Diğer taraf tradutor Português
2,425 parallel translation
Binanın diğer tarafındaki güvenlik kameraları, olaydan sonra Dan ile çıkarken bizi kaydetmiş olmalı...
Há uma câmara de segurança do outro lado daquele edifício, dá para nos ver ambos a sair de lá depois do que aconteceu. A polícia pode ver...
Şu Shen'in sarayı olmalı, şehrin diğer tarafında.
Aquilo deve ser o palácio do Shen, do outro lado da cidade.
Çünkü bu mükemmel zafer,... diğer taraf için de aynı şekilde gerekliydi... Mükemmel, bir şekilde önemli ve asil olan her şey böylesi bir savaştan kaçınmalı.
Porque para esta vitória perfeita, era também essencial que o outro lado... a questão é que, tudo que é excelente, de alguma forma grandioso e nobre, não devia envolver-se em qualquer espécie de luta.
Şehrin diğer tarafına geçmek için köprüden gitmeliyiz. Bay Jacobs?
Tem de passar pela cidade e atravessar a ponte.
Mihrabın diğer tarafına.
Em ambos os lados do altar.
Seni yememesi için yaşam alanının diğer tarafından dikkatini dağıtacağım!
Vou distraí-lo do outro lado deste cercado e não serás comido!
Dikenli tellerin diğer tarafından biz de karlara bakmıştık.
Do outro lado do arame farpado, nós também, nós também víamos a neve.
Hem siz diğer tarafındaydınız.
Vocês estavam do outro lado.
2010 Dünyayı Yen şampiyonu köprünün diğer tarafından, Windsor's Fusion!
Os campeões do "Beat the World" de 2010 são do outro lado da ponte, os Windsor's Fusion!
Henrik'in beni ve ablamı onun elinden alıp onu adanın diğer tarafındaki evde herkesten uzakta bırakması hiç iyi olmadı.
Ficou tão ruim Henrik eu e minha irmã levou para longe dela. - e deixou-a excomungado na antiga casa. - Por outro lado da ilha.
Sorun şu ki gölün diğer tarafında olmamız gerekirdi.
O problema é este... temos de atravessar o rio.
Evet, ama diğer taraf köprüden atlamak üzere olan bir uyuşturucu müptelası gibi.
Sim, mas o outro lado parece um drogado, pronto para saltar de uma ponte.
- Ormanın diğer tarafındaki.
- Do outro lado da floresta.
Camın diğer tarafında olsan suratını dağıtırdım.
Juro por Deus, se estivesses do lado de cá do vidro, rebentava-te a cara.
Diğer tarafı dene.
Tenta pelo outro lado.
Diğer tarafından bi bakalım
Caso contrário... - Desculpe sr.Murphy.
Yatağın diğer tarafındaki kutu var bir de.
E aquela outra caixa do outro lado da cama. Agora vou isolar os reflexos faciais, e mapeá-las para um modelo. Certo.
Binanın diğer tarafına gidiyoruz.
Vamos para o outro lado do prédio.
Dünyanın diğer tarafındaki olaylara ayıracak zamanım pek olmuyor.
Não gasto muito tempo a prestar atenção ao que acontece do outro lado do mundo.
Benim için şehrin diğer tarafındaki bir buluşmaya gider misin?
Como te sentirias sobre negociar acordos pela cidade para mim?
Bu senin diğer tarafın.
Este é o teu outro lado.
Booster'ın gelecekten getirdikleri sayesinde Watchtower seninle kristalin diğer tarafından iletişim kurabilecek.
Graças à actualização do Gladiador, a Torre de Vigia pode conseguir manter a comunicação em duas vias usando as vibrações do cristal.
Diğer tarafın elindekileri bilmek hile gibi gelebilir ama kaybetmeye tahammülümüz yok.
Agora, eu sei que pode ser batota saber que cartas tem o outro lado, mas não podemos dar-nos ao luxo de perder, agora não!
O kadın diğer tarafı görüyor ve diğer Derek'i kocası sanıyor.
Aquela mulher está a ver o Outro Lado e a confundir o outro Derek com o marido.
ya diğer tarafı görebilen kadının burada kocasını öldüren şey diğer tarafta da kadını öldürmüşse? İkisinin de yaşadığı bu büyük keder iki evreni bir şekilde birbirine geçiriyorsa?
E se o acidente parvo que lhe matou o marido aqui também tenha matado a esposa no Outro Lado e a dor intensa que ambos sentem esteja, de alguma forma, a misturar os universos?
