English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ H ] / Hırsız

Hırsız tradutor Português

7,310 parallel translation
Oldukça da pis bir hırsız.
Ladrãozeco sujo.
Pembe Panterler'e katılmaya çalışıyorsun, zamanımızın en iyi hırsızları.
Está a tentar juntar-se aos Panteras cor-de-rosa, os maiores ladrões dos nossos tempos.
Pembe Panterler,... dünyadaki en tehlikeli hırsız çetesi.
Os Panteras cor-de-rosa... O gang de ladrões mais perigosos do mundo.
Pembe Panterler... dünyanın en tehlikeli hırsız çetesi.
O gang de ladrões mais perigosos do mundo.
Pembe Panterler, dünyanın en tehlikeli hırsız çetesi.
Os Panteras cor-de-rosa... O gang de ladrões mais perigosos do mundo.
Daha iyi bir hırsız olmak için uğraşmamı sağladınız. Kendimi kanıtlamama izin var.
Fizeram com que lutasse para ser melhor ladrão.
Pembe Panterler dünyadaki en tehlikeli hırsız çetesi.
Os Panteras Rosa, o grupo de ladrões mais perigoso do mundo.
Yan çizmeyecek. Hırsız ve yalancı olabilir ama tıpkı Elijah gibi kolay kolay verdiği sözü bozmaz.
Não podes esperar que fale sobre desistir da vida eterna enquanto bebemos chá.
Bu çocuk ise bir hırsız.
E este rapaz é um ladrão.
Hava ulusunun ilk yeni üyesinin bir yalancı ve hırsız olmasını istediğinden emin misin?
Queres mesmo que o nosso primeiro membro... da Nação do Ar seja um mentiroso e um ladrão?
Ver şunu bana, seni küçük hırsız.
Devolve-me a carteira, ladrãozinho!
Onun hırsız kalbi şu an atmıyor olurdu.
O seu coração de ladrão já estaria parado.
Wimberley Ormanı'ndan gelen drone görüntüleriniz, çocuk hırsızının tanımlarına uyan bir adam olduğunu gösteriyor.
- O seu drone de imagens... encontrou um homem que corresponde à descrição do raptor.
Silahın sitemde. Beş yıl önce bir araba hırsızı vurmada kullanıldı.
A sua arma está no sistema, usou-a há cinco anos atrás para disparar contra um ladrão de carros.
- Hırsızlıktan hapis yattığınız süre boyunca -
Quando cumpriu a sua pena por roubo...
Ne yani kasa hırsızı mısın?
Mas o que és tu? Uma assaltante?
Demek istediğim, tam olarak birer hırsız değilsiniz.
Não são exactamente ladrões.
Neden hırsız olduğunuzu düşünmeme izin verdiniz?
Porque é que me deixou pensar que eram ladrões?
Siz bir avuç hırsızsınız sadece.
São um bando de ladrões. Se vais fazer, faz.
Hırsız.
Ladra.
Hırsız seni.
Ladra.
Ne yaptığını bilmeyen bir hırsız.
Um ladrão que não sabe o que está a fazer.
Hırsız mı yoksa kütüphaneci mi olduğuna karar veremeyen bir adama göre oldukça enteresan sözler.
- Sermão interessante de alguém que não se decide se vai ser um ladrão ou um Bibliotecário.
Tamam, bu kütüphaneci bu yeri kurtarmak için şimdi geri dönecek, bu hırsız Dulaque'ı alaşağı etmek için oraya geri dönecek.
Bem, este Bibliotecário vai voltar lá para dentro para salvar este sítio, e este ladrão vai voltar lá para dentro para baixar a crista do Dulaque.
Ben aslında kütüphaneci ve hırsız olmanın avantajlarına sahip olmanın ne kadar mutluluk verici olduğunu düşünüyordum.
Na verdade estava a pensar que agora aprecio a vantagem de ter tanto um Bibliotecário como um ladrão.
İşte, bayanlar, baylar, çalınmış incinin hikayesini duyduğum dakika, benim çok harika hırsız zekam düşünmeye başladı.
