English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ F ] / Film

Film tradutor Português

14,181 parallel translation
- Harika bir film.
É um excelente filme.
Güzel film.
É um bom filme.
Ben Stiller'ın zor bir babayla tanıştığı film.
O filme do Ben Stiller em que ele conhece os sogros?
Ne diye gittin ki ona? Bu hikayeden sonra beni film seçimim için mi eleştiriyorsun?
Depois desta história, criticas a minha escolha de filmes?
Yine de film IMDb sayfanda olacak.
Sabes que mais? Ainda estará na tua página na IMDb...
- Dr. Vincent film için yeterli değildi galiba.
Então, o Dr. Vincent não chegou à versão final?
Hayır, Rotten Tomatoes'ta % 70 oy almış bir film olsa insanlar yorumların karışık olduğunu söylerdi ve kesinlikle izlemezdim.
Não. Se fosse um filme no Rotten Tomatoes e tivesse 70 %, diriam que a crítica não foi unânime. E eu não o iria ver.
Yani diyorsun ki, ilişkimiz bir film olsaydı izlemeye gitmezdin.
Então, se a nossa relação fosse um filme, não a irias ver.
- Hayret bir şey. Bu film berbat.
Caramba, este filme é uma seca.
Bilemiyorum, ben korkutucu olmayan, korkutucu bir hâle bürünen bir film yazarız diyordum.
Não sei, estava a pensar que escreveríamos um filme onde algo que não fosse suposto ser assustador, se torna assustador.
"Unutamadığım Aşk" adlı film gibi.
Como "O Grande Amor da Minha Vida".
# Bir film senaryosu yazmak için Gittiler oraya #
Foram lá para escrever um filme
- Evet, sanırım bir film senaryosu yazmak Joseph Gordon-Levitt'in gösterdiği gibi çocuk işi değil.
Pois, acho que escrever um filme não é tão fácil como o Joseph Gordon-Levitt faz parecer.
Tek film neden Şehir Züppeleri?
Por que é o único filme aqui é o Vigarista da Cidade?
Film yanında mı?
Estás com o filme?
Film sağlam.
O filme é verdadeiro.
Neden hiç izlemediğin bir film için her şeyi riske atıyorsun?
Por quê arriscar tudo por um filme que nem viste?
- O zaman film hala sende.
- Então ainda o tem.
Film ulaşması gereken yere ulaştı.
O filme chegou onde deveria chegar.
Bolivian Film Festivalinden altı gün gerideyiz.
Vamos perder o dia seis do Festival de Cinema Boliviano.
Sence Bolivian Film Festival'ine gitmek için başka bir gerekçem var mıdır?
Haveria outra razão para eu ir a Festival de Cinema Boliviano?
- Kaç tane film izleyebiliriz?
- Quantos filmes podemos?
Anne evde kalıp bütün gün film izleyeceğimize söz verdin ama daha bir film bile izlemedik.
Mamã, prometeste que íamos ter cinema em casa, mas ainda não viste, um único filme.
- Lisa evlenirken otelde kaldık ya o zaman seyrettiğiniz film korkunç muydu? - Hayır.
Quando estávamos no hotel e a Lisa se casou tu viste um filme, e ele era de medo?
Gidip film seyredelim, tamam mı?
Agora vamos ver um filme, está bem?
- Film seçme sırası kimde?
Quem é que escolhe o filme?
Düşündüm de yemekten sonra film izleyebiliriz.
Pensei que depois de jantar podíamos ver um filme.
Buraya geleceğimi bilseydim daha fazla film yüklerdim ama sadece "Komando" ve "Harold ve Maude" u getirdim.
Se eu soubesse que vinha, teria trazido mais, mas trouxe o "Comando" e "Ensina-me a Viver".
Randevular için uygun bir film bence.
É um bom filme para um encontro.
Sirke gitmek yok, sıcak taş üzerinde masaj yaptırmak yok, 3-D imax film izlemek balona binip şarap tatmak da yok.
Portanto, nenhum rezzy no Le Cirque? Massagem com pedras quentes para dois ou cinema 3-D IMAX? Balão de ar quente com degustação de vinho?
Film izleriz, olur mu?
Ver um filme.
"Mutfak" filmindeki Tom Cruise gibiyim ya da adı her neyse, o içki hazırladığı film işte.
Parece o Tom Cruise no "Cuisine" ou lá como se chama o filme em que ele faz bebidas.
Dünyanın, "Taşak Avuçlayıcılar" ın film serisi olan bir versiyonunu bulduğumuza inanamıyorum.
ACARICIADORES DE TOMATES Nem acredito que encontrámos uma Terra com filmes do Acariciadores de Tomates.
- O film bok gibiydi.
- Esse filme não vale nada.
Yeni film. San Francisco.
"Novo filme." "São Francisco."
- Yeni bir film ortaya çıkmış.
- Soube que há um novo filme.
Elindeki film kayboldu.
O filme que ele transportava desapareceu.
Film Yakuza tarafından alıkonmuş.
- A Yakuza pegou o filme.
Savunma, dövüşme, işkence, intikam devler, canavarlar, kovalamacalar, kurtulmalar gerçek aşk ve mucizeler olacak. Ayrıca bu film, tüm zamanların en iyi randevu filmi olarak tanımlanmış.
Tem esgrima, luta, tortura, vingança, gigantes, monstros, perseguições, fugas, amor verdadeiro, milagres e é considerado um dos melhores filmes para encontros.
... bir dijital film projektörü.
É um projector digital de filmes.
Hadi biraz oynaşalım ya da bir film izleyelim. Ya da sonunda, televizyonda çıkan "Crackle" ikonuna tıklarız.
Vamos enroscar-nos, ou ver um filme, ou carregar finalmente naquele ícone "estalado" na televisão.
Beyaz Zombi, bir zombiyi göğsünden vurmanın onu öldürmeyeceği fikrini öğreten film.
A Legião dos Mortos introduziu a noção que disparar no peito deles não os matava.
Benim için her şeyi başlatan film.
O que começou tudo para mim.
Esprilerime gülüyor, film izlemeyi seviyor.
Ri-se das minhas piadas, adora filmes e...
Film için bulduğum bir fikir :
Ideia para um filme :
Hayvanat bahçesine giden insanlar ayrıca müzeleri de ziyaret ederler. Çizgi film izlerler. Çocuklarına kıyafetler alırlar.
Quando as pessoas que vão ao zoológico visitam também museus vêem filmes animados, compram roupas de criança e fazem doações a instituições de caridade para animais.
Sonuçta film gitti.
O filme já era.
Film bizim.
É nosso.
Bir film uğruna ölmesine izin vereceksiniz.
- Ele vai morrer por um filme.
"Film sırasında konuşan"
Sim!
- Hani film var ya?
Aquele filme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]