Döndüğümde tradutor Português
2,445 parallel translation
Eğer beni kandırıyorsan evlat, Döndüğümde o çocukların sana yaptığından daha beterini yaparım.
Se brincas comigo, juro-te que te sairá o tiro pela culatra.
Döndüğümde tamir edilmiş buldum.
Quando voltei, estava arranjada, por isso, deduzi que tivesse lá ido.
- Evet. - Ve arkamı döndüğümde, gitmiş olacaksın.
E quando me voltar a virar, já não estarás aqui.
Harika. Geri döndüğümde belki Michelle'i ararız.
Quando eu voltar, talvez possamos ligar à Michelle.
Yemek almak için markete gitmiştim. Döndüğümde şeyde adamı gördüm. Dairede...
Quando fui ao mercado comprar comida, ao voltar, vi um homem no apartamento.
Bunu eve döndüğümde konuşsak?
Podemos conversar sobre isso quando chegar em casa?
Geri döndüğümde söyleyeceğim...
Eu vou e quando voltar...
Geri döndüğümde ben de aynı şekilde düşünmüştüm.
Tive a mesma ideia quando voltei.
Ve ben... Arkamı döndüğümde kayboldu.
E eu... depois virei-me e ela desapareceu.
Döndüğümde görüşürüz.
Vejo-te quando aterrarmos, amo-te querida.
Döndüğümde gerçek olacak...
Assim que voltar, vai acontecer tudo... Tu e eu.
Geri döndüğümde bir adam vardı.
Quando regressei... Havia um homem.
Arkamı döndüğümde adamı tuttuğunu gördüm. Birilerinin görmesini sağlıyordu.
Quando me virei, ele estava a segurar o pobre homem, tentando fazer com que alguém reparasse nele.
Pekala, ofisime döndüğümde raporumu bitireceğim.
Quando chegar ao escritório, acabo o meu relatório.
Geri döndüğümde, yeni evimize bakmaya gideceğim.
E quando voltar, tratarei da nossa nova casa.
Geri döndüğümde sanki beni teşvik eden bir şey vardı.
Quando lá voltei, parecia que algo me encaminhava. Pensei que ao dinheiro.
Bir kez işten eve döndüğümde onu yatağımda oturmuş pencereden dışarı bakarken buldum.
Uma vez cheguei do trabalho, e encontrei-a sentada na minha cama, de olhar fixo na janela.
Gidip akşam yemeğini yaptım, biraz çamaşır yıkadım. İki saat sonra döndüğümde bir santim bile kımıldamamıştı.
Fui tratar do jantar e da roupa, e... quando lá voltei, duas horas depois não se tinha mexido um milímetro.
Hemen gitmem gerek. Döndüğümde konuşmamızı bitireceğiz, tamam mı?
Volto já, para terminarmos a nossa conversa.
Geri döndüğümde kayıptı.
Quando voltei, tinha desaparecido.
Geri döndüğümde ödemeyi yapacağım.
Eu fecho o negocio assim que chegar
Geri döndüğümde sen beni bekliyordun.
Quando eu voltei... você estava lá esperando por mim.
Evet ama Chicago'ya döndüğümde, tek duymak isteyecekleri şey slogan olacak, ve bu bana tatmin edici gelmiyor.
As mães vão perceber a ironia. Mas quando voltar para Chicago, só vão querer ouvir um slogan.
Aşağıya garajı temizlemeye gidiyorum. Geri döndüğümde bu şey bitene kadar başında bekleyeceğim, tamam mı?
- Não quero ouvir, vou limpar a garagem, e quando eu voltar vou andar em cima de ti até terminares, está bem?
Eve döndüğümde, kendimi çok salak hissettim. Onu eve bile sokamadım.
Senti-me tão estúpida que quando cheguei a casa nem entrei com o vestido.
Köşeyi döndüğümde gitmişti.
Virei a esquina e ele tinha desaparecido.
Arkamı döndüğümde, gitmişti. Kayboldu.
Virei-me, e ela desapareceu, desapareceu.
Her köşeyi döndüğümde tedirgin oluyorum.
Tremo sempre que viro uma esquina.
