Görüşelim tradutor Português
680 parallel translation
Yine görüşelim.
Voltaremos a encontrar-nos.
Uğrayın da görüşelim.
Vão visitar-nos.
Şansımıza ne çıkarsa artık. Böyle bir şey olursa, şimdiden hoşçakal ve yine görüşelim demek iyi olur.
Não vá o Diabo tecê-las, é melhor despedirmo-nos : adeus e boa sorte.
- Ayinde görüşelim mi? - Tabii.
- Vejo-te na missa no domingo?
Her neyse, bu konuyu görüşelim.
Vamos convencer-nos disso.
- Gösteriden sonra görüşelim mi?
- Vejo-te depois do espectáculo?
Daha sonra tekrar görüşelim.
Falamos depois.
- Görüşelim. Neredesin?
- Quero falar consigo.
Doktor beni oyduktan sonra seninle bir görüşelim.
Assim que o Doc acabar de me torturar, falamos nisso.
Tamam, Timmy, yakında görüşelim he? Hoşçakal.
Bem, Timmy, que seja rápido, Até à vista.
- Daha iyi davalarda görüşelim.
- Espero que tenhas mais sorte.
Bir saat sonra operasyon odasında görüşelim.
Vemo-nos nas operações daqui a uma hora.
- Biz de kontratla ilgili görüşelim.
- Vamos falar do contrato!
Benim büroya gel, görüşelim.
Venha ao meu escritório.
Ofisime gel. Seninle sözleşmeyi görüşelim.
Volte mais tarde para discutirmos um contrato.
- Daha sakin olup konuyu görüşelim.
- Vamos acalmar e conversar.
Onunla görüşelim. - Tamam.
Vamos falar com ele.
- Sonra seninle bir görüşelim.
- Depois quero falar contigo.
Gitmeliyim. Bir ara uğra, görüşelim.
Tenho pressa, mas venha nos ver, por favor.
Eğer böyle olmasını tercih ediyorsan... planlarını yap, görüşelim.
Se assim o preferir... faça seus planos e os discutiremos.
Hanımefendi ve siz anne, hadi gelin bu önemli konuyu görüşelim, olur mu?
Senhora, e vós, minha irmã, quereis dar vosso parecer nesta questão?
İki gün sonra görüşelim mi?
Vemo-nos depois de amanhã?
Daha sık görüşelim.
Adeus, professor.
Tekrar gel, yakında mutlaka görüşelim, Bay Longtree?
Venha nos visitar logo, Sr. Longtree.
Partide görüşelim mi Beth?
Vemo-nos lá, Beth?
Gelecek hafta görüşelim.
Não perca, na próxima semana.
O zaman yumuşak bir yerler bulalım da bunu görüşelim.
Então, arranjemos um lugar macio para uma reunião.
Bir görüşelim, ortak bir yol arayalım diye düşündüm.
Pensei que devíamos conversar... ... e resolver as nossas diferenças.
Yarın görüşelim.
- Sim. Nos vemos amanhã.
Kahvaltıdan sonra görüşelim.
Harvey, vou ter contigo depois do pequeno-almoço.
Kahvaltıdan sonra görüşelim.
Vejo-te depois do pequeno-almoço.
Sizinle evde görüşelim lütfen.
Um dia destes, acompanho-o a casa.
Barbarella, bir gün yüz yüze görüşelim.
Um dia, teremos de nos encontrar pessoalmente.
.. sonra gene görüşelim...
Logo nos encontraremos.
Görüşelim.
Anda cá.
Brian, yakınlarda yine görüşelim.
Brian, temos de voltar a encontrar-nos em breve.
Sekreterimi ararsanız... Bugün görüşelim. - Randevu verir.
Fale com minha secretária que ela marcará uma hora...
Görüşelim.
Dê notícias.
En azından görüşelim.
Pelo menos, encontra-te comigo.
Yine de bir saat vakit bulursak sen de vakit ayır, görüşelim de bu konuda konuşalım bence.
Mas, quando pudermos arranjar uma hora podíamos falar desse assunto, se me concedeis esse tempo.
Yarın görüşelim mi?
Vemo-nos amanhã?
Seninle hemen biraz görüşelim.
Deixa-me falar contigo a sós por um instante.
Yemekten sonra görüşelim.
nos vejamos depois do almoço.
Görüşelim Walter.
- Adeus, Walter.
Görüşelim Ferrand.
- Adeus, Ferrand.
Görüşelim mi?
Devíamos reunir-nos.
- Sakıncası yoksa yalnız görüşelim.
- A sós, se não se importa.
Sonra görüşelim mi?
- Tenho um compromisso.
- Evet, görüşelim.
- A gente vê-se.
Sizinle yarın görüşelim.
Continuamos amanhã.
Daha sonra görüşelim mi?
Vais estar na cidade logo?