Dört üç tradutor Português
3,626 parallel translation
Beş dört üç iki...
Cinco. Quatro. Três.
Yok etme için Beş, dört, üç, iki bir.
Autodestruição em : Cinco, quatro, três, dois, um...
- Kaburgaları kırılmış burnu kırılmış, üç veya dört tane de dişi kırılmış.
- Costelas partidas, nariz partido e uns três ou quatro dentes também.
Bir iki üç dört...
Um, dois, três, quatro...
Bir, iki, üç, dört, çeyrek vardır.
Temos um, dois, três, quatro quartos.
22 yıldır bu görevdeyim, silahımı üç ya da dört kez ateşlemişimdir.
Sou agente há 22 anos e só disparei três ou quatro vezes.
Bir, iki, üç, dört.
Um, dois, três, quatro.
Bir... iki... üç... dört.
Um... dois... três... quatro.
Ve sanıyorum ki bu olaya tanıklık eden bir, iki, üç, dört, tam beş kişi var.
E penso ter 1, 2, 3, 4. Cinco testemunhas que comprovam tal facto.
Çünkü Foray demek "dört amigo" demektir. "üç amigo ve hayatı boşa geçen diğeri" değil.
Porque Foray significa "quatro amigos", não "três amigos e um" tenho direito a ter uma vida " ".
- Bir, iki, üç, dört...
três, quatro...
- Bir, iki, üç... - Üç... - Dört...
Um, dois três quatro cinco seis, sete...
Ben şimdi 74'üm, ama şu ana kadar günde en az bir kez belki iki kez onu düşünmeden geçirdiğim kesinlikle bir günüm olmadı. Ya da gün içinde üç kez, dört kez vaya beş kez.
Tenho hoje 74 anos, mesmo assim não houve um dia sequer... que não tenha pensado nele no mínimo uma, talvez duas... ou três vezes ou quatro vezes ou cinco vezes por dia.
Bir, ki, üç, dört!
Um, dois, três, quatro!
Kaybolduktan üç yıl, dört ay sonra...
Três anos e quatro meses após o desaparecimento
Peki, üç ya da dört yıldır kayıp. Bir şey garanti, değişiklik olacak.
Bem, desaparecido há três ou quatro anos, uma coisa era garantida, teria acontecido uma mudança.
Bunu yaparsan, bir saniye düşün üç yıl dört aydır kayıp olan çocuğun babasısın ve onu Kolombiya'da buluyorlar, ne yapardın?
Se tu fazes isto, imagina por um segundo, que tu és o pai de um garoto que está desaparecido há três anos e quatro meses, e que eles o encontraram na Colômbia, e... o que é que tu farias?
Bir, iki, üç, dört...
Um, dois, três, quatro.
Bir, iki, üç, dört...
Um, dois, três, quatro...
Bir, iki, üç, dört!
Um, dois, três, quatro.
Bir, iki üç, dört beş, altı, yedi sekiz, dokuz, on.
Um, dois três, quatro, cinco, seis, sete oito, nove, dez.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Um, dois, três, quatro, cinco, seis, sete, oito, nove, dez.
Üç rakamlı bir şifre olduğunu varsayarsak dört saniye ile bir saat kırk üç dakika arası bir zaman.
Assumindo que é uma combinação de três números, algures entre quatro segundos e uma hora e 43 minutos.
Babamın varisi olarak ben, Agostino Pallavicini da Genova dünyanın dört bir yanından sıra dışı hazineleri ve zenginlikleri muazzam limanımız Ceneviz'e taşıyan filomuzdaki gemileri temsilen bu üç direkli yelkenliyi size takdim ederim.
Como herdeiro de meu pai, Agostino Pallavicini de Génova, ofereço-lhe esta barca como símbolo dos tesouros e riquezas exóticas que a nossa frota traz de todo o mundo até ao poderoso porto de Génova.
En fazla üç, dört saatimiz var.
Temos 3 ou 4 horas, no máximo.
... üç, dört, beş, altı.
Mostra-me. Três, quatro, cinco, seis.
Dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir!
Nove, oito, sete, seis, cinco, quatro, três, dois, um!
Herkes hazır olsun Bir, iki, üç, dört
Preparem-se todos Um, dois, três, quatro
Yayına geçiyoruz. Dört, üç, iki...
Vais para o ar daqui a 4, 3, 2...
- En az üç dört tanedir.
- Deve ser a L3 ou a L4.
Her üç ya da dört dakikada bir onu düşünüyorum.
Penso nela a cada três ou quatro minutos.
İki ay içinde üç şehirde dört isyan.
Quatro motins em três cidades em dois meses?
Bir veya iki ay oldu, yok üç, dört ay galiba.
Um mês ou dois, três, quatro, acho eu.
Bunlar yaklaşık üç-dört ay sürer, sonra ise bekleme zamanı başlar.
Deve levar 3 a 4 meses, e a espera começa.
Beş, altı, yedi, sekiz. Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz.
5, 6, 7, 8 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8...
Bir, iki, üç, dört
1, 2, 3, 4,
Beş, altı, yedi ve bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, sekiz.
5, 6, 7. 1, 2, 3, 4, - 5, 6, 7, 8.
Dört yedi, bir, iki üç, dört, bir.
Quatro, sete, um, dois, três, quatro, um.
Bir, iki, üç, dört.
Um, dois, três, quatro
Bir, iki, üç, dört. Çitlerde 47 çıta var.
São 47 barras na vedação.
Dört, yedi, bir, iki, üç, dört bir, iki.
Quatro, sete, um, dois, três, quatro. Um, dois...
İki, üç. dört beş, altı, yedi.
Dois, três, quatro, cinco, seis, sete...
Bir, iki, üç, dört.
Um, dois, três, quatro...
Bir, iki, üç, dört.
Um, dois, três, Quatro
Bir, iki, üç, dört, beş.
Um, dois, três, quatro, cinco
- Dört ayaklı iyidir, üç ayaklı kötü.
Quatro patas, bom.
Belki de son dört senede sadece üç çocukla sözleşme yapmasının nedeni budur?
Talvez seja por isso que só descobriu três miúdos em quatro anos.
Ve bir, iki, üç, dört.
E 1, 2, 3, 4.
Bir, iki, üç, dört.
1, 2, 3, 4.
Ve bir, iki, üç, dört.
1, 2, 3, 4.
Yerçekimi düzelmesi için beş dört, üç, iki... Alesia'dan gelen acil güç kaynağı çalışıyor gibi.
A fonte de energia de emergência da Alesia parece estar a funcionar.
üç gün sonra 30
ücretsiz 39
üçte 35
uçakla 22
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
uçuyoruz 25
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
ücretsiz 39
üçte 35
uçakla 22
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
uçuyoruz 25
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
uçuyor 28
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58