Farkında değil misin tradutor Português
308 parallel translation
Neyle suçlandığımın farkında değil misin?
Não percebes do que estou a ser acusada?
Farkında değil misin?
Não compreende?
Salak, yanlış tarafa gittiğinin farkında değil misin?
Idiota, não entendes que estás no caminho errado?
Ama farkında değil misin...
Mas não sabeis...?
Bu sabah bu eve hayat geldiğinin farkında değil misin?
Minha querida, dás-te conta de que a vida entrou hoje nesta casa?
Babamın sana teklif ettiği şeyin farkında değil misin?
Não imaginas o que o pai te está a oferecer.
Neyse. Biz de onları ilk tebrik edenler oluruz. Bu ne anlama geliyor farkında değil misin?
Seremos os primeiros a dar-lhes os parabéns.
Bunun şu an önemi yok, ama doğruca Gestapo'nun ellerine gittiğinin farkında değil misin?
Agora não é importante, não percebe que vai cair nas mãos da Gestapo?
Gus'ı acilen hastaneye götürmemiz gerektiğinin farkında değil misin?
Não percebes que temos de levar o Gus a um hospital?
Rahibe, ne yaptığının farkında değil misin? Neden kendini mahvetme riskine giriyorsun?
Irmã, não compreende o que está fazendo, que corre o risco de se perder?
Düklüğün muhtemel varislerinden biri olduğunun farkında değil misin?
É um possível herdeiro do título.
Seni kurtardıklarının farkında değil misin?
Não reconheces quando te dão uma oportunidade?
İnsanların neler diyeceğinin farkında değil misin?
Por acaso não tem a noção do que as pessoas dirão?
Ehemmiyetinin farkında değil misin?
Markette e William vêm amanhã. E isso quer dizer...
Aşkımın farkında değil misin?
Não vês como te amo?
Polis karakolunda eskilerin maskarası olduğunun farkında değil misin?
Você não sabe que é o alvo, de todas as palhaçadas, na esquadra?
Filip'in tek bir düşüncesi var. Bunun farkında değil misin?
Mas Filipe só procura uma coisa :
Farkında değil misin?
Não percebes isso?
Burada özel bir meselemizin olduğunun farkında değil misin?
Não vê que temos negócios pessoais aqui?
Ne yaptığının farkında değil misin?
Não percebes o que estás a fazer?
Bunun farkında değil misin?
Não sabes disso?
Sana ne çok ihtiyacım olduğunun farkında değil misin?
Não percebes o quanto eu preciso de ti?
Farkında değil misin?
Onde estavas quando as luzes apagaram?
- Ellerimi senden uzakta tutabilmek için kendimi ne kadar çok zorlandığımın farkında değil misin?
- O quê? - Ainda não te ocorreu que... Tenho estado a sofrer, evitando por as mãos em ti?
Aramızda iyi bir şey olduğunun farkında değil misin?
Você não entende que o que aconteceu entre nós foi bom?
Tüm bunların ne kadar anlamsız olduğunun farkında değil misin?
Não vês como isto é absurdo?
Kayıkları var oğlum, farkında değil misin?
Eles têm um barco, não percebes?
Savaş başlatabileceğinin farkında değil misin?
Não percebe que pode dar início a uma guerra?
Bir erkekle otel odasında olduğunun farkında değil misin?
Não percebes que estás sozinha com um homem no quarto dele?
Farkında değil misin yoksa Frederick? Bu evde bir şeyler değişiyor.
Não percebe que algo está a mudar nesta casa?
Bir baba olduğunun farkında değil misin?
¿ Não vês que és pai?
İçinde bulunduğun durumun farkında değil misin?
Não compreende a posição em que se encontra?
- Artık yaşlandın anne yoksa farkında değil misin?
Está a ficar velha, mãe. Ou não tinha reparado?
Tahnitlendiğinin farkında değil misin?
Não vês que o embalsamaram?
Bu dairenin ne demek olduğunun farkında değil misin?
Não percebes o que significa este apartamento?
Ne dediğinin farkında değil misin?
Não sabes o que disseste?
Sen hala nerede olduğunun farkında değil misin?
Ainda não sabes onde estás?
Bunu söyleyerek bile, her şeyi itiraf ettiğinin farkında değil misin?
Não percebe que só o facto de dizer isso já é uma confissão?
Nasıl bir felaket olacağının farkında değil misin?
Seria cá uma tragédia.
Kendini öldürdüğünün farkında değil misin?
Não te apercebes que te estás a matar?
- D.E.B.S i dağıttığının farkında değil misin?
- A culpa é minha. - Não consegues ver que ela está a dividir as D. E. B. S.?
Bunu senin için yaptığının farkında değil misin?
Não percebe que ela faz isso por sua causa?
Orada neler olduğunun farkında değil misin?
- Não sabe o que se passa lá fora! ?
Nerede olduğunun farkında değil misin?
Grandes problemas? Não sabem onde estão?
Adamım, zamanı yavaşlattığının farkında değil misin? Kes şunu.
Para com isso, não ves que assim o tempo passa mais devagar?
Hayatlarımızın pamuk ipliğine bağIı olduğunun farkında değil misin?
Dás-te conta que estamos todos presos por um fio?
Onunla çok tehlikede olduğunun farkında değil misin?
Se ouviu tudo, não acha perigoso voltar para ele?
- Farkında değil misin?
- Não vê isso?
Asıl istediğim kişinin sen olduğunun farkında değil misin?
Não sabes que é a ti que quero.
Bu yolculuğu senin için yaptığımın farkında değil misin?
Não imaginas a viagem que eu fiz para te ver?
Dinle, yukarıda neler olduğunun farkında değil misin?
Não vês o que se está a passar?
farkında değildim 19
değil misin 154
değil misiniz 34
misin 24
mısın 19
farkındayım 382
farkındasın 22
farkında mısın 185
farkındasın değil mi 17
farkında mısınız 40
değil misin 154
değil misiniz 34
misin 24
mısın 19
farkındayım 382
farkındasın 22
farkında mısın 185
farkındasın değil mi 17
farkında mısınız 40