Dondum tradutor Português
172 parallel translation
Üstelik dondum.
Ainda por cima congelei.
O zaman bana da bir kahve ısmarla soğuktan dondum.
Então paga-me também um café pelo frio que apanhei.
İliklerime kadar dondum.
Estou gelado até aos ossos.
Dondum.
Chocado.
Dondum kaldım.
Fiquei chocado.
Lanet olsun. Şimdiden dondum yahu. - Joyce.
Puxa, estou a congelar.
Dondum kaldım.
Não tenho palavras.
Şok oldum Öylece dondum
Ele agitou-me e apanhou-me de surpresa.
Dondum, perişanım ve ıslandım.
Estou com frio, sinto-me miseravelmente, estou molhada.
- Dondum.
Estou cheia de frio
Soğuktan dondum ve de eğlenemiyorum.
Estou gelado e nada divertido.
Bunlardan biri olmalı. - Dondum burda. - Tamam, tamam.
Tem que ser uma destas ok se calhar alguem trocou a fechadura
Dondum kaldım.
Fiquei especada.
Tüm gece soğuktan dondum.
Toda a noite aqui sem... Maurizio!
Onu kurtarabilirdim. Ama ben dondum kaldım.
Podia tê-lo salvado, mas acobardei-me.
Bayan, bir battaniye veya benzer bir şey, dondum burada.
Senhora, um cobertor, seja o que for. Aqui fora está um gelo.
Dondum kaldım.
Fiquei gelada, percebe?
- Dondum.
- Estava com frio.
- Hayır, dondum kaldım.
- Bloqueei.
Aletime kadar dondum.
Estou a congelar o meu real traseiro rastafariano!
Aç kaldım, dondum. Tıpkı herkes gibi.
Tive fome e frio, como toda a gente.
- Yapamam, dondum.
- Não posso. Congelado.
Görmüyor musun? Dondum kaldım ve konuşamıyorum.
Estou bloqueado, não consigo falar.
Dondum kaldım.
Fiquei petrificado.
- Neden sadece dondum?
Porque paralisei?
- Ben dondum, ki bu ikimizi de riske ediyor.
Paralisei, o que pôs as duas em risco.
"Yolculuk böyle yapılır." Aradan bir yıl geçmiş ikinci pire donarak gelmiş. "Yine dondum" demiş.
Assim é que se viaja! " Um ano passa, chegam as férias. A segunda pulga chega.
Dondum neredeyse!
Estou congelada!
- Dondum kaldım.
- Eu fiquei paralisado.
Sayende, para yollamasaydın takamazdım. Haydi içeri girelim dondum.
Graças a ti, não devia ter aceite o teu dinheiro!
Soğuktan dondum.
Está muito frio. É o que dizem os meus mamilos.
Senin kardeşin olarak ben taş kesildim. Dondum ve uyuştum.
E eu, teu irmão, qual estátua fria e empedernida.
Dondum kaldım.
Fiquei imóvel.
Bu bir röportaj cümlesi değil. Ben dondum kaldım.
Não é um comentário próprio de um entrevistador.Fiquei boquiaberto.
Dondum, burada bir amatörle çalışıyorum.
Eu estava quieto, estou a trabalhar com uma amadora.
Birden dondum kaldım.
Não podia acreditar. Deu-me um calafrio.
Kahretsin, donuyorum, dondum
Bolas! Estou gelado! Estou hipotérmico!
- Baba seni bilmem ama, ben dondum sanırım. - Tam pantolonum iç tarafı.
Pai, tu não sei, mas eu estou a congelar um bocadinho.
Ben dondum ve sen öldün.
Eu estou congelado e tu morta.
Dondum kaldım.
Petrificado.
Gördüğün gibi dondum.
Vês, estou congelado
Dondum. Seni görmek güzel.
Meu caro amigo, estou felicíssimo de o ver.
Dışarıda dondum.
Estou a congelar aqui.
Hadi, dondum burada.
Vá lá, estou a congelar aqui.
- Dondum!
- Está gelada.
Oh, kendimi kötü hissediyorum. Sadece dondum kaldım.
Sinto-me mal, fiquei paralisado.
- Kımıldama, aşağılık! - Dondum.
Não te mexas, escumalha.
Dondum be.
- Anda lá, Gaz, estou gelado.
- Soğuktan dondum Phillip.
- Estou mesmo com frio, Phillip.
O da bana, "hayır, buz gibi, kIima açık, dondum" dedi.
O ar-condicionado está no máximo. "
Ne biçim ülke burası, dondum.
Que raio de país este!
döndüm 95
döndür 35
dondur 23
döndü 69
dondurma 106
döndüğünde 18
döndüğümde 48
döndük 21
döndün mü 51
döndün 59
döndür 35
dondur 23
döndü 69
dondurma 106
döndüğünde 18
döndüğümde 48
döndük 21
döndün mü 51
döndün 59