Döndürdün tradutor Português
104 parallel translation
Mısır'ı eski yüceliğine döndürdün.
Restauraste o Egipto à sua grandeza.
- Diğer tarafa dön, başımı döndürdün.
- Vá pelo outro lado. Estou ficando tonta.
Bak, bak! Enerji kabloları büzüldü kaldı. Onları çırpıya döndürdün.
Olha, os cabos de energia estão a encolher.
"Nasıl yaptın bilmiyorum ama beni ölüler diyarından döndürdün."
Não sei como, mas trouxeste-me de volta.
Yörüngemizi sabitledin, ve insanlarımı şunlara döndürdün.
Puseram-nos a orbitar o vosso planeta, e reduziram o meu povo àquilo.
Şansımı döndürdün.
Mudaste a minha sorte!
Beni gerçekliğe döndürdün.
Trouxeste-me de volta para a realidade.
Anne ve babamı göstermek için geçmişe döndürdün beni, ve ben ise sözde ağlamaklı olacağım.
Trouxe-me ao passado para me mostrar os meus pais, e é suposto eu ficar todo piegas.
Homer! Başımı döndürdün!
Sinto-me uma adolescente!
Sen döndürdün.
Tu fizeste-o rodar.
Tüm ihtiyacın olan biraz destek, bir talihi döndürdün.
Tudo o que é preciso é um incentivo e damos a volta por cima.
Kardeşim, az değilsin Döndürdün başımı
Irmão, és demais Dás cabo de mim
Bizi tekrar hayata döndürdün Mary.
Trouxeste-nos de volta à vida, Mary.
Bill'i hayata döndürdün.
Você acordou Bill para a vida.
Beni döndürdün, bebeğim, döndürdün...
Tu deixas-me a cabeça às voltas, baby, às voltas...
Döndürdün, döndürdün, döndürdün.
Às voltas, voltas, voltas.
Beni döndürdün...
Tu deixas-me a cabeça às voltas...
Ve döndürdün...
E voltas...
Ve döndürdün.
E voltas.
Onu ölümden döndürdün, şimdi beynini mi keseceksin?
Acabaste de trazê-la de volta e vais esquartejar-lhe o cérebro?
Prue'yu ortanca kardeşe döndürdün.
Transformaste a Prue na irmã do meio.
- Rory'ninkini şapkaya mı döndürdün?
- Transformaste o da Rory num chapéu?
Bizi krizden döndürdün.
Acertas nos pontos de crise.
Vücudumu sağlığına kavuşturdun ve kaderimi döndürdün.
Curaste o meu corpo e restauraste a minha fé.
- Evimizin girişini buz pistine döndürdün.
- Transformar o nosso relvado num ringue de patinagem no gelo.
Onun üzerinde bunu uyguladın. Onu bu şekilde ilk durumuna döndürdün.
Usou-a nele e foi assim que conseguiu detê-lo.
Onu hayata döndürdün, You bring him back to life ve bize kimin vurduğunu söyleyebilecek mi?
Está a reanimá-lo para nos dizer quem o assassinou?
Yok, yok. Bu günlük başımı yeterince döndürdün.
Não, não, acho que já me deste Bastantes goles para um só dia.
Chloe'yi geri döndürdün mü?
Tens a Chloe de novo no posto?
- Onu hayata döndürdün.
Trouxe-a de volta à vida.
Hep vücudununla ilgilenecek, ön sevişme yapacak değilim, ara sıra tosda vuracağım. Bunu nasıl kötü birşeye döndürdün?
Nem sempre vais tentar bater uma bola longa, de vez em quando, vou tentar um toque mais subtil, e como foste transformar isto numa coisa má?
Genç bayana yer göstersene, başını döndürdün.
Oferece uma cadeira à menina, estás a deixá-la confusa.
Kaç kişiyi yaşama geri döndürdün?
Quantas pessoas ressuscitaste?
"Nasıl yaptın bilmiyorum ama beni ölüler diyarından döndürdün."
Não sei como o conseguiste, mas revitalizaste-me.
Uwe, şansını döndürdün.. video oyunları ve hit filmlerle.. .. ama bu park daima hastalığınız olacak..
, Uwe, fizeste a tua fortuna ao transformar jogos em filmes de sucesso mas este parque sempre foi a tua paixão.
Onu hayata döndürdün. Topluma kazandırdın.
Ela voltar a vida, de volta a bagunça.
"İyilik meleğim." Beni hayata döndürdün.
Santa Louise... trouxeste-me de volta à vida.
Demin onu hayata mı döndürdün sen?
Acabou de trazer aquela coisa de volta à vida?
Oğlumu aptala döndürdün, Q.
Tornaste o meu filho num pateta, Q.
Hey. Onu yeterince döndürdün mü?
Conseguiste confundi-lo o suficiente?
Bir şey uydurdun dünyayı tersine döndürdün.
Estás a virar o mundo de pernas para o ar com as tuas tretas.
Ve sen o Fancy yi bir anda hayata döndürdün.
Mas não pode simplesmente sair da Flush Force Foxy assim.
Beni hayata geri döndürdün.
Tu trouxeste-me de volta à vida.
Açıkçası, başımı döndürdün.
Falando sério, meus ovários estão com saudade.
Sen söylediklerimi aldın, döndürdün tekrar topladın ve jüriye başka bir şey olarak sundun.
Pegou no que eu disse, deturpou-o. Modificou-o e vendeu-o ao júri como outra coisa.
Neden beni baş aşağı döndürdün? Haritayı çevirebilirdik!
Porque fiz o pina se era só preciso virar o mapa?
Başımı döndürdün.
Estou tonto!
- Çok fazla döndürdün.
- Rodámos demasiado.
Bizi başladığımız yere döndürdün. Juliet'in ölmesi dışında.
Mandaste-nos de volta ao ponto de partida, só que a Juliet morreu.
Sen de beni hayata döndürdün.
Eu também me sinto viva.
Kane'i hayata döndürdün.
Deu vida ao Kane.
döndüm 95
dondum 19
döndür 35
dondur 23
döndü 69
dondurma 106
döndüğünde 18
döndüğümde 48
döndük 21
döndün mü 51
dondum 19
döndür 35
dondur 23
döndü 69
dondurma 106
döndüğünde 18
döndüğümde 48
döndük 21
döndün mü 51