyler bu haritanın işe yaramamasına neden olacaktır, değil mi?
Quero dizer, deslocarem-se e desestabilizar este mapa?
Peki ya Kim? Onu da test ettin, değil mi?
E a Kim?
Bu bana pahalıya patlayacak değil mi?
Isto vai custar-me dinheiro, não vai?
- Ama cuma günleri ödevlerimden yırtabilirim, değil mi? Doğum günüm ya.
Mas na sexta-feira não tenho de fazer os trabalhos de casa, pois faço anos, não é?
Ama kapıcıya sor dedi. Siz Ozzie'siniz değil mi?
Mas ele disse para pedir ao superintendente.
Molly Henderson, Florida'ya taşınıyor, değil mi?
A Molly Henderson vai para a Florida, certo?
Evet, bir konteynır ya da ne kadar lazımsa su getiririz ve 80 kiloydun değil mi?
Pode resultar. Enchemos um recipiente com água. Um litro de água pesa 1 kg, não é?
Cabo'ya Lily'de getireceksiniz değil mi? Çünkü hep Lily'den konuştuk.
Vão ter de levar a Lily para o Cabo agora que são os tipos que andam sempre com a Lily?
Oğlunuzun dün gece bir saldırıya uğradığını biliyorsunuz, değil mi?
Sabe que o seu filho foi agredido ontem à noite, não sabe?
Tuzak olsun ya da olmasın en küçük bir ihtimal bile olsa gideceğiz değil mi?
Sabes, com ou sem armadilha, se temos uma oportunidade ínfima, temos de aproveitá-la, certo?
O duruşmada savcıya yardımcılık yapmıştınız değil mi?
Você foi o Vice Advogado-Geral neste caso, está correcto?
Ne demek istediğimi anladın. Biliyorsun, er ya da geç insanın, kalkıp hatalarıyla yüzleşmesi gerekir, değil mi?
Sabe, mais cedo ou mais tarde, temos de nos responsabilizar pelos erros.
Arthur'u kambur bir deveye ya da azgın bir kurbağaya dönüştürmeyeceksin değil mi?
Não vais transformar o Arthur num camelo corcunda ou num sapo excitado, pois não?
Evet, Kanada'ya kaçacaklarını sandık değil mi? Mantıklıydı.
Sim, pensamos que ele a levaria e fugiria para o Canadá, certo?
Texas ya da Utah gibi kuruyup çorak kalmış bir yerden geliyorsun sen, değil mi?
Tu és do Texas ou do Utah, um lugar árido e estéril, não?
Yarı yarıya, değil mi Harry?
Meio a meio, Harry?
Ona ya da komünistlere verecektin, değil mi?
Era ele ou os comunistas, certo?
Silahı buhara veya kurşunları cıvaya ya da şişeyi kar tanelerine çevirebilirdin, ama yapmadın değil mi?
Podias ter transformado a arma em vapor, as balas em mercúrio... a garrafa em flocos de neve, mas não o fizeste, não foi?
Pekala, müstakbel gelinime ya da onun kardeşine hayır diyemem, değil mi?
Bem, não posso dizer não à minha futura noiva ou à sua irmã, posso?
- Seni döven adamlar var ya? - Evet. İstesen onları öldürebilirdin değil mi?
Se quisesse podia ter morto os homens que o feriram, não podia?
Ya da adı çıkmış, değil mi, Sasü?
Ou infame, certo, Dewey?
Şimdi öyle bir olay bizim mahallede yaşanıyor ve biz doğru zamanda camdan dışarıya bakmamış oluyoruz, değil mi Valerie?
E agora houve um na nossa vizinhança. E não olhámos pela janela à hora certa, não é, Valerie?
Parayı Babaco'ya veriyorsun çünkü işine geliyor, öyle değil mi?
Vai dar o dinheiro à Babaco porque é um embuste.
Angela'ya söylemeyeceksin, değil mi?
Não diga a Angela, certo?
Eğer Bill yapmayacaksa ya da yapamıyorsa, o zaman iş başa düşüyor değil mi?
E se o Bill não quer, ou não pode, então cabe-me a mim fazê-lo, não é?
Bir insanın göğsünü açıp kalbini çıkarmak ya da açık kalp ameliyatı yapmak canavarlık değil mi?
Não é demoníaco... rasgar o peito de uma pessoa para tirar um coração, ou para fazer uma cirurgia de desobstrução?
Zamanı geldiğinde, bizimle para konusunda bağlantıya geçecek değil mi?
Quando a altura chegar, vai contactar-nos por causa do dinheiro?
her iki durumdada ya ölü yada tımarhanedeyiz hadi burda herkes bir birine kefil değil mi?
Será o corredor da morte ou o manicômio. Podemos sustentar uns aos outros, certo?
Avustralya'ya gitmek uzun zaman alır değil mi?
Deve levar muito tempo para ir até Austrália, certo?
Ya öyleyse, burası özgür ülke, değil mi?
Se ele é... Se é... Estamos num país livre, certo?
Ama Amerika'ya geleceksin, değil mi?
Mas vais ter comigo à América?
Onu Londra'ya götürmeyeceksin, değil mi?
Não a vais levar para Londres, pois não?
Bu bana... inanılmaz geliyor ama derler ya, basın olsun da, taştan olsun, değil mi?
Acho isso difícil de acreditar, mas dizem que qualquer notícia é uma boa notícia, certo?
- Boksör olmayacaktı ya değil mi?
Ele não dava um grande boxer né?
- İtalya'ya taşındığını biliyorsun, değil mi?
Sabes que se mudou para a Itália, não sabes?
Doğru ya, balık tutuyorduk, değil mi?
Sim, é isso que temos feito?
Tabii ya, gitmeliyim, değil mi?
Sim, tenho que ir, está bem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]