Kasabaya lastik tamir ettirmeye gitmiştim döndüğümde o yoktu.
Fui à cidade mandar arranjar um pneu e...
Söz veriyorum eve döndüğümde kargalara yarım edeceğim ama şimdi süper hız olayını yapmalısın çünkü bu bayanın kurtarılmaya ihtiyacı var.
Prometo admitir que estava errada quando voltarmos para casa, mas neste momento, faz a tua coisa da supervelocidade porque... esta bela senhora precisa de ser salva, com urgência!
- Çıldırmıştım ve geri döndüğümde o 15 aylık olmuş.
- Está tudo bem, Violet... - Não.
Döndüğümde konuşuruz bunları.
Vamos ter de falar disto quando voltar. Voltar de onde?
Afganistan'dan döndüğümde zaten yere çakılmıştım.
Já caí no chão quando voltei do Afeganistão.
Ama birkaç hafta sonra geri döndüğümde sana rosto pişirip fazlasıyla şarap içtikten sonra işlerin nasıl gittiğine bakmaya ne dersin?
Mas o que achas de eu voltar daqui a umas semanas, faço-te uma carne assada, bebemos demasiado vinho e vemos como é que corre?
O zaman şimdi birer içki daha alayım. Döndüğümde Avrupa şehirlerine geçeriz ve Barselona demene izin vermiyorum.
Muito bem, eu arranjo-lhe outra bebida, mas quando voltar, serão cidades europeias e não está autorizada a dizer Barcelona.
Geri döndüğümde...
Quando voltei...
Geri döndüğümde, Katherine çoktan saraya gelmişti.
Quando regressei, Catherine já estava na Corte.
Döndüğümde, ikiniz sakin olsanız çok iyi edersiniz yoksa çenenizi biz kaparız!
Vou até lá fora apanhar ar fresco, e quando voltar é bom que estejam mais calmos, senão vou dar uso às mordaças.
Ve eve döndüğümde senden kıyafetlerinin üzerinde olmasını ve bütün herkesin kardeşinin töreni için iyi bir ruh halinde olmasını istiyorum.
Quando chegar a casa, espero que cá estejas com a roupa vestida e que estejam todos bem dispostos para a cerimónia do vosso irmão. Aulas!
Ama bunu eve döndüğümde konuşacağız.
Mas vamos falar sobre isto quando chegar a casa.
Buraya döndüğümde kuluçkada birkaç bozuk yumurta daha buldum.
Quando aqui voltei, encontrei mais ovos estragados nos ninhos.
Tekrar gideceğim ama döndüğümde kutlamanın en hasını yapacağız. Harika.
Bem, tenho de me ir embora outra vez mas quando voltar celebramos com estilo.
O şunu dedi, bu onu dedi olayına geri döndüğümde gireriz.
Quando eu voltar, podemos continuar com esta coisa do "diz que disse".
İşe geri döndüğümde, teknik yeteneğim çok işe yarayabilir.
Minha habilidade técnica pode ser bem útil... quando eu voltar ao trabalho.
Eve döndüğümde hepsi gitmişti.
Cheguei a casa, e tinha desaparecido tudo.
Aslında bakmak istemedim, ama arkamı döndüğümde bir tanesiyle güreşiyor gibi gördüm.
Eu não queria olhar, mas quando me voltei, parecia que ela estava a lutar com um.
Peki ya değişirsem ve eve döndüğümde bambaşka bir adam olursam?
Mas o que acontece se eu mudar, e quando for para casa estiver completamente diferente?
Elektrikli testere almak için arabama gidiyorum. Döndüğümde hanginizin sivil polis olduğunu söyleyeceksiniz.
Vou ao carro buscar a motoserra e quando eu regressar, vão dizer-me qual de vocês é o bófia infiltrado.
Döndüğümde gitmişlerdi.
Quando voltei, tinham desaparecido.
- Köşeyi döndüğümde yırtıp atarsın.
- Podes deitar fora.
İşe yarıyorsun, ve burada sana gerçekten ihtiyacım var özellikle de işe geri döndüğümde. Biliyorsun evdeki en sevdğim oda, mutfak.
Sabes, a cozinha é a minha divisão preferida da casa.