Durduk tradutor Português
1,235 parallel translation
Şimdiye kadar hep Nausicaan'lı tutsaktan.. ... bilgi alabilmek için ya ya da onu dövmekle uğraştık durduk.
Sempre lidámos com os nausicaanos sem fazer reféns nem torturá-los para obter informação.
Peter neden durduk?
Peter, porque é que parámos?
Ulaştığımızda, kuyunun yanında durduk ve dileğimizi söyledik.
Quando chegámos, aproximámo-nos da fonte e pedimos o nosso desejo.
Niye durduk?
Porque é que estamos a parar?
Turk durduk yere bu elbiseyi almış.
O Turk comprou-me este vestido sem motivo aparente
Daha önce de kötü günler yaşadık. Bir şekilde ayakta durduk.
Já tivemos altos e baixos, mas sobrevivemos.
Öyleyse neden burada durduk?
Porque parámos aqui então?
Hey, niye durduk?
Ei, porque estamos parados?
- Neden durduk?
- Por que estamos parando?
Pazar gününden beri birlikte konuştuk durduk, bu o.
Ela tem estado aqui desde o último domingo. Eu não tinha dado conta, até falarmos uma com a outra.
Trafik sıkışıktı, saatlerce durduk.
O trânsito é terrível, parámos várias horas.
Birkaç kubbe gördüğüm Floransa'da durduk.
Parámos em Florença, onde vi uma grande cúpula.
Varmış olmalıyız çünkü durduk.
Ele parou. É porque chegámos.
Gök ve ben uzun bir süre karşılıklı durduk. İkimiz de sabit durduk.
Céu e eu observámo-nos durante bastante tempo, sem que nenhum se mexesse.
- İşte durduk.
- Cá vamos nós.
Sonrasında yedi yıl boyunca eşim ve kızımla yeni bir hayata başlamak için gezdik durduk.
Então vagueei durante 7 anos com a minha esposa e filha... em busca de uma nova situação.
Durduk yere bozulmaz.
Não costuma dar problemas.
Tüm gece seni aradık durduk.
Nós estivemos procurando pelo senhor a noite toda.
- Pete ile kavga ettiğine inanamıyorum. - Durduk yere sarımsağı ekstra malzeme sayamaz.
Não acredito que discutiste com o Pete.
Kadının teki beni otobüsten itti, tamamen durduk yere.
Uma mulher desconhecida empurrou-me no autocarro... nem sequer foi provocada!
Demek ki onun evinin durduk yerde akan bir sifonu yokmuş. Ve büyük bir neden yüzünden evden ayrılan bir sevgilisi de.
A casa dela não tinha um autoclismo que descarregava sem razão e um namorado que se ia embora por uma grande razão.
Biz bu işten uzak durduk çünkü yutabileceğimizden büyük lokma çiğnemeyiz,... genellikle.
Temos estado em vantagem só porque nao damos um passo maior do que a perna, a maior parte das vezes.
Ve bu adi, iğrenç adam için Yves'i araştırıp durduk.
E encontraríamos a Yves por este nojento de novo.
- Niye durduk?
Porque é que parámos?
- Ruggsville'in dışında, Kaptan Spaulding'in Yeri diye bir yerde benzin almak için durduk.
- Parámos para gasolina num lugar chamado Capitão Spaulding algures fora de Ruggsville.
Bütün tepede kutlamalar var, durduk yere panik yapmaya gerek yok.
Todos estão em festa... espalhará desnecessariamente, o pânico.
- Tabii ki durduk.
- Claro que parámos.
Afedersin, birkaç içki için durduk.
Desculpa. Parámos na viagem para beber uns copos. A serio?
Durduk efendim.
Nós parámos, senhor.
- Neden durduk?
- Por que parámos?
- Niye durduk?
- Por que nós paramos?
Bir yere takıIdık. Durduk. İlerleyemiyoruz.
Estamos parados, presos na armadilha.
Durduk :... ama belirli bir yaşta olan kadın... önerilen pantolonları giymez ve giyemez.
Parámos no :... mas uma mulher de certa idade... não pode ou não quer usar as cuecas, que lhe são oferecidas
Neden durduk?
Porque parámos?
Neden durduk?
Por que parou?
bir insanın durduk yere ölmesi kadar riske sahip.
A outra pessoa é que as chances de sobrevivência desceram subitamente para zero.
- Neden burada durduk?
Por que estamos a parar?
- Durduk yerde susmaz.
- não se fechará em copas...
Durduk yere burnumun ortasına yumruk attı.
Ela deu-me um soco mesmo no nariz sem nenhuma razão.
Hiç de durduk yere değildi!
Essa é uma boa razão.
Neden durduk yerde dua ediyorsun?
Porque é que, de repente, começaste a rezar?
- Durduk yerde ortaya çıktı ama olasılıkları bir düşün.
Sei que isto caí como do céu, mas pensa só nas possibilidade.
Durduk yere sorun çıkarma.
Horatio, não desenterre confusão.
Yol boyunca bütün sekercilerde durduk.
Parámos em todos os quiosques de doces de ácer.
Tam olarak saat 03 : 01'de, galerinin önünde durduk sanat canlı ve ayakta mı diye görmek için.
Exactamente às 3 : 01, parámos diante da galeria, para ver se a arte estava viva e acordada.
Evet. Bireysel terapimde bunlar üstünde durduk.
Tenho trabalhado nisso na minha terapia individual.
İyi ki durduk.
- Ainda bem que parámos.
Bazen durduk yere öksürüyorum.
- Quem disse isso? Fui eu que tossi.
Evet, manikür yaptırmak için durduk.
Parei para ir à manicura.
- Durduk.
- Estamos parados.
Niye burada durduk?
Por que estamos parando?
durdu 87
durdur 139
durdum 42
durdurun 141
durdular 27
durdur onu 200
durduramıyorum 35
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66
durdur 139
durdum 42
durdurun 141
durdular 27
durdur onu 200
durduramıyorum 35
durdurun onu 231
durdurun şunu 91
durdur onları 66