Vücutta doğal yoldan açığa çıkan bazı kimyasallar Cortexiphan'a benzer. Olivia diğer tarafı o sayede görüyor. Ama sadece korktuğunda.
Algumas substâncias químicas que ocorrem naturalmente no corpo são semelhantes ao cortexifan, que permite que a Olivia veja o Outro Lado, mas só quando sente medo.
- Diğer tarafı görüyorsun.
Estou a... A ver o Outro Lado?
Diğer taraftan gelen istilâcılar tarafından mı alıkonduğunu düşünüyorsunuz?
Acha que poderá ter sido levada por invasores do Outro Lado?
Diğer tarafı yok edebilecek bir silaha ait bir parça olduğunu söylemiştiniz.
Tecnologia que disse fazer parte de uma arma que poderia destruir o outro lado.
Nehrin diğer tarafında, daha uzak diyarlarda ise gizemli genç bir kız oyununu sergilemekte.
Na outra margem do rio, num reino mais distante, uma dama misteriosa aprimora técnicas de sedução.
Yuvanın diğer tarafında ne olduğuna bakmaya çalışıyorum.
Estou a tentar ver o que há do outro lado do ninho.
Demek diğer taraf bu haldeymiş.
É assim que vive o outro lado.
- Güvenliğin bu tarafında kimsenin silahı yok ama diğer tarafında durum bambaşka.
Aqui, ninguém está armado. Ali, o caso é outro.
Şimdi de diğer tarafı dinleyelim.
Vamos ouvir o outro lado.
Diğer tarafı kontrol ediyorum.
Vê do lado de fora.
Peki Del otobüs bir tarafında koştu bizim para ile......ve olmadan, diğer tarafta çıkıp sonra otobüse Ray-Ray dönüyor?
Del correu para o lado do autocarro com o nosso dinheiro e apareceu do outro lado sem ele, e o Ray-Ray estava no autocarro?
"Diğer taraf".
O'outro lado'?
Diğer taraf diye bir şey yok.
Não há o'outro lado'.
Binanın diğer tarafında olmamız, bir anda mum ışığında dans edeceğimiz anlamına gelmiyor.
Notícia de última hora. Lá porque estamos deste lado do edifício, não significa que podemos acender velas e dançar.
Kartınızın diğer tarafındaki O 74.
É O-74 no outro lado do vosso cartão.
- Diğer tarafımda yürür müsün DiNozzo?
Podes andar deste lado, DiNozzo?
Okyanusun diğer tarafında yaşıyor.
Vive no outro lado do oceano.
Diğer tarafın düzgünce bağlanıp bağlanmadığını kontrol et.
- Sim. Vê se o outro lado está bem atado.
Aslında bu kravat benim için denediğim diğer 50'den fazla kravat arasından Tenafly, New Jersey'deki bir grup uzman tarafından seçildi.
- Chama o Jim. - Esta gravata foi escolhida para mim por... um grupo de especialistas de Tenafly, New Jersey. Que escolheu esta, de entre as 56 gravatas que testámos.
Yo. Diğer tarafına.
Você não me ouviu.
Koridorun diğer tarafındayım.
Estou do outro lado do corredor.
Ama işin diğer tarafına hazırlansan iyi olur.
Mas é melhor preparares-te para o lado "B", porque quando o Sam perceber que estamos a mentir-lhe...
Diğer bir araştırmaya göre hamile eşlerinin şişmanladığını iddia eden kocalar eşleri tarafından pataklanmaya maruz kalıyorlarmış.
E maridos que dizem que esposas grávidas estão gordas, estão mais susceptíveis a serem degolados por elas.
Kaldırımın diğer tarafına geçin, lütfen.
Por favor, atravessem a rua.
Neyse ki Bogdan'ın işçilerinden çoğunu elimizde tutabileceğiz ama yine de birkaçını kasabanın diğer tarafındaki Ultra Wash'a kaptırabiliriz.
No entanto, talvez percamos alguns para a Ultra Wash do outro lado da cidade.
Bu sokaktaki ağaçların birçoğu kendisi ve Arbor Kuruluşu'nun diğer üyeleri tarafından dikildi.
E muitas destas árvores nesta rua foram plantadas por ela e todos os outros membros da Sociedade Arborista.
diğer tarafa 33
diğer taraftan 148
diğer tarafta 43
tarafsız bölge 32
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğerleri nerede 149
diğer taraftan 148
diğer tarafta 43
tarafsız bölge 32
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğerleri nerede 149