English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ I ] / Iyi adam

Iyi adam tradutor Português

7,727 parallel translation
Bana yardım etmek için en iyi adamımı istiyorum.
Quero os meus melhores homens para ajudarem a descarregar!
Ben, burada iyi adam olmaya çalışıyorum.
- Ben, estou a tentar ser boa pessoa.
O zaman iyi adam ol.
- Então sê uma boa pessoa.
Bay Prohaszka'nın hayatını aldığında müvekkilimin düşündüğü şey iyi adam mı yoksa bambaşka bir şey mi olduğu tamamen alakasızdır.
O que o meu cliente sentiu quando tirou a vida ao Sr. Prohaszka, quer seja um bom homem ou não, é irrelevante.
Hala iyi adam mı sence? Artık pek emin değilim.
Já não tenho tanta certeza.
En iyi adamınız bu mu?
Este é o vosso melhor homem?
Tamam, o zaman Bu kapşonlu adamın sloganı "iyi iyidir, ama kötü daha iyidir,"
Ok, então o quê... o slogan do Homem Encapuzado é "bom é bom, mas mau é melhor"
Kardeşim iyi bir adam.
O meu irmão é um bom homem.
Senin gibi yemeğimden keyif alan iyi güçlü bir adamın... -... olması çok güzel. - Teşekkür ederim.
É tão bom ter um homem bom e forte como tu que gosta do que faço.
Gey bir adam için fazla iyi fotoğraf çekiyor.
Para um tipo gay, sabe tirar um raio de uma foto.
Adam, iyi misin?
Adam, estás bem?
Oraya gitsen iyi olur, Adam.
É melhor ires lá, Adam.
Dinle, bu adamı ne kadar iyi tanıyorsun?
Ouve... Conheces bem o fulano?
O iyi bir adam.
Ele é um homem bom.
Kev iyi bir adam.
Kev é um dos bons.
Sanırım şu adam dikkat edilmesi için iyi para ödüyor.
Acho que esse tipo paga bem para tudo ser tratado?
Adam kızın iyi niyetinden cesaret alıp hata yapmış olmalı. Dokunduğu an kız adamı yere serdi.
Um gajo deve ter confundido as boas maneiras dela com encorajamento e quando ele meteu as mãos nela, raios, ela prostou-o na plataforma.
Bence bir adamın içeri girmesini beklemek... -... iyi bir plan değil.
Eu digo que esperar para que um homem entre não é um plano muito bom.
Guthrie'nin en iyi ve güvenilir adamın olduğunu söylemiştin ve onun buradaki en karmaşa yaratan kişi olduğu ortaya çıktı.
Disseste que o Guthrie era um dos teus preferidos, aquele em quem mais confiavas, mas encontrei-o a fomentar a desordem na corte.
Şimdi belki de daha iyi bir adam Hope'un hayatına girmiştir. Bunu gördüğünden dolayı korkun içine kadar işlemiş.
Agora talvez um homem melhor tenha entrado na vida da Hope e ao ver isso, ficaste perturbado.
Daha iyi bir adam seni o yalanla korurdu.
Mas eu não sou esse homem.
Ama iyi haber gelecek olan adam cadı işlerinin kitabını yazmış birisi.
Este tipo que vem aí percebe imenso de assuntos de bruxos.
Jack, çok üzüldüm. Şu da var ki çok daha fazla adam kaybedebilirdik ama Aiden iyi oynamış.
Podíamos ter perdido muito mais, mas o Aiden agiu bem.
Yani bu adamı yenmenin bir yolu varsa bu yolu bulacak olan en iyi kişi benim.
Se há alguma maneira de derrotar este tipo, sou o melhor para descobrir como.
İyi bir adamı ve normal bir hayatı hak ediyorsun.
Mereces um bom homem e uma vida normal.
Bu adam neden bahsettiğimi çok iyi biliyor.
Este fulano sabe do que estou a falar.
İyi adam.
Calma.
O korkunç ve gereksiz bir şekilde ailesinden alınan bir adam, iyi bir evlat, bir savaş gazisi, bir koca oldu.
Ele era um bom filho, um veterano de guerra, marido, um homem retirado à sua família de forma terrível e desnecessária.
Tanıdığım en cesur adam ve en iyi müttefikimizdir.
Ele é o homem mais corajoso que eu já conheci, e o meu maior aliado.
Eddie iyi bir adam.
O Eddie é um bom homem.
İyi.Hiçbir kadın, adam, çocuk geride kalmasın.
Óptimo. Nenhum homem, mulher ou criança fica de fora.
Sen iyi bir adam mısın?
É um dos bons?
Bu iyi. Çok sarhoş oldum, adamım, Planın tamamını bile hatırlamıyorum.
Bebi tanto que nem me lembro do plano todo.
Ve çok iyi bir adam. Ted'i seviyorum.
Ele é um homem muito bom, e eu gosto dele.
Diyelim ki biri iyi biri kötü iki tane iş adamının malına el konulması davası var. İşi masum adam için kurtarabilir miyiz?
Se, hipoteticamente, houvesse um caso de investigação criminal com dois empresários, um criminoso e outro não, seria possível salvar o negócio do tipo inocente?
Müsaade ederseniz adamım Bodine yanında avukatla gelip kıçınızı yakmadan gitseniz iyi olur.
Agora, se me derem licença, é melhor irem andando, antes que o Bodine chegue com o advogado e vos ponha na rua.
İyi insanlardı adamım.
Tinha boa gente.
İyi ki buluştuk adamım.
Estou contente por teres ido, meu.
Ben her daim herkesteki iyiliği görmeye çalışırım ve sen de her daim iyi bir adam gibi görünüyorsun, ama ama bu, bu son bulmalı, Ben.
Tento sempre ver o melhor nas pessoas, e sempre me pareceste um bom homem, mas... Mas isto... isto tem de parar, Ben.
İyi adamım.
Boa, pá.
Şimdi, çölde kalan sana merhametle davranan bu adam,... iyi bir koca mıydı?
Esse homem que teve pena de ti no deserto... foi um bom marido?
Evet, adamım, iyi hissediyorsun.
Pois, meu, senti-me bem.
O iyi bir işadamı, ama ayrıca iyi bir adam.
Ele é um bom empresário, mas, também é um bom homem.
- İyi geceler, şeker adam.
- Boa noite, querido.
Ama doğru adamı seçtiğinden tam olarak emin olsan iyi olur.
Mas é bom que tenhas a certeza que escolheste o homem certo.
İyi bir adam, kötü hatalar, ikinci şans.
Um bom homem, maus erros, uma segunda oportunidade.
Müstakbel kocanız iyi bir adam mı?
E o vosso futuro marido? É um bom homem?
Kardinal'in adamı olarak Madrid, Fransa'ya dönüşünde oldukça iyi bir yere geleceğini biliyordu.
Como homem do Cardeal, Madrid sabia que ele estaria perfeitamente posicionado quando regressasse a França.
Adamım, çocuk çok iyi motive olmuş.
Bem, aquele tipo estava decididamente... motivado.
Sağlam bir adam için iyi bir konumdaydı.
Um posto de orgulho para um homem de fibra.
Yıllarca çok iyi bir adam olduğum için mi sana böyle davrandığımı sanıyordun?
Durante todos estes anos, achas que fui bondoso contigo por ser bom homem?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]