Görevimiz tradutor Português
1,711 parallel translation
Bizim görevimiz ise, araziye hakim bir bölgede mevzilenerek operasyon sırasında kaçmaya çalışan düşman askerlerini avlamak.
A ordem é nos posicionarmos aondeNacharmos melhor ao longo da rota e caçarmos os paramilitaresNoperando na área de ação.
Görevimiz iyi bir atış yapmak değil.
O trabalho não se resume a dar bons tiros.
Memnun etmek görevimiz.
Ainda bem que sim.
Evet, efendim. bu bizimde görevimiz...
Sim, senhor. E é nossa missão...
Görevimiz başkana eşlik etmekti.
A missão era escoltar o Presidente.
Görevimiz hala o. Onu yem olarak kullanacağız.
Continuamos de olho nele.
Buradaki görevimiz gezip görmeyi gerektiriyor, doktor.
- A nossa missão aqui requer diligência.
Buna sonra geleceğiz. Şu an bir görevimiz var
É secundária para a missão que temos em mãos.
Şimdi bizim görevimiz başlıyor.
Agora começa o nosso trabalho.
Şu andaki görevimiz bu.
É a nossa única missão agora.
Görevimiz son hayatta kalan atı almak ve Eliot'un arkadaşı Willie'ye vermek.
A nossa missão é tirarmos o último cavalo sobrevivente do Foss e entregá-lo ao amigo do Elliot, o Willie.
Fakat, komutanım görevimiz ne pahasına olursa olsun bu tesisi korumaktır.
Mas, senhor, pensei que nossa missão... era defender esse lugar à qualquer preço!
- Görevimiz çok açık beyler.
- Nosso dever é claro, senhores.
Ama bir görevimiz var Görevimizi yapalım hadi toplan
Mas temos uma missão a cumprir,... E cada embalagem vayámonos.
- Hayır, görevimiz bu değil
Não, não podemos envolvidos, temos outra missão.
Dinle, Terry. Bizim görevimiz Kraliyet ailesi mensuplarının imajını korumak.
Ouça, Terry, o nosso compromisso é apenas para a recuperação dos retratos Reais.
Görevimiz halkımızı yönetmek, onların bizi yönetmesi değil.
O nosso dever é liderar o nosso povo, mas não sermos liderados por ele.
Bizim görevimiz ise bütün hava sahasını ele geçirmek ve elimizde tutmak.
A nossa missão é ganhar... o controlo de todo o espaço aéreo e mantê-lo.
Katolikler olarak bizim görevimiz, gücümüzün yettiğince onları kendilerinden kurtarmak için her şeyi yapmaktır.
Devemos fazer tudo o que está ao nosso alcance para salvar aqueles que amamos deles próprios.
Pekala, görevimiz belli.
Muito bem, a nossa missão é clara, pessoal.
- Görevimiz için uzayda seyahat ediyoruz.
- O espaço está se movendo.
Bu bizim vatanseverlik görevimiz.
É o nosso dever patriótico, por amor de Deus.
Görevimiz gereği Lord Ashley'nin katil zanlısı Kral George'u tutukladık.
E enquanto o fazíamos, prendemos o suspeito da morte do Lord Ashley, o King George.
- Bizim görevimiz düşmanı yok etmek.
- O nosso trabalho é destruir o inimigo.
Görevimiz, bütün sivilleri ve kendimizi güneye Rio Rancho'ya götürmek.
As ordens são para mudarmos para sul com todos os civis até ao Rio Rancho.
Bu bizim görevimiz, kilisede koro olarak şarkı söylemek.
É a nossa parte, o que fazemos aqui na igreja como coro, cantar.
Bir görevimiz var.
Temos uma missão.
Görevimiz sırasında, onlar ne yapacağımızı biliyordu.
Tínhamos um serviço. Sabem que nunca falhámos.
Bizim görevimiz, gezegenimizi kurtarmaya çalışmak. Sersemler gibi hoplayıp zıplayarak dev gibi bir fahişeye kur yapmak değil.
Devíamos estar a cumprir a nossa missão, para tentar salvar o nosso planeta e não a pular como uns idiotas, a tentar galantear uma prostituta gigante!
Yine de mahkumlara bakmak gibi bir görevimiz var.
Ainda assim, temos um dever para com os prisioneiros ao nosso cuidado.
Evlerine girip fazlalıklarını almak bizim görevimiz.
Compete-nos entrar nas casas deles e tirar tudo o que têm a mais.
Yakında görevimiz sona erecek
Nossa tarefa estará concluída em breve
Onların yerine geçmek bizim görevimiz.
- O nosso dever é assegurar a missão.
Bizim görevimiz mi?
- O nosso dever?
Sanırım bu haftasonuki görevimiz bu.
Meu, este fim-de-semana nós somos os caloiros.
Görevimiz savaşmamızı gerektiriyor.
A nossa missão não é de paz.
Görevimiz tamamlanmak üzere.
Estamos quase a acabar de cumprir as funções.
Bizim görevimiz düşmanla temas etmek, kurtulanları aramak ve bu gemiyi İranlıların eline geçmesini engellemek.
A nossa missão é encontrar o inimigo, procurar por sobreviventes, e impedir que este navio caia nas mãos dos iranianos.
Yüzbaşı, tam olarak görevimiz nedir?
Qual é exactamente a nossa missão, Capitão?
Bizim görevimiz, onlara eşlik etmektir.
A minha missão aqui é fazer-lhes companhia.
- Görevimiz gereği ve ordunun yardımıyla tehlikeyle yüzleşeceğiz.
- É o presidente Negrín? "e com o apoio de nosso exército unido..." "combateremos com todos os meios este perigo eminente..."
Buradaki görevimiz teröristleri öldürmek.
A nossa missão é matar terroristas.
Peki, görevimiz tam olarak nedir, Ajan Keynes?
Qual é ao certo o nosso objectivo, Agente Keynes?
Bizim görevimiz Vimaana'ları bulmak.
O nosso objectivo é encontrarmos as Vimanas.
Ona burada kalıp problemlerimizi düzeltmenin bizim görevimiz olduğunu söyledim bilinmeyene gitmeye teşebbüs etmenin yasak olduğunu.
Eu disse-lhe que era nosso dever ficar aqui e resolver os problemas... e que é ilegal sair para o desconhecido.
Pekala millet, görevimiz bildirildi!
Atenção a todos, temos a nossa missão!
Yani bizim görevimiz para kazandırmak mı?
Então é isso que nos interessa? Ganhar dinheiro?
Buradaki görevimiz bu kuralları uygulamaktır.
O nosso trabalho aqui é fazer cumprir essas regras.
- Görevimiz.
É para isso que aqui estou.
Görevimiz onu öldürmek.
- A missão é matá-lo, não é?
Gorevimiz mahkumlari korumakti.
A nossa função era guardar os prisioneiros.
görev 62
görevli 39
görevi 115
görev tamamlandı 49
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görev çağırıyor 20
görevdeyim 28
görev başına 19
görevli 39
görevi 115
görev tamamlandı 49
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görev çağırıyor 20
görevdeyim 28
görev başına 19