Ihtiyaçın tradutor Português
46,559 parallel translation
Ona bir şeyler hatırladığını söylemene ihtiyacım var.
Preciso que lhe digas que te lembras de algo... qualquer coisa.
Yardımınıza ihtiyacımız var.
Precisamos da vossa ajuda.
Yardımınıza ihtiyacım var.
Preciso da tua ajuda.
Büyüsüne ihtiyacın olduğunda kullanabilesin diye?
Para poder usar a sua magia quando precisasse?
O zamandan beri çok şey değişti ama değişmeyen şey ise bir adamın sana ihtiyacı olduğunda dostum demesinde bir miktar şüphenin bile can kurtarmasıdır.
Muita coisa mudou desde então, mas o que não mudou é que quando um homem, primeiro precisa de ti, e só depois é que te chama de amigo. Alguma desconfiança é uma coisa saudável.
- Bence ihtiyacın yok.
Não acredito que precises.
Sen onun gözünde ne isen, o da senin gözünde ne ise bence olman gereken kişi için ona ihtiyacın yok.
O que quer que ele seja para ti, o que quer que sejas para ele... Não acredito que precises que ele seja o homem que tu és.
Anne bir değişikliğe ihtiyacım var, anladın mı?
Eu preciso de uma mudança, mãe.
-... çok eğlenceli bir gece olacağı kanaatindeyim. Çok ihtiyacımız olan yardımın toplanacağı bir gece. Bu konuda yardımlarını bekliyorum Bruce Pedulla.
... noite, com muita diversão, moda, frivolidades, onde vamos angariar os fundos necessários e estou a olhar para ti.
- Bütün bunlara gerçekten ihtiyacın olacak mı?
- Precisas mesmo disto tudo? - Sim.
Birinci sınıfta bize küçük bir dandik ihtiyaç çantası veriyorlar.
Dão-nos um conjunto inútil de graça, na primeira classe.
Ne kadar zamana ihtiyacın varsa kullan.
Demora o tempo que precisares.
Neye ihtiyacın var.
De que precisas?
Ona ne kadar ihtiyacın var?
Até que ponto precisa dele?
Yardıma ihtiyacı olanları aldığınızı söylemiştin.
Disseste-me que recebem pessoas que precisam de ajuda.
Dans etmek için o kapaklara ihtiyacınız olurdu.
Precisamos dessas capas para podermos entrar na dança.
Siz ya da bir arkadaşınız ihtiyaç duyuyorsanız yardım almanın birçok yolu var ve bu bilgilerin çoğu odamın ya da ana ofisin önündeki panoda yazılı.
Assim, há várias maneiras de obter ajuda se precisarem dela ou se um amigo precisar e toda esta informação está no quadro à porta da minha sala ou à entrada do gabinete principal.
Kaybınız için çok üzgünüm ve keşke size ihtiyacınız olan yardımda bulunabilseydim ama yapamam.
Lamento a sua perda e adorava poder dar-lhe aquilo de que precisa, mas simplesmente não posso.
Ödevde yardıma ihtiyacın vardı.
Querias ajuda com os trabalhos.
Bunun ışığını kesmek için şemsiyeden fazlasına ihtiyacı olacak.
Um guarda-chuva não dá para resguardar desta coisa.
Bakın, şu dava olayı yüzünden insanlarla konuşmanın zorlaştığını biliyorum ama konuşacak birine ihtiyacınız olursa...
Oiça, sei que esta coisa do processo tem dificultado falar com as pessoas, mas se precisar de falar com alguém...
Herkesin oyuna ihtiyacın yok mu Marcus?
Não precisas de todos os votos, Marcus?
Belki bir halata ihtiyaç duymanın nasıl olduğunu bilmiyorsundur Zach.
Talvez não saibas o que é precisar de uma tábua de salvação, Zach.
Okuduğunda beni anlamanı, benden çaldığın o saçma şeylere ne kadar ihtiyacım olduğunu fark etmeni umdum.
Esperava que, depois de a leres, percebesses o quanto eu precisava daquelas coisas tolas que me estavas a roubar.
