Ellerini uzat tradutor Português
176 parallel translation
Ellerini uzat.
Aproxime as mãos.
Ellerini uzat.
Estenda as mãos.
Sana ellerini uzat dedim.
Disse-lhe que estendesse as mãos.
Demir parmaklıkların arasından ellerini uzatıp... ağlayarak yalvarıyorlardı.
E elas punham as maos para fora das grades... e choravam e imploravam.
Arkanı dön ve ellerini uzat.
Volte-se.
Ellerini uzat.
Dá-me as tuas mãos.
Asla gelmeyecek bir yardım için, onların hepsi ellerini uzatıyorlar.
Estão todos a pedir por uma ajuda que nunca vai chegar.
- Ellerini uzat bana.
- Dá-me as tuas mãos!
Gözlerini kapa ve ellerini uzat.
Fecha os olhos, estica as mãos.
Ellerini uzat.
Dá cá as mãos.
Ellerini uzat.
Estende as mãos.
Ellerini uzat bana. Tut şunu.
Dá a tua mão, segura isto.
Bacaklarınla tutun, ellerini uzat.
Aguenta com as pernas e solta as mãos.
Pekâlâ yakışıklı. Ellerini uzat.
Ida Lupino usava aspectos visuais do film noir, mas para os seus objetivos muito específicos.
Ellerini uzat dostum.
Dá-me as minhas mãos, pá.
- Ellerini uzat.
- Estende os braços.
- Ellerini uzat!
- Estende os braços!
Bana ellerini uzat.
Dá-me a tua mão.
- Bana ellerini uzat.
- Dá-me as tuas mãos.
Ellerini uzat.
Junta as mãos.
Şimdi ellerini uzat.
Junta as tuas mãos.
Aynaya dön, ellerini uzat, gücü hisset.
Toca no espelho. Estende as tuas mãos. Sente o poder.
İkilem. - Ellerini uzat. Teşekkür ederim.
Um dilema precisava de outra mão.
Ellerini uzat!
Dá-me a tua mão!
Ellerini uzat, patron.
Dá-me as tuas mãos, chefe.
Şimdi ellerini uzat ve köpeğin boynuna bastır.
Agora, inclina-te e põe os braços por cima do pescoço dele.
Çabuk. Bana ellerini uzat.
Courtney, dá-me tuas mãos.
- Ellerini uzatır mısın?
- Estende as mãos.
Ellerini uzat.
Ponha as mãos para frente.
- Ellerini uzat.
Estende a tua mão.
Ellerini uzat Bill.
Estende a tua mão, Bill.
- Ellerini uzat dedim.
Eu disse, para estenderes a tua mão.
Sen ellerini uzat Zeb, bakalım kaç yaşındasın?
E tu Zeb, estende a mão. Vamos lá a ver que idade é que tens.
Ellerini şömineye doğru uzatıyor ve bir yandan ısınırken o kalın sesi kibarca yükseliyor ilgisini çeken konulardan mesela memleketinden müzikten, Fransa'dan bahsediyordu.
Inclinava-se para o fogo e, enquanto recebia parte do calor das chamas, a sua voz profunda elevava-se docemente, falando de coisas que o seu coração abarcava... a sua pátria, a música, a França.
Uzat ellerini.
Mostra-me as mãos!
Sonra o şerefsiz çenesini açtığında... zavallı kafanı kapmaya çalıştığında... ellerini aşağıya şimşek gibi uzatıyor!
Então... Quando a besta abre a boca, abre as mandíbulas para te arrancar a tua estúpida cabeça... Pões a mão lá dentro, como um raio...
Bir ağacın tepesinde, bugün de olduğu gibi ellerini büyük bir coşkuyla kirazlara uzatıyor.
No cimo de uma árvore colhia cerejas com entusiasmo. Como hoje ainda.
O yüzden hep ellerini öne uzatıyor...
É por isso que ele esconde aquilo com as mãos.
Sonra hiçbir şey olmamış gibi vazgeçip ellerini havaya kaldırdı. - Elini neden torpidou gözüne uzatıyordu ki?
E de repente ele põe as mãos na consola.
Uzat ellerini.
Dá-me as tuas mãos.
Ellerini uzat.
Dá-me as mãos!
Ellerini ileri uzat. Süpermen gibi.
Tenta pôr os braços a apontar para a frente, como o Super-Homem.
Ellerini ileri uzat.
Ponha as mãos assim para a frente.
Ellerini bana uzat.
Dá-mas cá.
Ellerini geride kalanlar için uzat.
Dá a tua mão para o trabalho que ainda há por fazer.
Evet işte böyle. Ellerini yukarı doğru uzat.
Ela estava a bater-me no rabo.
Ellerini arabaya uzat.
Mãos atrás das costas.
Yolcu, ellerini pencereden uzat.
Passageira, ponha as mãos fora da janela.
Uzat ellerini Raff.
Estende a tua mão, Raff.
Ellerini Raff gibi uzat da kaç yaşında olduğunu görelim.
Estende-a como o Raff para vermos a tua idade.
Hey bok kafalı, uzat ellerini.
Meu merdas. Estende a tua mão para eu ver uma coisa.
uzatma 71
uzatmayalım 17
uzatma artık 20
uzat elini 24
eller 50
ellerim titriyor 21
eller havaya 54
elleri 19
ellerin 45
ellerim 62
uzatmayalım 17
uzatma artık 20
uzat elini 24
eller 50
ellerim titriyor 21
eller havaya 54
elleri 19
ellerin 45
ellerim 62