Iyi davran tradutor Português
2,310 parallel translation
Ne sebeple olursa olsun, olması gerekenden daha iyi davranıyor.
Não sei por que razão, mas ele está a ser mais que justo.
Tanya'ya iyi davranıyordu...
Tratava bem a Tanya.
İlk görüşte aşk değildi, ama Emily'e çok iyi davranıyordu.
Não foi amor à primeira vista mas ele era tão bom para a Emily.
Ona iyi davranın.
Tratem-no bem.
Ama sonra iyi davranışlarla beklentilerimi unutturmaya çalıştın.
Mas depois acabaste com as minhas expectativas e depois disso...
Tamam, ona iyi davranırım.
Certo, terei cuidado.
Ama sonra--sonra ona delice iyi davranırım. - Böylece kendisini suçlu hisseder.
Depois sou hiper simpática para que sintam imensos remorsos.
Şimdi, lütfen, iyi davran.
Agora, por favor, seja agradável.
Bana çok iyi davranıyorsun Clovis.
És tão bom para mim, Clovis.
Neden sana iyi davranıyor da bana davranmıyor?
Porque é que ela é simpática para ti e não para mim?
- Ben ona hep iyi davranıyorum.
- Sou sempre simpática com ela.
Muhtemelen o, sosyal ilişkileri zayıf olan biri, ona iyi davran, ona özel bir şey al, onu kibarlığınla bitir.
Ela provavelmente é uma pessoa que não tem habilidades sociais, então seja amável, dê-lhe algo especial, Mate-a com bondade.
Ona çok iyi davran, zor bir dönemden geçiyor.
Vê se és mais simpático, ele está a passar por uma fase difícil.
Kabilenin anahtarı bendeydi. O yüzden bana iyi davranıyordu.
Uma maneira de voltar ao clã, por isso, está a ser simpática.
Hayır, iyi davranıyorlar.
Não, têm sido simpáticos.
- Ona iyi davranıyorlar mı?
- Estão a tratá-la bem?
Önemıi değiı Diane, son zamanıarda Emily büyük stres altında ama bana çok iyi davranıyor, umarım uzun süre onunla kalırım.
Está tudo bem, Diane, a Emily anda um pouco tensa, mas ela é muito boa para mim e espero ficar muito tempo com ela.
Onlara iyi davranın. Sizi severlerse sizden şüphelenmezler.
Se for simpático com eles, eles vão gostar e não suspeitarão de nada.
Söz veriyorum sana iyi davranıcam.
Prometo que me vou comportar, como um cavalheiro.
Baban sevgili kızının bir Lycan ile seviştiği haberini getiren adama iyi davranır mıydı?
O vosso pai acolheria bem o homem que lhe dissesse que a sua amada filha tinha relações... com um Lycan?
Bana ve Abdul'e çok iyi davranıyorlar.
São tão boas para mim e para o Abdul.
Beni çok az tanıyan insanlar bana neden anne babamdan daha iyi davranır ki?
Porque é que pessoas que mal me conhecem são melhores para mim do que os meus pais?
Ablam gibi bir eşe sahip olduğun için şanslısın Lowell ve ona iyi davran.
Tens sorte em ter a minha irmã como mulher, Lowell. Sei que serás bom para eia.
Sana iyi davranıyorum, Frankie'ye iyi davranıyorum ve seni seviyorum.
Sou bom contigo, com a Frankie. Amo-te, não mereço isto.
- Bunun parasını vereceksin. - Frank'e iyi davran.
Ele está a gozar com a tua cara.
Onların iyi davranışlarının seni kandırmalarına izin verme
Não te deixes enganar pela atitude hippie amigável.
Ona çok daha iyi davran.
Que seja bom para ela.
Herkes bana çok iyi davranıyordu.
Todos à minha volta eram tão amáveis.
Enteresan, bu yaratık şaşırılacak kadar iyi davranıyor.
Estranho, esta criatura é de uma raça muito perigosa.
Ona hizmet edenlere çok iyi davranır.
Ele é bom, para aqueles que o servem.
- Burada birbirimize iyi davranırız.
- Aqui somos amáveis com os outros.
- Sana iyi davranıyorlar mı?
- Estão a tratar-te bem?
Amerikalı çocuklar kadınlara iyi davranız biz biliyoruz
E nós sabemos como os americanos gostam de ver o corpo feminino.
Bana iyi davranıyor.
Olha, ela é simpática comigo.
Davranışlarınız kötü kokarsa, kalbiniz iyi değildir.
Se sua atitude fede, isso significa que seu coração não está bem.
Bu iyi bir alışveriş ama her şey geçen sezondan kalma gibi davranıyorsun.
É uma loja das boas, e tu ages como se fosse tudo da última estação.
Ama baban her şeyi çok iyi idare ediyor. En azından öyle davranıyor.
Mas o teu pai tem feito um óptimo trabalho em aguentar tudo.
Ailesine iyi bakan biri. Bana kraliçeymişim gibi davranırdı.
E tratava-me como a uma rainha.
Davranışlarını değiştirmişti çünkü onu daha iyi olmaya ikna etmiştin.
Ele mudou, porque o fez desejar ser uma pessoa melhor.
İyi davranıyorlar.
Estou a ser bem tratada.
Gardner iyi bir adammış gibi davranır herkesin iyi arkadaşıymış gibi ama onun hakkında sana söyleyebileceğim şeyler var.
O Gardner age como bom rapaz, melhor amigo de todos, mas posso contar-te umas coisas sobre ele.
Jüri görevini yerine getirmek istedi diye, 2 numaralı jürinin suçlu olduğunu düşündük. Ama sadece iyi bir insan gibi davranıyordu.
A segunda parecia culpada porque queria estar num júri, mas estava só a ser uma boa pessoa.
İyi çalıştığını kendin söylüyordun. Ama şimdi ona çok kötü davranıyorsun.
Disseste que ela estava a fazer um bom trabalho e agora fazes-lhe estas maldades todas?
En iyi primat davranışlarını görüntülemek için "Life" ekibi tüm primat hünerlerini ve uyum sağlama becerilerini kullanmak zorunda kaldı.
Para obter as melhores filmagens dos comportamentos dos primatas, a equipa da "Life" recorreu ao seu engenho e adaptabilidade primatas.
İyi bir Hıristiyan gibi davranın.
E tire a tampa como todo mundo.
İyi davranırım, ve Chester eve dönmeme izin verir.
Então, se eu sou Chester bom deixe-me ir para casa.
Umarım karına bu kutudan daha iyi davranırsın.
Espero que trates melhor a tua esposa do que esta caixa.
- Bir dakika. - İşte başlıyoruz. Davranışlarına biraz daha dikkat edersen çok iyi olur.
Ajudaria se te conseguisses controlar.
Şimdi iyi. Tuhaf davranıyor.
Ela age estranhamente.
Dünyanın en iyi üniversitelerinden birinden birincilikle aldığım bir diplomam var. Ama kocam aptalmışım gibi davranır.
Graduei-me com distinção numa das melhores universidades e o meu marido trata-me como se fosse uma tonta.
Yaptığı onca şeye rağmen ona iyi mi davranıyor?
- Não estou a tentar ajudar. Depois de tudo o que ele fez, ela ainda o beija?
davran 26
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi dedin 60
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi dedin 60
iyi de neden 21
iyi değil 246