Sabem, minhas senhoras, meus senhores, assim que ouvi a história da pérola roubada, o meu brilhante cérebro de ladrão pôs-se a pensar.
Hırsız Necross.
O ladrão é o Necross.
Hiçbirimiz hırsız değiliz.
Nenhum de nós é ladrão. Não.
- Hırsız gibiydik.
- Como ladras?
O bir dinazor. Bense hırsız.
Eu sou um plagiador.
Oh, bütün bakışları bana çeviren o boka güveniyorsun demek, bir hırsız, diğer bilim adamlarından çalan bir sıçan.
Passaste a confiar no idiota que colocou o alvo na minhas costas, um plagiador, um rato que rouba outros cientistas.
Kastettiğiniz o çocuk aranan bir hırsız ve katil.
Se eu considerar o seu significado, esse rapaz é um ladrão e assassino procurado.
Hırsız kaçmayı denemeden önce kırbaçlanmıştı.
O ladrão tinha sido fustigado antes de tentar escapar.
100 kırbaç bir onbaşı yani dokuz kamçılı kırbacı kullanma becerisi olmayan biri tarafından vuruldu ama hırsız kaçmadı.
100 açoites administrados pelo cabo, um homem com habilidade em usar o gato-das-nove-caudas, mas o ladrão não quebrou.
İyi bir hırsız olabilirsin ama çok iyi bir hırsız olamazsın.
Podes ser uma boa ladra, mas não uma muito boa ladra. Sê metade-metade.
Bunlar dünya çapında bir hırsızın elleri.
Estas mãos são de um ladrão de classe mundial.
Pardon. Ezekiel Jones, dünya çapında hırsız.
Ezekiel Jones, ladrão de classe mundial.
Neden ben seyirci oluyorum da sen hırsız oluyorsun?
Porque é que vou fazer de público e tu és a ladra?
Herkesi satan hırsız benim.
Eu sou o ladrão que abandona toda a gente.
Eğer yoksa çek git ve polis hırsız oynamaya geri döneriz.
Se não tens, vamos embora e voltamos a brincar aos polícias e ladrões.
1758 Eylülünün başında adamlarımızdan biri tembel bir işçi, Jack bilmem ne bir alay sığır hırsızını içeri soktu, sürüyü çaldılar.
E no início de Setembro de 58, um dos nossos empregados, um vaqueiro azarado, um zé-ninguém, liderou um bando de ladrões. Dilacerou o nosso rebanho.
Randevudayız. Hırsız bir masal kahramanının bunu mahvetmesine izin vermeyeceğim.
Estamos no nosso encontro... e não vou deixar um ladrãozinho qualquer arruiná-lo.
Şu hırsızın çıkardığı patırtının büyüyü bozduğundan endişelenmiştim.
Temia que o nosso encontro com o ladrão tivesse estragado tudo.
Kamyonu götürdüğünüz hırsızın adı ne?
O nome do ladrão para quem levam isto?
şu hırsızın adını söyle bakalvm.
Diz-me o nome deste ladrão.
Zac Preston hırsız.
Zac Preston é um ladrão.
Bize senin hırsız olduğunu söyledi.
Ele disse-nos que tu és um ladrão.
Yalancı ve hırsız mı?
- Um mentiroso, e ladrão.
Sanırım, araba hırsızı ölmüş.
- A questão é que, acho que a fatalidade foi ladrão.
Tüm çelişkilerimiz, yalanlarımız, rol yapmalar, ve gerçekler. Güçlü gösterdiğimiz zayıflıklarımız. Açgözlülük ve intikam hırsımız.
As contradições que nós temos, as mentiras que fingimos serem verdades, os medos que fingimos serem forças, a ganância e o desejo de vingança que temos e não admitimos a nós próprios.
"Şeytanın en yeni maskesi, onur veya görev için değil, hırs için hizmet eden, koruyan ve öldüren, ordudaki herkesin üç katı maaş alan kansız tüccarlar."
"O mais recente disfarce do diabo, mercenários sanguinários que servem e protegem e matam por pura ambição ao contrário de honra ou dever, enquanto embolsam três vezes mais do que qualquer soldado".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]