Donuyor tradutor Português
259 parallel translation
Şimdi bile, onun gözlerini düşündüğüm zaman, kanım damarlarımda donuyor.
Mesmo agora, quando penso nos seus olhos, o sangue gela nas minhas veias.
Senin aksine, benim burada kıçım donuyor.
Ao contrário de você, estou gelado aqui no chão.
Donuyor.
A congelar
Hayır, o Squaw Vadisi'nde donuyor.
Não, está a rapar frio em Squaw Valley.
İçeri gelmen gerek dışarısı donuyor.
Deveria entrar. Aqui fora está gelando.
Donuyor fakat itiraf etmez asla.
Está a morrer de frio, mas nunca o admitiria.
Kıçım donuyor.
Estou a enregelar.
- Metal iskelet donuyor.
- A estrutura de metal está agora com gelo.
Yardım ederdim ama soğuktan kıçım donuyor.
Eu até te ajudava, mas congelaria.
Kıçımız donuyor.
Estamos gelados.
Donuyor olmalılar.
Acho que elas estão meio geladas ainda.
Donuyor!
Congela!
Herkes donuyor!
Meu Deus, está frio!
- O donuyor.
- Ele está congelado.
Aslında, ben çok normalim. Ama ne zaman bir bayanın karşısında olsam parmaklarım donuyor, beynim kapanıyor.
Normalmente, sou bastante normal, mas quando estou perto de uma senhora os meus dedos emperram e o meu cérebro desliga-se.
Bizim de burada bir hiç uğruna kıçımız donuyor.
- Estamos a morrer congelados em vão.
Soğuyor, soğuk, sıfırın altı, donuyor.
Esfriando! Gelado! Super gelado.
- Donuyor musun?
- Estás gelado?
Bebek donuyor.
O bebé está com frio.
Burada bir tarafım donuyor.
Jä tenho os tomates gelados.
- Donuyorum. - Donuyor olamazsın.
Estou a congelar!
Ayaklarım donuyor.
Os meus pés congelaram.
- Burada bokum donuyor.
- Estou a enregelar aqui fora.
Bu güzelliklerle hafif bir meltemde bile donuyor insan.
Mesmo com vento fraco, fica-se com as nádegas geladas.
- Ateşe yaklaş, donuyor olmalısın.
Venha para perto do fogo, deve estar gelada.
Ellerim donuyor!
As minhas mãos estão geladas!
Anne, elim donuyor.
Mamã, as minhas mãos estão a congelar.
Dışarısı öyle soğuk ki çişimi yaparken daha ucunda donuyor.
Está tão frio lá fora... que o mijo congelou na ponta do meu pau.
Elim donuyor!
Mamã!
Kıçım donuyor!
Fico com o traseiro gelado.
Sıkıcı şeyler verdiğimiz için şanslısın. Yoksa şimdi popon donuyor olacaktı.
Sabes que tens sorte em receber prendas chatas, este ano ou, a esta hora, estarias a rapar um frio desgraçado.
- Evet, şeyimiz donuyor, şey -
- Sim, gelam-se os nossos, nossos...
Burda kıçım donuyor.
Estou a ficar com o cu gelado aqui fora.
Ayaklarım donuyor.
- Tenho os pés gelados.
Size baktığımda kanım donuyor.
Meu sangue gela só de olhar para você.
Donuyor olmalısın.
Deve estar a gelar.
Bazıları ateşim var diyor, başkaları donuyor.
Alguns sentem como se estivessem fervendo, outros... congelando, como a Conselheira Troi. Chame o Doutor Selar e o Doutor Hacopian...
Çocuklar buna bayılacak. Ama neden hep donuyor?
Os miúdos vão devorar isto, mas por que é que está sempre a avariar?
Nehire düştü. Soğuktan donuyor.
Ele caiu ao rio e está enregelado.
MARY PRESTON DÖNÜYOR
RETORNO DE MARY PRESTON
YANINDA GAlNSFORD'LA S.S. MANÇURYA GEMİSİYLE EVE DÖNÜYOR
REGRESSA COM GAINSFORD A BORDO DO S.S. MANCHURIA
LORD GAINSFORD LONDRA'YA DÖNÜYOR.
LORDE GAINSFORD CHEGA A LONDRES.
Joe Sam burda donuyor.
O Joe Sam está congelando.
ANGEL OBREGON BUGÜN EVE DÖNÜYOR
ANGEL OBREGON VOLTA HOJE PARA CASA
Çölde bile donuyor.
Congelante... o deserto.
"GOLIATH DÖNÜYOR" Sezon 2 - Bölüm 18 19
O REGRESSO DE GOLIAS
İşe geç kaldım. Kahrolası yabancı arabalar her zaman donuyor.
Malditos carros estrangeiros!
- Donuyor.
- Congelou!
BATMAN DÖNÜYOR
BATMAN REGRESSA
Elim donuyor!
O rio poderá congelar.
Her şey tamamen donuyor.
Congela tudo.