Görebildiğim kadarıyla tradutor Português
222 parallel translation
Görebildiğim kadarıyla, biten tek kişi o.
Ela é a única que está acabada.
Şimdi görebildiğim kadarıyla Julia'yla aynı duyguları paylaşmıyoruz.
Vejo que Júlia nunca partilhou dos meus sentimentos.
Görebildiğim kadarıyla, bu çarpıtılamaz bir delil.
Tanto quanto consigo ver, isto é um testemunho inabalável.
Görebildiğim kadarıyla, geri dönmesi için bir neden yok.
Não há razão para ele voltar, pelo que eu percebo.
Görebildiğim kadarıyla hiç...
Penso que nao haverá...
Görebildiğim kadarıyla hala içerideler.
Bom, tanto quanto sabemos, ainda estão lá dentro.
Görebildiğim kadarıyla arkadan vurulmuştu.
Pelo que pude ver, levou um tiro pelas costas.
Görebildiğim kadarıyla, tüm bu insanlarla paylaşmak zorundayız, öylemi?
Pelo que vejo agora temos que partilhar com todas estas pessoas, huh?
Görebildiğim kadarıyla öyle, efendim.
A reentrada é controlada? Tanto quanto consigo ver, senhor.
Görebildiğim kadarıyla işlerini çok iyi yapıyorlar.
Muito bem, pelo que eu pude ver.
Görebildiğim kadarıyla dört.
Consegui ver quatro.
Ve görebildiğim kadarıyla da, kesinlikle normal bir çocuk.
E pelo que percebo, é um miúdo perfeitamente normal.
Yemek için de, görebildiğim kadarıyla biraz şeker ve'yanmış'piliç var!
E pra comer, tudo que vejo é açúcar e frango queimado!
Darbeler ellerine zarar vermiyor gibi görebildiğim kadarıyla kan yok.
Os murros não parecem ter afectado as suas mãos. Não há vestígios de sangue.
# Görebildiğim kadarıyla, mutlu sonlar...
Finais felizes. Por aquilo que vejo.
# Görebildiğim kadarıyla...
Finais felizes.
Sen ve filon görebildiğim kadarıyla çok iyi idare ettiniz.
Tu e o teu esquadrão lutaram tão bem como qualquer outro.
Görebildiğim kadarıyla zaten epey bir şeyler öğrenmişsin.
Parece que já tiveste a tua oportunidade.
Görebildiğim kadarıyla senin bir sorunun yok.
Em minha opinião, não tens qualquer problema.
Görebildiğim kadarıyla başka seçeneğimiz yok.
- Pelo que eu vejo, não temos escolha.
Görebildiğim kadarıyla, adam çok korktuğu için şuurunu kaybedip delirmiş.
Pelo que vejo, o homem perdeu o juízo com medo.
Şimdi, görebildiğim kadarıyla iki seçeneğin var, Barry. A şıkkı :
Quanto a mim, tens duas opções.
- Görebildiğim kadarıyla yok.
- Eu não vejo nenhuma.
Buradan görebildiğim kadarıyla hiçbir bokun kontrolü sende değil.
Daqui de cima... não parece que tenhas responsabilidade nenhuma.
Ama görebildiğim kadarıyla ortada hiçbir suç yok.
Mas, no meu ver, parece não haver crime nenhum.
- Görebildiğim kadarıyla bir sürü taksi var.
Está cheio de Táxis pelo que posso ver.
Oldukça uzakta olmasına rağmen görebildiğim kadarıyla daha da yükseliyor.
Está a aumentar enquanto a observo, ainda a milhas de distância.
Görebildiğim kadarıyla, Büyükelçi'nin hiçbir şeyden korunmaya ihtiyacı yok.
Pelo que vi, o Embaixador não precisa que o protejam de ninguém.
Görebildiğim kadarıyla, hayır.
Não nestas circunstâncias.
Fakat tren geçerken görebildiğim kadarıyla, kötü halde.
Mas pelo que vi do comboio não parece estar em bom estado.
Ben sadece trenden görebildiğim kadarıyla gördüm.
Só sei aquilo que vi da estação. Eu não te disse?
Ve tamamen şoke olmuştu. Marlon'un başlıca aldığı notlar, anladığım kadarıyla, görebildiğim kadarıyla, motivasyon amaçlı şeylerdi.
E ficou completamente chocado. eram todas sobre motivações.
Benim görebildiğim kadarıyla, işinin en zor yanı her şeyi o küçük, ufacık etiketin üstüne yazması.
A única parte que considero difícil neste trabalho é escrever à máquina tanta coisa numa etiqueta minúscula!
Görebildiğim kadarıyla, Atılgan iyi ellerde.
Por isso pude ver, a Enterprise está em boas mãos.
Görebildiğim kadarıyla.
Pelo menos não que posso ver.
Görebildiğim kadarıyla öyle biri hiç var olmamış.
e esse título não existe, nem nunca existiu.
Görebildiğim kadarıyla trafik sıkışıklığına yola açan küçük bir kaza var.
Parece que temos um acidente que bloqueia todo o tráfego que se vê.
- Görebildiğim kadarıyla hayır.
Daquilo que vejo, não.
Görebildiğim kadarıyla söylüyorum.
Só o que consigo ver.
Görebildiğim kadarıyla, orada bir kontrol çevrimi var.
Há um circuito de controlo aqui. Posso vê-lo.
Görebildiğim kadarıyla değil.
Não que eu possa ver.
Mükemmel gibi gözüküyor,... ama görebildiğim kadarıyla tek engel yenilenebilir bir güç kaynağının bulunmaması.
Soa um pouco fantasioso, mas o único obstáculo que prevejo é conceber uma fonte de energia renovável.
Sürekli baktım. Görebildiğim kadarıyla kimse beni takip etmeye yeltenmedi.
Eu fartei-me de verificar, mas pelo que posso dizer, ninguém estava sequer a tentar seguir-me.
- Görebildiğim kadarıyla, hayır.
- Não, pelo que me é dado a ver.
- Görebildiğim kadarıyla, hiç kimseyle.
Ninguém, tanto quanto sei.
Görebildiğim kadarıyla kaza en fazla 10-15 dakika önce olmuş.
Pelo que eu sei, o sitio é mesmo perto é uns 10, 15 minutos, uh, no máximo.
Evet, görebildiğim kadarıyla bir problem var.
Na minha opinião, só há um pequeno problema :
Görebildiğim kadarıyla silahı yoktu ama yine de çok... tehlikeli.
mas era... perigoso.
Ama görebildiğim kadarıyla bu insanlar içten dışa yanmışlar, yani dıştan etki olmadan tutuşmuşlar.
Mas, segundo sei, estes casos são de combustão espontânea.
Görebildiğim kadarıyla, mantıklı bir insanın...
Não há prova, quanto a mim, que possa dar a uma pessoa razão para crer
Görebildiğim kadarıyla yok.
Não que eu possa ver.