Gözüm üzerinde tradutor Português
372 parallel translation
Teşekkürler, ama gözüm üzerinde olsun istiyorum, Rico.
Obrigado, mas gosto de mantê-lo debaixo de olho, Rico.
Gözüm üzerinde.
Estou de olho em você.
Gözüm üzerinde, Charlie.
Estou de olho em ti, Charlie.
Geldiğimden beri gözüm üzerinde.
Estou de olho em si desde que cheguei.
Gözüm üzerinde.
- Não julgues que me enganas!
Gayet yavaşça atımı kasabadan çıkartacaksın. Ben de doğru yola sapmama ihtimaline karşı gözüm üzerinde tam arkanda olacağım.
Vai levar o meu cavalo para fora da cidade muito lentamente e eu estarei mesmo atrás de si, a olhar-lhe para a espinha para o caso de não ir na direcção certa.
Gözüm üzerinde, Damien.
Estou atento a ti, Damien.
Kentten ayrılmak gibi parlak fikirlere kapılma çünkü gözüm üzerinde olacak.
- Não tente sair da cidade.
Gözüm üzerinde olacak. Hadi.
Fico a observá-lo.
O zaman gözüm üzerinde olacak.
Vou ficar atenta.
Gözüm üzerinde, eğer çizgiyi aşarsan...
Estarei a vigiar-te, a ver se te descuidas.
Çünkü gözüm üzerinde.
Porque eu vigio-te.
Ayakkabı sat, Al. İyi, ama gözüm üzerinde.
Não me podes obrigar a cumprir isso, pensei que por esta altura já estaria morto.
Gözüm üzerinde.
Tenho andado a observar-te.
# Gözüm üzerinde bebeğim #
Estou de olho em ti, boneca!
- Gözüm üzerinde olacak, Newton!
Calma. - Estás na mira, Newton.
Gözüm üzerinde!
Vou ficar de olho em ti!
Gözüm üzerinde olacak.
Vou ficar de olho em ti.
Gözüm üzerinde, gözüm üzerinde, gözüm üzerinde ahbap.
Estás na mira. Estás na mira, pá.
Gözüm üzerinde.
Estou de olho em ti. Vai para cima.
- Dean gözüm üzerinde.
Dean, estou vendo.
Evet, gözüm üzerinde olacak evlat.
Bem, vou confiar em ti.
Gözüm üzerinde.
Vou ficar de olho em vocês.
Bir gözüm üzerinde, Manning.
Vou ficar de olho em ti, Manning.
Ama gözüm üzerinde olacak.
Mas vou ficar de olho nele.
Gözüm üzerinde olacak. Aptalca bir şey yapmadığından emin ol.
Para não fazeres nenhuma estupidez.
Gözüm üzerinde, evlat.
Estou de olho em ti.
Gözüm üzerinde ; numara yapma.
Estou de olho em ti, nada de gracinhas.
Gözüm üzerinde.
Estou de olho em ti.
"Gözüm hep üzerinde" dedi.
Ele disse : "Tenho os meus olhos em ti".
Gözüm senin ve kızın üzerinde.
Observei-o com essa moça.
Gözüm şu yerin üzerinde.
Tenho um esconderijo naquele lugar.
Gözüm onun üzerinde.
Fique descansado que eu ando a vigiá-lo.
Gözüm üzerinde olacak.
É melhor vigiá-lo.
" Gözüm hep üzerinde
" Vou olhar por ti
" Gözüm hep üzerinde
" Estou de olho em ti
Gözüm Dudley'nin üzerinde olacak ve sana İngiltere'deki her okulun kapısını açacak bir referans yazacağım.
Ficarei de olho no Dudley e farei uma carta de recomendação. Com ela, entrará em qualquer escola.
Gözüm kuzeninizin üzerinde.
Estou atenta á sua prima, Miss. Honeychurch.
Bir gözüm onun üzerinde olacak...
Eu quero manter o olho naquilo...
Ama bir gözüm onun üzerinde olacak tamam mı?
Mas vou vigiá-lo.
Sen Rikako'nun üzerinde Ay olurken, benim gözüm Yumi'deydi.
Enquanto estavas obcecado pela Rikako, eu estava de olho na Yumi.
Gözüm hep onun üzerinde. Senin için. Tamam mı?
Vigiá-la por ti.
Gözüm onun üzerinde.
Eu ando de olho nela.
Nasıl halledileceğini sana göstereceğim, gözüm üzerinde olacak.
Agora saia.
Gözüm Wynn'in üzerinde olacak.
Vou vigiar o Wynn.
Gözüm hala üzerinde.
Estou de olho em ti.
Ayakta ve bir gözüm onların üzerinde olmak zorunda kalacağım.
Terei que ficar acordada e manter um olho neles.
Ve benim de elimden geldiğince bir gözüm onun üzerinde olacak.
E eu tentarei estar de olho nele também.
Gözüm üzerinde.
Estou-te a observar, companheiro.
Bilirsin yerinde olsam bu aralar fazla kafa yapmazdım, böylece gözüm hep yeni dostlarımın üzerinde olurdu.
Sabes eu no teu lugar teria a cabeça arejada para poder vigiar de muito perto os meus novos amigos.
Gözüm sen ve Jackie'nin üzerinde olur.
Eu teria que te acompanhar com a Jackie.