Ama kız arkadaşının sana ihtiyacı vardı.
Mas a tua namorada precisava de ti.
İhtiyacın olursa burada olacağım.
Estarei aqui, se precisares de mim.
Artık Hannah'nın ne istediğini düşünmeyi bırakıp neye ihtiyacı olduğunu düşünmeye başlamalıyız.
São horas de parar de pensar no que a Hannah queria e começar a pensar naquilo que ela precisa.
Biriyle konuşmaya ihtiyacın var mı?
Precisas de falar com alguém?
Ama ihtiyacınız olursa onları da getiririm.
Mas se precisar delas, também lhas trago.
Bu kaybı anlamlandıracak bir şeye ihtiyacım vardı. Anlamını açığa çıkaracak bir şeye. Neye mal olursa olsun.
Senti necessidade de dar sentido à perda, dar-lhe significado, custasse o que custasse.
Size dönerse o baltaya ihtiyacın olacak.
Vais precisar dele se ele voltar aqui.
Sen ve arkadaşların Kurtarıcılar'a saldırmak istiyorsanız bunu bir an önce yapmanız lazım ve Krallık'a ihtiyacınız var.
Se tu e o teu pessoal querem fazer algo contra os Salvadores... Tem de ser em breve, e precisas do Reino.
Onun tek ihtiyacı aklını başına alması için o delikte bir gece daha geçirmesiydi.
Tudo o que ele precisava era de mais uma noite no buraco para pôr a cabeça em ordem.
İhtiyacın olan başka ne varsa alabilirsin.
Podes levar tudo que precisares.
Binaların çevresindeki bloklarda gizlice arama yapıp onları yakalayacak güçlü kuvvetli adamlara ihtiyacım var derhâl. Negan da özel odasında rahatsız edilmek istemiyor olacak. Yani bu esnada bir sorunuz olursa direkt bendenize sorun.
O Negan estará no seu quarto indisposto, então, enquanto isso, qualquer pergunta deve ser dirigida a mim.
İşleri yoluna koymamı... Seni sıkı tutacak birine ihtiyacın var.
Para corrigir as coisas precisas de alguém que te abrace.
Çocukların sana ihtiyacı var.
Estes miúdos, eles precisam de ti.
Tekneye ne diye ihtiyacın olsun ki?
Porque raio é que precisas de um barco?
Tavra'nın mekanına gitmene ihtiyacım var.
Preciso que vás a casa do Tavra.
Gidecek bir yerin kafa rahatlığın, ihtiyacın olduğunda sığınabileceğin bir hayatın olsun.
Ter um sítio, uma lógica, outra vida à sua espera, se vier a precisar.
Öyle ki ikimiz de ihtiyacın olacağını biliyoruz.
Algo que ambas sabemos que acontecerá.
Ama kazanırsan... şafakta ikinci vuruş hakkını da alırsın ihtiyacın olursa tabii.
Mas, se ganhar... Ao nascer do sol, terá o seu segundo golpe se for necessário.
Ayrıca bazı posterleri basmak için yardımınıza ihtiyacım var.
E talvez precise da sua ajuda na impressão de alguns cartazes.
Yardımsever bir ekiptir ve ihtiyacınız olan her şeyi tedarik edeceklerdir.
São um conjunto simpático, com tudo o que precisarem.
İhtiyacınız olursa bunlardan herhangi birine hepiniz yardım için başvurabilirsiniz.
Todos podem pedir ajuda em qualquer um deles, se precisarem.
Sana ihtiyacın olanı getirebilirim, iyi vakit geçiririz... ama Tommy...
Posso dar-te o que precisas, e podemos passar um bom tempo. Tommy...
Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara.
Liga-me, se precisares alguma coisa.
Ama bana ihtiyacınız varsa...
Mas se precisa de mim...
Franny'nin onların korumasına ihtiyacı yok.
A Franny não precisa da protecção deles.
İhtiyacınız olduğunu söylemişler.
Eles disseram que precisava...
Eğitilmeye ihtiyacınız varmış.
Precisa ser educada.