English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ F ] / Farkı ne

Farkı ne tradutor Português

8,853 parallel translation
- Ne fark eder ki?
Qual a importância?
Ne fark var ki?
Qual é a diferença?
Çaldığın şeyle mi? Bunun ne kadar beklenmedik olduğunun farkında mısın?
Sabes como isto tem sido improvável?
Önemli değil. Bu fantezinin sizler için ne kadar önemli olduğunun farkındayım.
Claro, eu compreendo a importância destas extravagâncias.
- Ne fark eder.
Quem é que se importa?
Ne fark eder ki?
O que isso tem a ver?
Ya Malefiz fark ederse ve içindeki ejderhayı ortaya çıkarırsa ne olacak?
O que acontecerá quando a Mal descobrir e libertar o dragão que há nela?
İhtiyarın teki diyorum yani. Ne yaptığının gayet de farkında.
- Ele sabe bem o que está a fazer.
Aksi takdirde söylenecek bir şey olmadığında ne fark eder ki, Virginia!
Que diferença faz, Virginia, quando não há nada a dizer que contrarie isso!
Hem döndürseydik de ne fark ederdi ki?
E que diferença faria?
Ders almaya ilk başladığımda diğer çocuklardan ne kadar kopuk olduğumu fena halde fark ettim beyazların ve zencilerin mahallelerinden de.
Quando comecei a ter aulas, fiquei terrivelmente ciente do quão estava isolada das outras crianças e também das comunidades branca e negra.
Ne yaptığının farkında mısın?
Percebes o que fizeste?
Olayın öteki yüzünün ne kadar kötü hissettirdiğini hiç bir zaman fark edememiştim.
Eu nunca percebi o quão mau é, estar no outro lado.
Durumun ne kadar ciddi olduğunun farkındasın, değil mi?
Sim.
Ne kadar uzakta olduğum fark etmez, hep sizinleyim.
Não importa a distância, estaremos sempre juntas.
Fark etmez, ne kadar numaran olduğunu sanıyorsan, umurumda değil.
Não interessa. Não me importa quantos truques tenhas na manga.
- Ne demeye çalıştığının farkında mısın?
Sabes ao menos o que estás a tentar dizer?
Ne fark edecekti?
Que diferença fez?
Farkındasın, ne istersem alırım ben.
Tu sabes que eu recebo sempre o que eu quero.
Ne fark eder ki?
Que diferença é que isso faz?
Kardeşinin evinde ne fark ettim biliyor musun?
Sabes o que notei na casa do teu irmão?
- Ne fark eder ki?
- Que diferença faz isso, agora?
Ne aradığınızın farkındasınız.
Sabes o que estás a procura?
Ne düşündüğünün farkındayım.
Sei o que está a pensar.
- Fark eder, ne olur...
- Interessa, por favor...
Ne kadar çılgınca şeyler söylediğinin farkında mısın?
Sabes como isso parece loucura?
Ne yaptığının farkında mısın?
Percebes o que fizestes?
Taylor insanların soyunun tükenmesiyle karşı karşıya olduğunu fark ederse ne yapardı?
Se o Taylor descobrisse que os humanos estavam ameaçados... de extinção, o que fazia?
Bunun ne kadar ettiğinin farkında mısın?
Sabes quanto é que isso vale?
Sanırım aşırı doz alabilirdim, harika biriyle tanışmış olurdum ama ne fark eder?
Creio que se tivesse tido uma overdose, seria um encontro épico, mas que importa?
Bunun ne kadar ciddi olduğunu fark ettiğini sanmıyorum.
Não creio que percebas a seriedade disto.
Bütün gece kendimden nefret ederek nerede yanlış yaptığımı ve nasıl bu noktaya geldiğimizi düşündüm..... şimdi fark ettim ki, o tamamen ben değildim yaptığım her şey Langston'lar içindi hayatımı onlara verdim babam onların yüzünden mahvoldu, insanları öldürmek zorunda kaldı ve karşılığında o ne aldı, ben ne aldım?
Tive toda a noite para pensar, como cheguei a este ponto. Onde errei. A odiar-me a mim mesma.
Ne fark edecek ki?
Que diferença faria?
Mun ne yaptığının farkında.
O Muns sabe o que está a fazer.
Ne yaptığının farkında mısın?
Compreende o que está a fazer?
Ne kadar etkili bir teşvikte bulunacağının farkında değil misin?
Não te apercebes do poderoso encorajamento que poderias ser?
- Hıristiyanlık, İslam, Yahudilik, ne fark eder ki?
- Cristianismo, Islamismo... - Não é. Judaísmo, isso não interessa.
Geçen gün ne kadar güzel bir sesin olduğunu fark ettim de.
Percebi recentemente a linda voz que tens.
Ne olduğu fark etmez.
Não tem qualquer importância.
Kim olduğu ne fark eder?
Qual é o problema?
En azından ne giydiğimiz fark etmedi.
Pelo menos a nossa roupa não teve importância.
Farkında mısın ben ne zamandır ayık şekilde rock konserine gitmedim...
Sabias que não vou sóbria a um concerto de rock desde...
Ne kadar süsleyip püslemeye çalışsa da fark etmez.
Não importa o quanto ele tente disfarçar.
Ne fark eder?
- O que interessa?
Ne söylediğimin farkındayım!
Sei exatamente o que estou a dizer!
Bunun ne kadar kontrol edici bi tavır olduğunun farkında mısın, Chanel?
Sabes como isso é controlador, Chanel?
Burada söz konusu olan şey ne farkında mısın?
Fazes ideia do que está aqui em jogo?
Veya belki ne dediğinin bile farkında değilsin.
Não sabes o que dizes.
Ne fark eder?
- Que diferença faz?
Öyle ya da böyle, ne fark eder ki?
De qualquer maneira, quem se importa?
Bu durum, yönetici ailenin güç üzerindeki hakimiyetlerinin ne kadar kırılgan olduğunu fark etmesini sağladı.
O que fez com que a família governante se apercebe-se do quão frágil era o seu controlo sobre o poder.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]