Haberin var mı tradutor Português
1,527 parallel translation
Kılın kıpırdamadan 6500 dolarlık bir çek yazmak insanı ne kadar canlandırıyor, haberin var mı?
Sabes como é bom passar um cheque de 6500 dólares e nem pestanejar?
Luisa, Tugandore Dükünden haberin var mıydı?
Luisa, tens-te encontrado com o Duque de Tugandore?
Mizansen denen şeyden haberin var mı senin?
Já ouviste falar de bebés proveta?
- Bundan haberin var mıydı?
- Sabias disto?
Bell, bu seçmelere kaç kişi katılıyor, haberin var mı?
Bell, faz idéia de quantas pessoas vão fazer esse teste?
Burada ne kadar kristal kombinasyonu olduğundan haberin var mı senin?
Fazes ideia de quantas combinações de cristais existem?
Güzelim, saatten haberin var mı?
Amor, o que foi desta vez?
- Chuck'tan haberin var mı?
Soubeste alguma coisa do Chuck?
Ellie, tam şu anda Jeff ile Lester'ın da burada olduğundan haberin var mı? Her şey yolunda mı?
Ellie, já percebeste que o Lester e o Jeff da Manada de Cromos estão à nossa mesa neste momento?
Kaç tane masumu katlettiğinden haberin var mı?
Faz ideia de quantas pessoas inocentes ele matou?
Bu odanın durumundan haberin var mı?
Já viste o estado deste quarto?
Saatten haberin var mı tembel?
- Sabes que horas são, preguiçosa?
Saat kaç oldu haberin var mı?
Sabes que horas são?
Haberin var mı bilmem ama, gizli bir depoda bir adam var... Ve iyiliğin için bahis oynaman lazım...
Sabias que, se apanhas uma dose num bordel privado, tens que pagar os tratamentos tu próprio?
Dün gece tekrar evime girdiğinden haberin var mı?
Sabia que voltaram a entrar em minha casa, a noite passada?
Kız kardeşin ne buldu, haberin var mı?
Sabes o que a tua irmã encontrou?
Şehrin yeni top-10 çete listesinden haberin var mı?
Usar isso como vantagem vai comprometer as evidências. Preciso de ti para tirar a minha família disto.
- Emily'den haberin var mı?
- Já sabes o que se passa com a Emily?
Bay Jefferson'un çekilişinden haberin var mı?
- Já soube do afastamento do Sr. Jefferson?
Bundan haberin var mıydı?
Sabias sobre isto?
Haberin var mı bilmiyorum, Nick görünüşe göre Jeremy, karını Karen'ın düğününe davet etmiş.
É só para saberes, Nick. Jeremy convidou a tua mulher, para o casamento da Karen.
Dün geceki hava raporundan haberin var mı bilmiyorum, ama bu bölgede "kuru yıldırım" vardı.
Não sei se viste o boletim meteorológico ontem à noite, mas houve relâmpagos nesta área.
- Saatten haberin var mı?
Já viste as horas?
Reykjavik'e son dakika uçak biletinin ne kadar olduğundan haberin var mı?
Sabes quanto custa um voo para Reykjavík à última da hora?
Haberin var mı?
Sabe do que estou a falar?
Haberin var mı?
" Sabe do que estou a falar?
Billy Russoti'nin hayatta olduğundan haberin var mı?
Sabias que o Billy Russoti sobreviveu?
Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Sabe que horas são?
Clayton Harding'in çok yakın bir arkadaşım olduğundan haberin var mı?
Tem noção que o Clayton Harding, é um amigo meu?
Eski ortağımla ilgili ne tür sorularla karşılaşıyorum haberin var mı?
Devias ouvir o que perguntam sobre o meu antigo parceiro.
Saatten haberin var mı?
É tarde.
Kredi kartı ekstrelerinden haberin var mı senin? ... Ne? !
- Já olhaste para as contas?
Bu kadar gemiyle rağmen geride kaç milyon insan kalacağından haberin var mı?
E mesmo com todas as suas naves... quantos milhões acha que vai deixar para trás?
Kapımıza gelen muhabirleri kaç kez kovdum, haberin var mı?
Quantas vezes expulsei jornalistas do jardim da frente?
- Ne kadar para olduğundan haberin var mı?
- Faz idéia de quanto dinheiro se trata?
Şikayetini geri alsın diye kaç tane halı aldım haberin var mı?
Tive que comprar carpete pra não dar queixa.
Kaç yaşındayım haberin var mı?
Sabe quantos anos tenho?
Saatten haberin var mı?
Sabes que horas são?
Bundan haberin var mıydı?
Sabias disto?
- Haberin var mıydı bilmiyorum.
- Não sabia, se tinha conhecimento.
Claude, bu işten haberin var mıydı?
Claude, sabias acerca disto?
Dünya gezegenine yönelik muhtemel bir saldırıdan haberin var mı?
Tem conhecimento de um ataque iminente contra o planeta Terra?
- Kevin, bundan haberin var mıydı?
- Kevin, já sabes?
Jenny'nin filminden bir bölüm verdiğinden haberin var mı? Şu kıza mı?
Sabias que a Jenny deu um papel no teu filme?
Karının şu anki sağlık durumundan haberin var mı?
Estás ciente do estado clínico da tua mulher?
Haberin var mı?
Sabias disso?
Başımdan geçenlerden haberin var mı?
O senhor faz ideia do que eu tenho passado?
Georgetown'a başvurduğundan haberin var mıydı senin?
Sabias ao menos que ela concorreu para Georgetown?
Bu oda bana kaça mâl oldu haberin var mı?
Você sabe o que esta sala me custar?
NasıI dostlarım var haberin yok senin.
Já sabes que amigos tenho.
- Hava kavramından haberin var mı?
Sabes como funciona isso do ar?