Haber verin tradutor Português
1,609 parallel translation
Başkan'a haber verin.
Vou informar o Presidente.
Lütfen, 3. kata haber verin.
Por favor, reporte o estado do nível 3.
Taktik ekipler Valencia'ya varır varmaz haber verin.
Obrigado. Avise-me quando as equipas chegarem a Valencia.
Başka bir şey bulursanız haber verin.
Avisa-me se souberes mais alguma coisa.
Başkan'a derhal haber verin.
Alerte o presidente.
Başkan'la işiniz bitince bana haber verin.
Telefone-me quando terminar de falar com o Presidente.
Yerel polise ve bölgedeki ilk müdahale ekiplerine haber verin ve oraya Bölgesel Kontrol Merkezi'yle bir kanal açın.
Avise a polícia e as equipas de intervenção rápida e abra-lhes um canal de comunicação.
Eğer bir minghun'la karşılaşırsanız... eğer gelinin kemiklerinin kaynağı belirsizse, bize haber verin.
Se deparar com algum minghun cuja origem dos ossos seja desconhecida, informe-nos.
O yüzden istediğiniz herhangi bir şey olursa haber verin.
Portanto, se precisar de alguma coisa, basta dizer-me.
Bir şeye ihitiyacınız olursa haber verin.
- Digam-nos se precisarem de alguma coisa.
Bir daha olursa haber verin.
Avisa-me se voltar a acontecer.
Helo'ya, HEK görevinde kalacağını haber verin.
Avisem o Helo que é o oficial de comando.
Başka sorunuz olursa haber verin.
Chame-me, se tiver mais perguntas.
Ed, Mary'i çıkarsa bana haber verin demiştin, çıktı, Danny'de arkasında.
Ed, querias que te avisássemos se a Mary deixasse o Montecito. Ela foi-se embora e o Danny foi atrás.
Garcia'ya haber verin.
Liga para a Garcia.
- Gelince haber verin.
- Avisa-me quando chegarem.
"... ve bana haber verin.
Sucre. "
Eğer durumu kötüleşirse bana haber verin, lütfen.
Avise-me se ele piorar.
Lütfen, iyileşince bana haber verin.
Por favor, diga-me quando ela ficar bem.
Şefe ve Hahn'a haber verin.
Chamem a Hahn e o Chefe.
Nöral zarar olursa bana haber verin.
Manda-me uma mensagem se aparecer algum défice neurológico.
Çita Kızlar'ın geldiğini haber verin.
Diga que já chegaram as Cheetah Girls.
İhtiyacınız olursa haber verin, yeter.
Diz-me se precisares de mim.
Kovana haber verin. Bölgede gemilerini aramaya başlasınlar.
informa a colónia para que procurem a nave deles nas redondezas.
Herkese haber verin.
Chamem toda a gente.
Goetz'den bir iz görünürse bir şey yapmadan önce bana haber verin, hepiniz.
Qualquer sinal do Goetz, avisem-me antes de fazerem alguma coisa. Todos vocês.
Bir sorununuz olursa, bana haber verin.
Avise-me se tiver algum problema.
Bir şeye ihtiyacınız olduğunda haber verin yeter.
Avise-nos se precisar de alguma coisa.
- Yardıma ihtiyacınız olursa haber verin.
- Grite se precisar de ajuda.
Neyse, gözlerinizi açık tutun. Bir şey duyarsanız haber verin.
mesmo assim, fiquem ligados, se ouvirem qualquer coisa avisem-me, ok?
Herhangi bir yardıma ihtiyacınız olursa haber verin yeter.
Basta chamar, se precisarem de alguma coisa.
Bence, zombi yol arkadaşlarına arabamı görünce bana telsizden haber verin demiştir.
Ele pode usar o rádio para perguntar aos amigos se viram este carro.
Oraya ulaştığınızda bana haber verin.
Dá-me um sinal quando lá chegarem.
Bir şey görürseniz, haber verin bize. Gidelim.
Se virem alguma coisa, chamem-nos.
Bana güzel bir haber verin.
- Dê-me boas notícias. - Ainda não encontrámos o rapaz.
Eğer onu görürseniz, onu gördüğünüzü düşünürseniz kahraman olmaya kalkmayın, hemen haber verin.
Se o virem, se acham que é ele, não se armem em cowboys peçam auxílio
Dedektif Baleman'a geleceğimizi haber verin.
Contacta o Detective Baleman. Diz-lhe que vamos a caminho.
Yardımımıza ihtiyacınız olursa haber verin.
Se precisarem da nossa ajuda para qualquer coisa...
Nöbetçilere haber verin!
Alertem as sentinelas!
Arkadaşlarınıza haber verin.
Diz aos teus amigos.
Eğer kaynağa ihtiyacınız olursa, bana haber verin.
Se precisar de recursos, avise-me.
Yapabileceğim başka bir şey olursa haber verin yeter.
Se puder fazer mais outra coisa, avisa-me.
Woolsey'e rastlarsanız, bana haber verin.
Se encontrarem o Woolsey avisem-me.
Bir şey bulursanız bana telsizle haber verin.
Contactem-me pelo rádio se encontrarem alguma coisa.
Çalışmalarınız için başka bir şeye ihtiyaç duyarsanız, bize haber verin.
Se precisar de alguma coisa para o vosso trabalho avise-nos.
Kraliçeye haber verin.
Informem a rainha.
Pekala, görünmez bir Jumper alın konuşlanınca telsizle haber verin.
Muito bem, levem um Jumper e comuniquem quando estiverem em posição.
Albaya haber verin.
Alertem o capitão.
Wordy, ekip liderisin. Hadi taktik belirleyelim ve oda boşaltıldığında da haber verin tamam mı?
Vamos pensar nas opções tácticas, e avisa-me quando a sala estiver vazia, ok?
- Şefe haber verin.
- Informem o chefe.
Numaranızı verin, size haber veririm..
Deixe o seu número, que eu depois dou-lhe.
verin 65
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haber yok 20
haberin yok mu 27
haberler 37
haberci 23
haber 33
haberin olsun 61
haber ver 32
haber veririm 28
haberiniz olsun 32
haber yok 20
haberin yok mu 27
haberler 37
haberci 23