English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Hayırdır

Hayırdır tradutor Português

1,741 parallel translation
- Hayırdır?
O seu nome?
Jeff beni yataktan kaldırdın, hayırdır?
Acordaste-me, meu.
Hayırdır?
- Sim, o quê?
Çok gergin gibisin? Hayırdır?
Pareces tão tensa... o que foi?
Neden, hayırdır inşallah?
Com que, em nome de Deus?
Hayırdır?
O que se passa?
Hayırdır, kafayı mı yedin?
Tu enlouqueceste?
Hayırdır, sarılmak yokmu?
O quê, sem abraço?
Hayırdır, bir şey mi oldu?
Oh! Ei. O que se passa?
Hayırdır, Holmes?
Que se passa, amigo?
Hayırdır, senin de mi canın çekti?
O que foi, também queres levar?
- Harry, erkencisin. Hayırdır?
- Harry, caíste da cama?
- Öyle mi? Hayırdır?
Como correu?
Hayırdır?
- O que fazes aqui?
- Bu yüzden beni uzaklaştırdın. - Hayır. Tanrım, hayır.
- por isso me mandou...
Hayır. Hakkını yemeyelim, köpek de ona saldırdı.
E atacou-a.
* Kırdım arabanın camlarını * * ve hayır, kırık kalbimi iyileştirmedi *
I bust the windows out your car And no, it didn't mend my broken heart
Drakkar noir mağazası, zırhlı çilingir... Hayır, onu ben çağırdım.
Drakkar Noir Store... "-" Serralheiro Armory... "
Paranı alıp, bir hayır için kullanırdım ama yanımdaki arkadaşım, çocuksu sadeliğin ahlak bekçisi.
Eu investiria o dinheiro numa boa causa, mas o meu amigo é um moralista de uma simplicidade infantil.
Hayır, ben vurdulu kırdılı oyunları severim.
- Não, prefiro jogos com impacto.
- N'aber çocuklar? Hayırdır?
O que se passa...
Hayır, kaçırdım. Ben internetten izledim.
- Eu vi na Internet.
Dean'le işin içindeysem, işlerin nasıl yürüdüğünü bilmeliyim nasıl hareket edersiniz, kaçırdığınız kişileri nereye götürürsünüz. Hayır. Hayır.
Se me envolver o Dean também, preciso saber como fazes as coisas, como ages, onde manténs as pessoas...
Hayır ama geç saate kadar çalışırdı.
Não, mas ele trabalhava até tarde.
Hayır, sorun değil. Uyandırdığım için özür dilerim.
Peço desculpa por vos ter acordado.
Hayır hayır gerek yok, bakın kaldırdım işte
Não, está tudo bem, eu guardo-o já.
- Eskiden bu ameliyatı yapmam için beni ikna etmeye çalışırdın şimdi ise ilk cevabın hayır oluyor. - Pardon?
- Desculpa?
Tony onu öldürdü. Oradan çıkıp gidebilirdin, ama hayır, ona saldırdın!
Tu podias ter-te afastado, mas não, tu deixaste-o levantar-se.
Hayır, çıldırdığım falan yok.
Não, não me estou a passar.
Flörtünü mı çağırdın? Hayır.
- Trouxeste uma namorada?
Hayır, bir düzine yumurta kırdım.
- Não, parti uma dúzia de ovos.
Saf refleks ve kimilerinin hayır bugün ölmeyeceğim..... diye haykırdığı hayatta kalma güdüsü dışında.
O reflexo puro e o instinto de sobrevivência que grita : "Não! Não morrerei hoje!".
Hayır, tek takılırdım.
Não, estava sozinha.
Hayır. Seni bunun için çağırdım.
Não, chamei-te por causa disto.
Hayır işlerinde, hastanelerde sahne alırdık.
Cantávamos em eventos de caridade, em hospitais...
- Hayır, beni kızdırdın.
- Não, deixaste-me a mim.
Hayır, araştırdım.
- Não. Já verifiquei.
Hayır, o da olanlar karşısında sizin kadar şaşırdı.
Ele disse a verdade. Ele ficou tão chocado quanto você com o que aconteceu.
Hayır, şaşırdım.
Estou.
Hayır, sadece birini ısırdım. O kadar. Ama çok kızdılar.
Não, só mordi um deles e... ficaram furibundos.
Hayır, ben uyandırdım.
- Nós despertamos uma coisa.
Hayır Bay Danielson, kızınızın sınıf arkadaşları derse gireli 45 dakika oldu diye çağırdım.
Não, Sr. Danielson, chamei-o porque o grupo dela entrou para a aula há 45 minutos.
- Hayır, ama galiba... zamanı kırdım.
Mas acho... que corrompi o tempo.
Hayır arı ısırdı beni - 100 kere ısırmış gibi duruyorsun ama.
Não vê que fui picado por uma abelha? Estaria pedrada. Parece que te picou cem vezes.
- Anne, hayır! Bana ne yaptırdığını görüyor musun, anne?
Vês o que me fizeste fazer, mãe?
Hayır, kendime bir sandalye çekip içkimi yudumlayıp, doğayı kendi döngüsüne bırakırdım.
Não. Puxava de uma cadeira bebia uma piña colada e observava a natureza seguir o seu curso.
O da "Hayır Milo, asıl ben her şeyi batırdım." dedi.
Mas depois ela disse : "Não, Milo, fui eu."
Hayır, aslında inşaatlarda çalışırdı.
Sim, ele usava-as para trabalhar na construção.
Hayır, yapma! Çıldırdı!
Não faça isso.
Hayır, Dışişleri bizim için araştırdı.
Não. O Departamento de Estado verificou.
Hayır, beni başkasıyla karıştırdınız.
Confundiste-me com outra pessoa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]