English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Hissettim

Hissettim tradutor Português

6,411 parallel translation
Sizin sayenizde o beş saniyeyi ben havada değil de çatıdayken hissettim.
Tive os meus 5 segundos naquele telhado e não no ar.
Hayatım boyunca her gün bu duyguları hissettim.
Senti o mesmo em cada dia da minha vida.
Bu sorunun cevabını vücudumun 18 farklı yerinde hissettim Yüzbaşı.
Bem, capitão, sinto essa pergunta em 18 partes do meu corpo.
Bunun olacağını hissettim Bu yüzden soloyu seçtim
Eu vi que isso ia acontecer Por isso comecei a solo
Ben biraz rekabet hissettim sanırım, ve biraz güvensiz ve ben düşünmeye başlar, iyi, belki bana meydan istiyorum.
E senti-me meio competitivo e inseguro. Achei que estavas a provocar-me.
Her ne kadar dolu olmasa bile sana silah doğrultunca kötü hissettim.
Foi esquisito apontar-lhe a arma mesmo não estando carregada.
Size borçlu olduğumu hissettim. İnanın bana.
Creio que deviam ser avisados...
- Aniden kendimi aptal hissettim.
- Senti-me estúpida...
Gözlerinin içine baktım o da benim gözlerime baktı..... ve hayatında yapması gereken çok şey olduğunu hissettim.
Eu olhei-o nos olhos e ele olhou para os meus, e eu senti que ele ainda tinha muito para fazer na vida.
Hepsini hissettim.
Sim, senti tudo.
Gerçekten mi? Sanırım götüme uzanıyormuş gibi hissettim.
Não me digas...
Ben buradayken cereyan oldu gibi hissettim, ben de buraya kaydım.
Estava a sentir... a sentir uma aragem quando estava aqui, por isso... desloquei-me para aqui.
Sanırım derinlerde benden daha güzel olduğunuzu hep biliyorum, ve bunu sizle konuşamayacakmışım gibi hissettim, çünkü şapşal arkadaşınız olmanın nasıl hissettirdiğini anlayamazdınız.
Acho que no íntimo sempre soube que vocês eram mais bonitas do que eu. Senti que não podia falar convosco sobre isso, porque não me pareceu que pudessem compreender o que era o patinho feio.
Ama Vince'in filminde bir şeyler bulduğumu hissettim.
Mas no filme do Vince senti que tinha feito alguma coisa.
Kendimi eksik hissettim.
Sinto-me mesmo desajustado.
İkinci buluşmamızda hissettim bunu.
Desde que te vi, que senti isso.
Kalbime yıldırım düşmüş gibi hissettim kendimi.
Foi como se um raio me atingisse o coração.
Hedefe olan ilginizin az olduğunu hissettim efendim.
Eu imaginei que o seu entusiasmo pelo alvo fosse baixo, senhor.
Biz araba aldı binmek ev çünkü ihtiyacı hissettim. " :
Invadimos uma casa. Precisamos de boleia porque levaram o carro ".
Ben bir tekme hissettim.
Eu senti um pontapé.
Üzgünüm. Ben Davet ettim, çünkü kötü hissettim.
Desculpa, convidei-o.
Geçen gün, şu yaşlı kadını gördüm. Sokakta durmuş pencerden bana bakıyordu. Onun için kötü hissettim, biliyor musun?
Há uns dias, vi uma senhora idosa a olhar-me pela janela... e tive pena dela, sabes?
Bu şeye dokunduğumda... birkaç dakika için her şeyin mümkün olduğunu hissettim.
Quando toquei nesta coisa, por minutos senti que tudo era possível.
Üzgün hissettim ve onu dinle...
Ele estava triste, então fiquei a ouvi-lo.
Olayın dışında gibi hissettim kendimi.
Parecia como se estivesse do lado de fora daquilo.
Neler olup bittiğini iletme işini... düzgün yapmak zorunda olduğumu hissettim.
Senti que precisava fazer bem essa foto. Que ela podia transmitir o que acontecia ali.
Önemli bir şey yapıyor gibi görünmem gerektiğini hissettim.
Pensei em fazer algo importante.
Bu uzunca bir süre sanki... - - Yine kalkıp gidecekmiş gibi hissettim.
Tinha sempre aquela sensação de que um dia ela ia levantar-se e partir novamente.
Sanırım ben biraz daha iyi hissettim. Ben... Grinç ve benim özel bir şeyim vardı.
Oh, acho que eu... sinto-me um pouco melhor.
Benim yüzümden olduğunu biliyordum ve o kadar suçlu hissettim ki, buraya gelip kendimi öldürmeye çalıştım.
Sabia que tinha sido por minha culpa, e senti-me tão culpada que vim aqui, e tentei suicidar-me.
Bugün orada hissettim tüm utanç oldu.
Hoje lá, tudo o que eu sentia era vergonha. Mas se você voltar comprometido com Deus para mudar verdadeiramente os seus caminhos...
Seni ben beri hissettim değil dedi eğer.
Se eu dissesse a você que eu não senti-lo desde então.
Kontrolü verince özgür hissettim.
Ao ceder o controlo, sentia-me livre.
Güvende hissettim.
Sentia-me seguro.
Sonra bir yerlerde seni kaybettiğimi hissettim.
E algures no caminho pensei que te estava a perder.
Bunu hissettim.
Senti-o.
Bisikletini haşat ettiğim için kötü hissettim. Yeni bir tane almak istedim.
Fiquei com remorsos por tê-la estragado e quis dar-te uma nova.
Sadece, seninle biraz daha özel şeyler hissettim.
Só senti qualquer coisa especial contigo.
Bu sabah, önümde bir 50 yıl daha var gibi hissettim.
Sabe, esta manhã, senti-me como se tivesse mais 50 anos à minha frente.
O an kendimi Michael gibi hissettim.
Mas senti que era o Michael na altura.
- Sanırım bir şey hissettim.
Senti alguma coisa.
Ve o şeyin yanımdan geçtiğini hissettim.
E senti essa coisa a passar por mim.
Boynumda bir şey hissettim!
Senti uma coisa na nuca.
Bir şey hissettim!
Senti uma coisa.
Kapana kısılmış hissettim.
Eu senti-me tão encurralado.
- O konuda çok kötü hissettim.
- Senti muitos remorsos por isso.
Okuyup dinledikçe o yoğun kültürel dokusuna bağlanmış hissettim kendimi.
Quanto mais lia, quanto mais escutava, mais me sentia ligado ao seu rico tecido cultural.
Kendimi orangutan gibi hissettim.
Eu senti-me como um macaco.
Aramızdaki bağın koptuğunu hissettim sadece.
Só sinto que estamos desentendidos.
Evet, ben de öyle hissettim.
Deram-me a mesma impressão.
- Evet, iyi hissettim.
Sim, sim senti-me bem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]